El ve ayaklarda uyuşma hissi, yaşam kalitesini etkileyen bir sağlık sorunu. Uyuşmanın sebepleri farklı olsa da en çok karşılaşılan sorun karpal tünel sendromu oluyor.Karpal tünel sendromunda durum kötüleştikçe kas güçsüzlüğü de ekleniyor ve hastalar ellerinden bardak çatal gibi eşyaları düşürdüklerinden, ince el becerisi K isteyen işleri yapamadıklarından yakınırlar.Karpal Tünel Sendromu nedir? Karpal Tünel Sendromu(KTS) bilekte, elde ve parmaklarda ortaya çıkan karıncalanma, uyuşma, iğnelenme, yanma ve ağrı atakları ile karakterize bir sendromdur. Kadınlarda, erkeklere göre üç kat daha sık rastlanır. Hemen her yaşta görülse de, 40-60 yaşlar arasında daha fazla görülür. Karpal tünel sendromu, her iki elde de görülür ancak çok kullanılan elde daha baskındır. Toplumda yaygınlığı ise yüzde 3 ile yüzde 14 arasında değişmektedir. Karpal tünel sendromu median sinirin bilekte karpal tünelden geçerken bu tünel içinde kronik (aylar-yıllar süren) basısı ile meydana gelir.Tipik olarak karıncalanma, uyuşma, iğnelenme, yanma, ağrı belirtileri hasta sabah uyandığında veya uyku sırasında ortaya çıkar. Ayrıca hastalar ellerinde bir tür şişme duyusu da algılar. Bu belirtiler, elini sallama, ovalama, parmaklarını açıp kapama gibi hareketler ile kısmen hafi er veya kaybolur. Biraz işe güce giriştikten bir süre sonra da uyuşukluk kaybolur.Cerrahi operasyon gerektirebilir Hastalık için kökten tedavi cerrahi olarak tünelin rahatlatılmasıdır. Ancak, ortaya çıkarıcı ya da arttırıcı hareketleri kısıtlama, el bileği atelleri, ağzından ilaçlar ve kortikosteroid injeksiyonları da tedavi seçenekleri arasındadır. Hangi tedavinin uygulanacağına hastanın şikayetleri, muayene ve elektrofizyolojik bulgular ışığında karar verilir. Hafif olgularda istirahat (ortaya çıkarıcı ya da arttırıcı hareketleri kısıtlama, atelleme) ve ağızdan ilaçlar tercih edilmelidir. Eğer bu tedavilerden başarı elde edilemez ise, kortikosteroid injeksiyonu veya doğrudan cerrahi müdahale yapılır. Akut KTS durumunda cerrahi müdahale ve sinir tamiri gerekir. Gebelikte ve şeker hastalarında da cerrahi müdahale gerekebilir ancak, öncesinde istirahat ve ilaç tedavisi denenmelidir. İlerlemiş olgularda doğrudan cerrahi müdahale gerekir. Tanı baştan yanlışsa, cerrahi müdahale iyi yapılmışsa ve sinir hasarı çok ağırsa cerrahi müdahale de başarılı olmayacağı unutulmamalı.