Emekli maaşları için 10 soru 10 cevap
Abone olYıllardır memur emeklilerinden daha az aylık aldıklarını dile getiren Bağ-Kur ve işçi emeklilerinin gözü kulağı Anayasa Mahkemesi’nde.
İşçi Memur Bağ-Kur Emeklileri Derneği (İMBED) Genel Başkanı
Hamdi Öz’ün işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarının memur
emeklilerine eşitlenmesi için geçen haziranda açtığı dava Anayasa
Mahkemesi’ne sevk edildi. Anayasa Mahkemesi, CHP’nin 2007’de açtığı
benzer davayla birleştirerek esastan görüşeceği bu davada Öz’ü
haklı bulursa işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıkları kendileriyle
aynı derecedeki memur emeklilerinin aylıklarının seviyesine
yükselecek, yani bir anlamda ikiye katlanacak.
Daha önce de emekli maaşlarındaki enflasyon farkının yanlış
hesaplandığı gerekçesiyle açtığı davayı kazanan ve toplam 29 aylık
fark alan Hamdi Öz, Anayasa Mahkemesi’nde görüşülecek ‘intibak’
davasının detaylarını 10 soruda Milliyet gazetesine anlattı:
1- Bu davayı kim açtı?
İMBED Genel Kurulu’nda işçi, Bağ-Kur ve memur emeklileri arasındaki
aylık farkının ortadan kaldırılması için girişimde bulunma kararı
aldık. Davayı İMBED Başkanı olarak ben açtım.
2- Dava hangi gerekçeyle açıldı?
Türkiye’de çeşitli dönemlerde çıkarılan yasalar nedeniyle emekli
maaşlarında 13 farklı hesaplama var. Bu durum Anayasa’nın 10’uncu
maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı. Emekli maaşlarında
intibakın sağlanması gerekçesiyle dava açtık. Bu, aynı zamanda iş
mahkemesinin kararıyla Anayasa Mahkemesi’ne giden ilk dava.
3- İş mahkemesi, davayı Anayasa Mahkemesi’ne sevk ederken
hangi ifadeyi kullandı?
“Davacı asilin talebi doğrultusunda ve uygulanan kanun hükümlerinin
kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğu anlaşıldığından
dosyanın gerekçesi yazılmak suretiyle Anayasa Mahkemesi’e
gönderilmesine, Anayasa Mahkemesi’nden verilecek karardan sonra
dosya hakkında karar verilmesine, bu nedenle duruşmanın 30 Haziran
2010’a bırakılmasına karar verildi.”
4- Anayasa Mahkemesi’ndeki dava ne zaman
sonuçlanabilir?
Anayasa Mahkemesi’nde bu yönde görüşülmekte olan bir dava var.
2007’de CHP açmıştı. Bizim davamız da bununla birleştirilecek ve bu
nedenle sıra beklemeyeceğiz. Bize 30 Haziran’a gün verildi. Hatta
30 Haziran Atatürk’ün emekli olduğu gün olduğu için biz bu günü her
yıl Emekliler Günü olarak kutlarız. Davanın da o gün görülecek
olması bizim için çok güzel bir tesadüf oldu. Davanın aynı gün
sonuçlanabileceğini tahmin ediyoruz.
5- Mahkeme aleyhte bir karar verirse nasıl bir yol
izlenecek?
Aleyhte karar çıkarsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne
başvuracağız. Dilekçemizde bunu belirtmiştik.
6- Dava kaç emekliyi etkileyecek?
6.5 milyonu bulan işçi ve Bağ-Kur emeklilerinin tümü
etkilenecek.
7- Maaşlar nasıl değişecek?
İşçi ve Bağ-Kur emeklililerinin aylıkları memur emeklileriyle
eşitlenecek. Eşitlenmede dereceler önemli olacak. Yani aynı
derecedeki bir işçi emeklisiyle memur emeklisi aynı aylığı alacak.
Şu anda en düşük emekli aylığı Bağ-Kur’da 580 lira, işçilerde de
680 lira. Anayasa Mahkemesi ‘intibak’ kararı verirse bu aylıklar
1000-1200 lira düzeyine yükselecek. Bir anlamda ikiye
katlanacak.
8- Emeklilerin tek tek dava açması gerekecek
mi?
Anayasa Mahkemesi şahıslar adına karar almıyor. Bu nedenle alınan
karar tüm işçi ve Bağ-Kur emeklileri için geçerli olacak. Bu
kişilerin tek tek dava açmalarına gerek kalmayacak.
9- Dava sadece intibak talebini mi içeriyor?
Hayır. 1999’da çıkarılan 4447 sayılı yasa yanlış hesaplamadan
dolayı emeklilere eksik ödeme yapılmasına yol açtı. Bu davada
ayrıca bu konuda da hakkımızı arıyoruz.
10- Ne kadar fark alacaksınız?
Bilirkişi bu eksik ödemeyi saptadı. Bana 10 yıl boyunca her ay 300
lira eksik maaş ödenmiş. Anayasa Mahkemesi bu kararı onayladığı
zaman yaklaşık 20-25 bin liralık fark alacağım. Bu karar da yine
tüm emeklilere yansıyacak, onlar da fark alabilecekler.
