Emek Sineması tartışması: Atilla Dorsay okuyucularına veda etti
Abone olİstanbul'un tarihi mekanlarından biri olan Emek Sineması'nın yıkılmaması için dün yapılan protestoda polis müdahalesinden payını alan Türkiye'nin en ünlü sinema eleştirmeni Dorsay, bugün okuyucularına veda yazısı yayınladı.
İstanbul'un tarihi mekanlarından biri olan Emek Sineması'nın
yıkılmasına karşı dün yapılan gösteride yer alanlardan, Türkiye'nin
en önde gelen sinema eleştirmeni Atilla Dorsay, bugün gazeteciliği
bıraktığını duyurdu.
Beyoğlu'ndaki İstiklal Caddesi'nde dün yapılan gösteride gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan sinema yazarı Berke Göl ile diğer üç kişi bugün mahkemeye çıkarıldı.
Aralarında Costa Cavras, Mike Newell, Marco Becchis ile Jan Ole Gerster gibi dünyaca ünlü yönetmenler ile Türkiye'deki çok sayıda yönetmen, oyuncu ve sinema yazarının katıldığı yürüyüşe polisin tazyikli su, biber gazı ve copla sert müdahalesine uluslararası tepki geldi.
Emek Bizim İstanbul Bizim Platformu üyelerinin yürüyüşünün ardından, sinemanın bulunduğu Yeşilçam Sokağı'nın İstiklal Caddesi tarafındaki girişi polis panzeriyle kapatıldı.
Dorsay'ın veda sözleri
Atilla Dorsay, bugünkü veda yazısında, daha önce "Emek yoksa
bende yokum!" başlıklı bir yazı yazdığını hatırlattı. Dorsay, bu
yazısında, Emek Sineması'na "kazma vurulduğu gün" gazeteciliği
bırakacağını duyurmuştu.
60 yılı aşkın süre Cumhuriyet, Milliyet, Yeni Yüzyıl ve Sabah gazetelerinde yazan Dorsay, şu ifadeleri kullandı:
"Bu sinemanın hem kendisi önemliydi, hem de temsil ettiği kültürel altyapı, tarihsel birikim ve yaşam biçimi. Bugün artık Emek yok. Onun gerçek ve de simgesel önemini anlatamadık. Sabah bu ve Taksim Parkı, Çamlıca camii vb. konularda sütunlarını bana hep açtı, tüm eleştiri ve uyarılarımı kullandı. Sağ olsunlar...
Ama hiçbir girişimi değiştiremedik, hiçbir şeyi kurtaramadık.
Benim için artık ne sözün, ne de yazının önemi kaldı. Bu belki, artık sessiz kalmanın çığlık atmaktan daha önem kazandığı bir durumdu. Ve bırakmak kaçınılmaz oldu."
Kıdemli yazar sözlerini, okuyucularıyla "bir yerlerde, en azından kitaplarda" buluşma umuduyla noktaladı.
Gözaltına alınanlar saatler sonra serbest kaldı
Dorsay, dün Beyoğlu'nda yapılmak istenen, fakat polisin tazyikli su ve biber gazıyla yaptığı müdahaleyle engellenen yürüyüşte yer alanlar arasındaydı.
İstanbul Film Festivali'nin konuklarından olan dünyaca ünlü yönetmen Costa Cavras da kalabalık içindeydi. Evrensel gazetesinin aktardığına göre, Cavras, "Bu yapılan tarihi bir hatadır, sinemaya yapılan bir ayıptır." diye konuştu.
Birkaç yüz kişilik grup içinde, Türkiye'deki sinema izleyicilerinin yakından tanıdığı Cem Davran, Tuncel Kurtiz, Derya Alabora, Ezel Akay, Ahmet Mümtaz Taylan, Defne Halman ve Onur Ünlü gibi pek çok oyuncu ve yönetmen de vardı.
“Emek Sineması'na sokaktan girilir kepçeyle girilmez” yazılı pankartla yapılan yürüyüşte, “Demirören yıkılsın, Tayyip altında kalsın”, “Sermaye elini İstanbul’dan çek”, “İstanbul uyuma, Emek'ine sahip çık” sloganları atıldı.
Polisin müdahalesi sırasında gözaltına alınan Altyazı dergisi yazarı Berke Göl ile Hazar Berk Büyüktunca, Özgür İpek ve Mehmet Ferit Aka'nın serbest bırakılması için bir grup, Beyoğlu'ndaki polis merkezi önünde toplandı.
Bu topluluk içinde de çok sayıda tanınmış sinemacı ile İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel yer aldı.
Gözaltına alınanlar, saatler sonra, bugün mahkemeye çıkmaları şartıyla serbest bırakıldı.
Uluslararası tepki
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'ndan yapılan açıklamada, İstanbul Film Festivali'nin yurtdışından gelen konuklarının da bulunduğu topluluğa "müdahalede orantısız güç" kullanıldığı belirtilerek şöyle denildi: "İstanbul'un kültürel hafızasına sahip çıkmaktan başka düşüncesi olmayan sinemaseverlere yapılanları kınıyoruz."
Uluslararası sinema eleştirmeleri federasyonu FIPRESCI'den yapılan açıklamada da, İstanbul Film Festivali'nde kuruluş adına jüri üyesi olan Berke Göl'ün "boğazı sıkılarak" gözaltına alınmasından kaygı duyulduğu açıklandı.
Açıklamada, Emek Sineması'nın, aynı yere inşa edilecek bir alışveriş merkezinin üst katlarından birine taşınması planı da eleştirildi.