Emekli çığlığını yalnız kendi duyuyor
Abone olZalimler benim için bankada kalan o yedi veya sekiz liranın, bazen de dokuz liranın ne büyük para olduğunu bilmezler ki
ADNAN
BERK OKAN - ÖZEL
O’na bir Ziraat Bankası’nın önünde rastladım…
Emekli maaşını almak için sabahın kör karanlığında girmişti kuyruğa…
Gözlerini sıkıca kapamış, başını yere eğmişti, bir şeylerden utanır gibi…
Gözlerini açarsa utancının
daha da artacağından korkuyordu sanki…
Gözlerini kapadığında çevresindekilerin de kendisini görmediğini zanneden küçük bir çocukmuşçasına gizleniyordu…
Kendisi gibi kuyrukta sıralarının gelmesini bekleyenler birbirleriyle soğuk konuşmalar hatta zaman zaman atışmalar yapsalar da O ilgilenmiyordu bile çevresinde olup bitenlerle…
***
Oysa bir zamanlar nasıl da öne fırlardı…
Nasıl da ateşli nutuklar atardı, bu ülkeyi cahillerin yönettiğini haykırarak…
Ne medya imparatorları umurundaydı…
Ne de finans devleri…
Saltanat tahtına oturanların bir gün oradan ineceklerini söyler, yazar dururdu…
“Bedenim kadavraya dönüşüp de toprağa düşünceye kadar mücadele edeceğim bu zalimlerle” deyişi çınlıyordu kulaklarımda…
Herkes cebini doldururken o ise ağırlığı giderek çileye dönüşen sırtındaki çantasına her gün bir düşman daha atıyordu…
Ya da, gönül torbasındaki dost sandıklarından birini daha düşman ediyordu kendisine…
***
“Neden?” diye sormuştum bir gün O’na aynaya bakaraktan; “neden bu kadar mücadele?.. Neden her aklına geleni söylüyor, yazıyorsun… Tutsana şu dilini... Kırsana şu kalemini… Bırak artık bu kavgayı… Al karını da git kafanı dinle!”…
Acı acı gülümsemişti gözlerini gözlerimin içine dikip de aynada…
“Eğer bıkmışsan yaşamaktan, bezmişsen canından; gönlünde olan her şey fırlar yatağından vurur diline ya da eline, oradan da zalimlerin yüzüne!”…
***
İşte şimdi tam da iç içe gibiydik O’nunla…
“Neden kartınla çekmiyorsun emekli maaşını?” diye sordum…
Hay sormaz olaydım…
“Kartla çekersem çoğu zaman yedi –sekiz liram tam bir ay bankada kalıyor da ondan” dedi ve başını sallayarak devam etti: “Zalimler benim için bankada kalan o yedi veya sekiz liranın, bazen de dokuz liranın ne büyük para olduğunu bilmezler ki”…
Haklıydı…
Devletin “büyük zam” diye açıkladığı zammın 4.5 Lira olduğunu hatırlayınca yüreğim yandı… Çünkü ikimizin yüreği aynı yürekti…