Uzman görüşü
Özsever: Yeni bir yasal düzenleme gerekecek
Maltepe Üniversitesi öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Atilla Özsever,
Ankara 5. İş Mahkemesi’nce işçi ve Bağ-Kur emekli aylıkları ile
memur emekli aylıkları arasındaki farklılığın Anayasa’nın eşitlik
ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla ilgili dosyayı Anayasa
Mahkemesi’ne göndermesinin ciddi bir durum olduğunu belirtti.
Yard. Doç. Dr. Atilla Özsever şöyle dedi:
“Anayasa Mahkemesi, CHP’nin daha önce açtığı davanın da aynı
maddeyi içermesi halinde iki dosyayı birleştirebilir. Eğer bir
iptal söz konusu olursa yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç doğar.
Bu süreçte sendikaların, emekli örgütlerinin de kamuoyu yaratması
gerekir.”
Yard. Doç. Dr. Atilla Özsever şunları söyledi:
“Bilindiği gibi hem işçi, memur ve Bağ-Kur emekli aylıkları
arasında farklılıklar var, hem de işçi emekli aylıkları arasında 13
farklı maaş düzenlemesi var. Özellikle işçi ve Bağ-Kur emeklileri
ile memur emeklileri arasında aylık hesaplamasında farklı kriterler
dikkate alındığı için farklı maaşlar söz konusu olmaktadır. Emekli
Sandığı, memur maaşlarına yapılan artış oranını paralel bir şekilde
memur emeklilerine de yansıtırken SSK emeklileri için ise
mağduriyete yol açan bir uygulama söz konusu oluyor.”
‘Kamuoyu oluşturulmalı’
Geçen dönem memur emeklilerine yüzde 4.5 oranında zam yapılırken
SSK emeklilerine yapılan zammın yüzde 2’yi bulmadığını hatırlatan
Özsever, “Ayrıca SSK’da kesilen primlerin ortalaması esas alınırken
Emekli Sandığı’nda tüm ödemeler emekli aylığına yansıtılıyor. Bu
durum da bir eşitsizlik yaratıyor” diye konuştu.
Atilla Özsever, dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gitmesiyle ilgili
olarak da şöyle konuştu:
“CHP’nin 5510 sayılı yasayla ilgili olarak ikinci bir iptal davası
halen Yüksek Mahkeme’de bulunmaktadır. İş mahkemesinden gelen
ikinci dava raportör tarafından incelenecektir. Aynı maddeden iptal
iddiası söz konusu ise birleştirme yoluna gidilir.
Eşitlikle ilgili davlarda Anayasa Mahkemesi genelde statü durumunu
dikkate alıyor ve daha önce 5510 sayılı yasayla ilgili ilk davada
işçi ve memurların aynı statüde olmadığına karar vermişti.
Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi eşitsizlik iddiasını ciddi bulup
iptal kararı verirse yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç doğacaktır.
Bu zaman alır. O nedenle Anayasa Mahkemesi’nin kararını beklemeden
sendikalar ve emekli örgütleri eşitsizliğin yasal yönden
düzeltilmesi için kamuoyu oluşturması gerekir.”
SGK’ya dilekçe verenler dernek kesintisini
alıyor
Son dönemde emeklilerin gündemindeki bir diğer konu da
aylıklarından yapılan dernek kesintileri. Bu kesintilerin pek çok
emeklinin bilgisi dışında yapıldığını belirten İşçi Memur Bağ-Kur
Emeklileri Derneği ile Emekli-Sen, konuyla ilgili olarak emeklileri
bilgilendiriyor ve hukuki mücadele yürütüyor. Bu kesintilerin iki
dernek için yapıldığını kaydeden Emekli-Sen Genel Başkanı Veli
Beysülen şu bilgileri verdi:
“Biri son dönemde adını Türkiye Emekliler Derneği olarak değiştiren
Türkiye İşçi Emeklileri Derneği (TİED), diğeri de Turgut Özal
döneminde süper emekli olanların kurduğu Tüm İşçi Emeklileri
Derneği. Kamuoyu TİED Başkanı Kazım Ergün’ü, emekli aylıkları
iyileştirildi diye Başbakan’a çiçek vermesiyle hatırlayacaktır.
Türkiye Emekliler Derneği için yaklaşık 650 bin kişiden yıllık 18
lira, Tüm İşçi Emeklileri Derneği için ise 120 bin emekliden yıllık
15 lira kesildi.”
‘Bize de bordro verilsin’
1990’ların sonunda durdurulan kesintilerin 2005’te SSK yönetiminin
aldığı bir kararla yeniden başladığını anlatan Beysülen, “Kesinti
için üyelik belgesinin ibrazı istenmiyor. Derneğin beyanı yeterli
oluyor” dedi. Beyan usulünün kötü niyetli uygulamalara yol
açabileceğini düşündükleri için geçen yıl SGK’ya başvurduklarını
hatırlatan Beysülen şöyle devam etti:
“Emeklileri, bilgileri dışında derneklerine üye yapmışlar. Şimdi
emekliler SGK’ya dilekçe vererek kesilen paraların kendilerine
iadesini talep edebiliyor. İade edilmezse dava açmaları gerekiyor.
Emekli aylığından ilaç paraları da kesiliyor. Ancak emekli bunların
dökümünü göremiyor. Emeklilere de bordro benzeri ayrıntılı döküm
verilmeli” dedi.