Emekli MİT'çinin eski eşi konuştu
Abone olEnsesine kurşun sıkılarak öldürülen emekli MİT mensubu Haluk Akter'in öldürülmesi üzerindeki sır perdesi aralanmaya çalışılıyor.
Bodrum'daki evinde öldürülen eski MİT görevlisi Haluk
Akter, aralarında MİT raporunun da olduğu birçok önemli dosyayı
hazırlayan ekibin şefi çıktı. MİT muhbiri olduğu iddia edilen
'Kambur Ali' lakaplı şüpheli aranıyor.
Sabah gazetesinin deneyimli munhabiri Savaş Ay esrarengiz cinayetin izini sürdü. Ay, öldürülen MİT'çin ayrıldığı eşi ile konuştu. Eski karısının anlattıkları cinayet üzerindeki sır perdesini aralayaçak gibi. İşte karmaşık ilişkiler ve ortaya çıkan zanlının profili:
29 Mart Salı günü Bodrum'daydım. Gazeteciliğe başladığım
yıllarda Hergün Gazetesi polis muhabiri olarak tanıdığım Haluk
Akter'in evinde ölü bulunduğu haberi geldi. Önce Akter'in intihar
ettiği söylendi. Ancak yapılan incelemede 26 Mart'ta evinin
mutfağında başının arkasından 2 kurşunla vurulduğu ortaya çıktı.
Ayrıldığı eşi Seyhun Güleç de eski meslektaşımdı. Olayın meydana
geldiği evin kapısında karşılaştık. Bana eski bir Milli İstihbarat
Teşkilatı (MİT) mensubu eşinin cinayete kurban gittiğini söyledi.
Ben de bildiklerini savcıya ve jandarmaya aktarmasını söyledim.
EŞİNİN İFADESİ
Yanımda, jandarmaya kayıtlara geçen şu ifadeyi verdi ve eski eşinin
söylendiği gibi emekli emniyet müdürü değil, Milli İstihbarat
Teşkilatı'nda (MİT) Kontrespiyonaj (Casusluğa Karşı Koyma) Amiri
bir 'ajan gazeteci' olduğu gerçeğini açıkladı. Güleç, ifadesinde
şunları anlattı: "Haluk çok şey yaşamış ve çok şey biliyordu. Polis
kolejini bitirdikten sonra yeteneklerini keşfeden bazı yöneticiler
onu MİT'e alıp çok özel ajan olarak yetiştirdi. 1974'de Hergün
gazetesi polis muhabiri olarak basın dünyasının içine sızdı.
DOSYALARDA İMZASI VAR
Ben de baba mesleği gazeteciliğe başladığım sıra tanıştık evlendik.
Yıllarca basın yayın organları içinde gazeteci gibi çalıştı. MİT'te
Kontrespiyonaj Dairesi Amirliği'ne kadar yükseldi. MİT Başkanı Nuri
Gündeş onu evladı gibi severdi. Hiram Abbas, Mete Bozbora, Ferdi
aynı ekiptendi. Ünlü MİT Raporu, Susurluk çetesini kazadan bir yıl
önce bir dergiye sızdıran, Tahsin Şahinkaya, Dündar Kılıç, Asil
Nadir Dosyaları gibi önemli pek çok dosyanın baş aktörlerindendi.
Nokta, Aydınlık ve 2000'e Doğru dergilerine haber sızdırır,
'Danışman' olarak görev yaptığı Söz gazetesine sahte isimlerle
dosya haberler hazırladı.
'TEHDİT ALINCA BOŞANDIK'
Dündar Kılıç'la çok fazla içli dışlı olunca ihtarlar aldı. Aydınlık
Dergisi kimliğini deşifre edince de vurulmasın diye Cizre'ye
tayinini çıkardılar. Orada da operasyonel görevlere katıldı. Ağır
tehditler alınca bize de bir şey olur kaygısıyla boşanmak istedi,
ayrıldık. Kızımla birlikte İngiltere'ye yerleştik. Bir süre sonra
hastalandığı için teşkilattan (MİT) uzaklaştırıldı. Bu onu çok kötü
etkiledi. Bodrum'da bir nevi inziva hayatı yaşamaya başladı.
