Artık rahat bırakın kadınları...
Her seçim döneminde kadının başına elinizi uzatmaktan
vazgeçin...
Oy uğruna "ananızı, bacınızı" sömürmeyin...
Yaşar Nuri Öztürk kalkmış diyor ki;
-"Türban rahibe giysisi"
Öyle mi? Evet
rahibeler de başlarını örtüyorlar.
Ama kalkıp da Türkiye'deki türbanı rahibe kıyafeti ile bir tutmak
olur mu? İnsaf be Yaşar Hoca... İki oy için hiç yakıştı mı
bu sana...
Geçen seçimde birileri çıktı dedi ki...
-Türban bizim namusumuz, çözeceğiz...
Umutları
oy yapıp, sandığa doldurdular...
Peki ne oldu... Kelimesini bile telaffuz etmediler...
Nelere eksikti... Anayasayı değiştirecek çoğunlukla seçmedi
mi bu halk onları... O zaman sormazlar mı namus kavramınız mı
değişti diye... Aldatarak oy istemek kimin haddine...
Oy da "kul hakkı" değil mi?
Ben üniversiteye başım açık gittim...
Sıra arkadaşım başörtülüydü...
Ne o benden, ne ben ondan rahatsız oldum...
Benim onun kadar, onun da benim kadar orada bulunma hakkı vardı.
Yıl 1990-1994...
Şimdi aynı örtüye YÖK kapıdan giriş izni
vermiyor...
Benim aklım almıyor bu durumu...
O zaman nasıl alınıyordu... Sonrasında ne değişti?
YÖK aynı YÖK, üniversiteler aynı üniversite...
Tek açıklama kalıyor geriye, "gerilim
rantı"...
Türbana karşı olan da türbanı savunan da aynı kaynaktan
besleniyor. Bir nevi danışıklı dövüş... Kimi
laiklik, kimi din adına türbana
sarılıyor. Al birini vur ötekine...
Bir de şuna sinir oluyorum...
Yok türban siyasi simge, başörtüsü başka...
Türban ya da
başörtüsü...
Adına da yerine
de biz karar veririz...
Onu istersek kafamıza
takarız, istersek şal yapar omuzumuza
atarız... Ne hacıyı, ne hocayı, ne siyasetçiyi ne de YÖK'ü zerre
kadar ilgilendirmez...
Of ya! Yeter artık, çekin elinizi bizim
kafamızdan...
Dışına değil, lütfen biraz
içine bakın artık!
Kadın için bir şey yapmak istiyor olsaydınız şayet, o
ceylan derisi koltukların yarısını ayırırdınız...
Ama
gördük ne kadar delikanlı olduğunuzu...
Biz rahat bırakın!