Elif Şafaktan şaşırtan demeç

"Baba ve Piç" romanı nedeniyle yargılanarak beraat eden, kitabı etrafında tartışmalar süren yazar Elif Şafak, kitabını hedef alanların asıl amacının Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini engellemek olduğunu savundu.Şafak, İsrail'de İngilizce yayımlanan Jerusalem Post gazetesine verdiği mülakatta, "kitabının aşırı milliyetçilerin hedefi olduğunu" söyledi. Şafak, "Bu grup, toplumda oldukça küçük bir kesim olmasına rağmen, sesinin yüksek çıkması ve mesajlarının saldırganlığı nedeniyle, siyasi gündeme hakim olmayı başarıyor" diye konuştu.

"Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğini engellemek isteyen milliyetçi bir tepkinin var olduğunu" kaydeden Şafak, "Bunlar kasten aydınları hedef alıyor. Asıl hedef biz değiliz. Asıl hedef Türkiye'nin AB sürecidir" dedi.

Kitabının 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde piyasaya çıktığını ve Türk toplumunun çeşitli kesimlerinden ilk tepkilerin oldukça olumlu olduğunu belirten Şafak, "milliyetçi tepkilerin daha sonra geldiğini" ifade etti.

Şafak, Türk halkının sorunları tartışabildiğini, bu nedenle dava açılmasını bir şansızlık olarak gördüğünü ve beklemediğini kaydederken, "aşırı milliyetçilerin tüm ülkenin imajını zedelediğini" öne sürdü.

Mahkemenin kendisi için sürpriz olduğunu söyleyen Şafak, Türkiye'den ayrılmayı asla düşünmediğini ifade ederken, kendisini Kur'an'da geçen "kökleri havada olan Tuba ağacına" benzetti. Elif Şafak, "Milliyetçilerin kökü yok suçlamalarına karşı, kendimi Tuba ağacı gibi hissediyorum. Köklerim yerde değil, havada... Böyle olunca, kendimi birden fazla ülke, kültür ve kimliğe ait hissediyorum. Bu esneklikten de memnunum" diye konuştu.

Yazar Elif Şafak, yargılanma sürecinde kendisine ya da ailesine yönelik tehditler alıp almadığı sorusuna, "Bazı ağır eleştirilerle dolu mektuplar aldım. Ama az sayıda. Bunlar nefret ve öfke kusan mektuplardı. Bu olumsuz mektupların çoğunun Amerika ve Avrupa'da yaşayan Türklerden geldiğini görmek ilgi çekiciydi. Göçmen Türklerin Türkiye'dekilerden daha milliyetçi, daha dindar veya muhafazakar olduklarını düşünüyorum" yanıtını verdi.

Şafak, bir başka soruya karşılık, tarihin, anıların ve devamlılık duygusunun kendisi için önemli olduğunu söyledi. Türkiye'nin dinamik ve geleceğe bakan bir toplum olduğunu ifade eden, ancak bu değişim potansiyelinin "anıların bastırılması pahasına" geliştiğini kaydeden Şafak, "1915 olayları, bunun bir parçası. Türklerin çoğunun geçmişimize yönelik bir merak duygusu yok. Geçmişte olup biteni bir tarafa bırakmak, geçmişle şimdi arasına bir sınır çizgisi koymak eğilimdeler" dedi.