Özkan, çocuk hastalıkları uzmanı olarak meslek hayatına başladığı 1974'te hafta sonu tatillerini geçirmek için köyündeki arazisine iki katlı ev yaptı.Daha sonra evinin de içinde bulunduğu yaklaşık 60 dönümlük araziyi ağaçlandırmaya başlayan Özkan, 1700 rakımdaki köyün kurak iklimi ve soğuk havasına rağmen 49 yılda diktiği 3 bin fidanı büyütmeyi başardı.Aynı zamanda köyün muhtarı da olan Özkan, emekliliğinin ardından yerleştiği köyünde ağaçların arasında eşiyle birlikte yaşıyor."3 bin ağacım var burada, onların arasında yaşıyorum" Özkan, AA muhabirine, göreve başladıktan sonra tatillerini köyünde geçirmek için çorak araziye ev yaptığını söyledi. Çevrede su bulunmadığı için çorak kalan araziyi ağaçlandırmaya karar verdiğini ifade eden Özkan, "Burayı ağaçlandırma ihtiyacı duydum. Önce kavak diktim, daha sonra çam ağacının buraya daha uygun olabileceğini düşünerek çam dikmeye başladım. Allah'a şükür gayet güzel sonuç aldım. Bugün 3 bin ağacım var, burada onların arasında yaşıyorum." dedi.Özkan, özellikle son 5 yıldır eşiyle köyde yaşadıklarını, sakinlik içinde bol oksijeni teneffüs ederek mutlu bir hayat sürdüklerini anlattı.Ağaçların bakımını yaparken büyük mutluluk duyduğunu belirten Özkan, şöyle devam etti: "Bunların hepsinin hikayelerini hatırlıyorum, o anları yaşıyorum. Diktiğim zaman ne kadar su taşımışım, ne gibi bakımlar yapmışım, bana nasıl cevap vermişler, eğri olanı nasıl düzeltmişim bunları hatırlıyorum. Çam ağaçlarının tohumları altlarına veya yakınlarına saçılıyor, oralarda yeni fidanlar oluşuyor yani bunların torunları burada büyüyor onları gözlemliyorum. Bu bana büyük mutluluk veriyor. Onların arasında yaşamak beni gerçekten mutlu ediyor.""Çam ağacı iğne yapraklı olduğu için kuraklığa, soğuğa dayanıklı" Çocukluğunda, köyünde kendiliğinden bir tane iğne yapraklı çam ağacı yetiştiğine şahitlik ettiğini dile getiren Özkan, bu durumdan esinlenerek arazisine genellikle çam fidanı diktiğini aktardı.Özkan, diktiği ağaçların tohumunun yıllar içerisinde köyün belirli kısımlarına yayıldığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Kendi arazime bu çamları diktikten sonra, bunların tohumlarını kuşlar köyün her tarafına yayarak oralarda da yeni doğal çamlar oluşmasına sebep oldular. Bunu görmek nasip oldu. Bunu köyümde yaşıyorum. Bunu gören köylülerim de çam ağacının daha fazla faydalı olduğunu müşahede ederek çam dikmeye başladılar."Köyde söğüt ve kavak fidanı diken kalmadığını dile getiren Özkan, "Çünkü söğüt ve kavak suyun bulunduğu dere kenarlarında oluyor. Köyümüz oldukça kurak bir yer, bu ağaçlar kuraklığa dayanıklı değil. Ama çam ağacı iğne yapraklı olduğu için kuraklığa, soğuğa dayanıklı. Özellikle kışın burada beyaz bir dünya var, onun içerisinde yeşil çam ağaçları. Hem görünüşü harika hem de kışın o ortama devamlı oksijen üreterek canlıların yaşamlarına hizmet ediyorlar." ifadelerini kullandı.