'RAHAT BIRAKMADILAR'
Çalışırken tanıştığı pek çok karanlık tip ya intikam almak ya da
ondan yararlanmak için devamlı surette taciz etti. Sonunda birkaç
eski tanıdığıyla Güvenlik Şirketi işine girdi. Oysa şirketin arka
planında karanlık işler dönüyordu. 'Çek senet işleri, kara para
aklama, tehdit, şantaj, tuzak ve para sızdırma üzerine kurulu
düzenler var' ruhum bunları kaldırmıyor, mutlaka bir şeyler
yapacağım' diyordu. Seçtiği hayatı yaşadı. Beklediği gibi öldü. Ama
onu yüzü dönükken vuracak cesaretleri yoktu. Arkasından ateş ederek
öldürdüler."
TARİF ÜZERİNE TANIDI
Seyhun Güleç'e Jandarma Karakolu'nda, olay günü 2 kadınla birlikte
eski eşinin evine bir kişinin güvenlik kamera görüntüleri
izletildi. Kadınların eşkâli açıktı ama aracı kullanan şahıs
görünmüyordu. Görgü tanıkları adamın tipini tarif edince, acılı
eski eş "Kambur Ali bu... Kocamın çocukluktan beri arkadaşıdır"
dedi. Güleç'in "Kambur Ali" olarak tanıdığı ve MİT muhbiri olduğunu
söylediği Müfit Ali Tengiz'in kim olduğunu araştırdım. Ortaya çok
çarpıcı bir portre çıktı. Şöyle ki: "1947 Moda doğumlu. Çok
varlıklı bir ailenin haylaz küçük oğlu. İşadamı Ömer Çavuşoğlu'nun
kızı Lale Çavuşoğlu'nun eski kocası. Sosyete playboyu. Kokain
bağımlısı."
ARANAN KATİL ZANLISI
Jandarma katili yakalamak için özel bir ekip oluşturdu. Bu ekip,
Kambur Ali'yi evinde ve iş yerinde bulamadı. Telefonları da
kapalıydı. MOBESE kayıtları incelendi, Kambur Ali'nin olay gecesi
öldürülen Haluk Akter'in Honda Civic aracıyla Bodrum'dan çıktığı
belirlendi. Kambur Ali'nin "Benimle ve bazı ağabeylerimle ilgili
çok şey biliyor. Bunun kafasına sıkacağım" dediği öğrenildi. Bodrum
Cumhuriyet Başsavcılığı, katil zanlısı Müfit Ali Tengiz için arama
kararı çıkardı.
MİT'Çİ ARKADAŞI DA 11 YIL ÖNCE ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ
1987'de ortaya çıkan MİT raporu, ''Polis-mafya-siyaset''
ilişkilerini gündeme getirmişti. MİT Arşiv-Sorgu Müdürü Ferdi Tamer
ile MİT mensubu Haluk Akter'in de, o dönem raporla ilgili telefon
konuşmaları medyaya yansıyınca, Başbakanlık Teftiş Kurulu geniş
kapsamlı bir soruşturma yapmıştı. Ferdi Tamer MİT'ten emekli
olduktan açtığı tüpgaz bayiinde 18 Aralık 1990 günü dükkanında
uğradığı saldırı sonucu öldürülmüştü.
Nokta Dergisi’nde birlikte çalıştığı arkadaşları Akter’i anlattı. Ayrıntılar sonraki sayfada
‘Tarık Ümit onu şikayet etti’
“Nokta’ya geldiği zaman MİT’ten ayrılmıştı. Ercan Arıklı işe
almıştı. Aynı zamanda Moda’dan çocukluk arkadışımdı. Lakabı bile
vardı. Aramıza geldiği zaman şaka yollu ‘MİT Haluk gelmiş derdik.’
Beylik tabancasını yanından ayırmazdı. Haluk’un silahını alıp
kırmızıya boyadık, dergiye kapak oldu. Şen-şakrak bir çalışma
ortamımız vardı. Rahmetli Hızır Türel, Haluk’un tabancasını alıp
saklardı. Saatlerce yana-yakıla arardı. MİT’te yaptığı görevle
ilgili asla konuşmazdı. Daha sonra öldürülen MİT’çi Tarık Ümit,
Ercan Arıklı’nın yanına gelip kendisini takip ettiği yönünde
şikayette bulunmuştu.”
‘Serüveni çok kısa sürdü’
“Çok az tanıyorum. Nokta’da kadrolu mu, yoksa telif mi çalıştığını
bile hatırlamıyorum. Bir yıl çalışıp ayrıldı. MİT mensubu olduğunu
Nokta Dergisi’nden ayrıldıktan sonra duydum. Zaten etkin bir
haberci de değildi. Haber yaptığını bile hatırlamıyorum.”
‘Nasılsa MİT adam sokar bari tanıdık olsun’
“Rahmetli Ercan Arıklı, esprili bir şekilde ve gülerek ‘Nasıl olsa
MİT içimize birini sokar. Bari tanıdığımız olsun’ diyerek Akter’i
işe almıştı. Genel olarak evrak işlerini takip eden, derginin ayak
işlerini yapan bir arkadaştı. Bir keresinde MİT’ten bir arkadaşını
arayıp o dönem yayınlanan MİT raporyla ilgili şaka yollu
eleştirilerde bulunmuş. Aradığı kişi o an Doğu Perinçek’in
yanındaymış ve konuşmaları teybe kaydetmiş. Bu konuşma daha sonra
‘2000’e Doğru’ dergisinde yayınlanmıştı. Haluk Akter’i bu şekilde
tuzağa düşürdüklerini hatırlıyorum.”
“Bizimkilere sorayım’
“Söz Gazetesi’nde birlikte çalıştık. Kendisiyle samimiyetim yoktu.
Ağırlıklı olarak polis ve askeriye hakkında haberler yapardı.
Hatırladığım kadarıyla belinde silahla gezerdi. Polisi ilgilendiren
haberlerde aleni biçimde ‘emniyet mensuplarını kastederek
bizimkilere sorayım’ dediğini duymuştum. Bir yerlerle bağlantılı
olduğu tahmin ediliyordu.’’
Nokta Dergisi’nde birlikte çalıştığı arkadaşları Akter’i anlattı. Ayrıntılar sonraki sayfada
[PAGE]
‘Tarık Ümit onu şikayet etti’
“Nokta’ya geldiği zaman MİT’ten ayrılmıştı. Ercan Arıklı işe
almıştı. Aynı zamanda Moda’dan çocukluk arkadışımdı. Lakabı bile
vardı. Aramıza geldiği zaman şaka yollu ‘MİT Haluk gelmiş derdik.’
Beylik tabancasını yanından ayırmazdı. Haluk’un silahını alıp
kırmızıya boyadık, dergiye kapak oldu. Şen-şakrak bir çalışma
ortamımız vardı. Rahmetli Hızır Türel, Haluk’un tabancasını alıp
saklardı. Saatlerce yana-yakıla arardı. MİT’te yaptığı görevle
ilgili asla konuşmazdı. Daha sonra öldürülen MİT’çi Tarık Ümit,
Ercan Arıklı’nın yanına gelip kendisini takip ettiği yönünde
şikayette bulunmuştu.”
‘Serüveni çok kısa sürdü’
“Çok az tanıyorum. Nokta’da kadrolu mu, yoksa telif mi çalıştığını
bile hatırlamıyorum. Bir yıl çalışıp ayrıldı. MİT mensubu olduğunu
Nokta Dergisi’nden ayrıldıktan sonra duydum. Zaten etkin bir
haberci de değildi. Haber yaptığını bile hatırlamıyorum.”
‘Nasılsa MİT adam sokar bari tanıdık olsun’
“Rahmetli Ercan Arıklı, esprili bir şekilde ve gülerek ‘Nasıl olsa
MİT içimize birini sokar. Bari tanıdığımız olsun’ diyerek Akter’i
işe almıştı. Genel olarak evrak işlerini takip eden, derginin ayak
işlerini yapan bir arkadaştı. Bir keresinde MİT’ten bir arkadaşını
arayıp o dönem yayınlanan MİT raporyla ilgili şaka yollu
eleştirilerde bulunmuş. Aradığı kişi o an Doğu Perinçek’in
yanındaymış ve konuşmaları teybe kaydetmiş. Bu konuşma daha sonra
‘2000’e Doğru’ dergisinde yayınlanmıştı. Haluk Akter’i bu şekilde
tuzağa düşürdüklerini hatırlıyorum.”
“Bizimkilere sorayım’
“Söz Gazetesi’nde birlikte çalıştık. Kendisiyle samimiyetim yoktu.
Ağırlıklı olarak polis ve askeriye hakkında haberler yapardı.
Hatırladığım kadarıyla belinde silahla gezerdi. Polisi ilgilendiren
haberlerde aleni biçimde ‘emniyet mensuplarını kastederek
bizimkilere sorayım’ dediğini duymuştum. Bir yerlerle bağlantılı
olduğu tahmin ediliyordu.’’