Elektrikte özel sektör vurgunu

Abone ol

Kendi barajlarını çalıştıramayan devletin, özel sektöre elektrik üretimi için aktaracağı fatura çok ağır

"Türkiye'de doğalgaz çevrim santralleri aracılığıyla devlete ve dolayısıyla halka ödetilen faturanın 2003 yılı diyeti tam tamına 4.7 milyar dolar olacak. 'Al ya da öde" anlaşmaları ile eli kolu bağlı olan Türkiye'nin özel sektör eliyle üretiminin 2003 yılında ilk kez yüzde 50'yi geçmesi ve yüzde 56.9'u bulması bekleniyor. Bu yapı 2002 yılında özel sektöre 2 milyar dolar fazladan ödeme yapan devletin 2003 yılı faturasının 4.7 milyar dolara çıkmasına neden olacak. Çünkü devlet kendi barajında üstelik düşük maliyetle ürettiği elektriği kullanmak yerine özel sektörden daha fazla elektrik alacak. Şimdi merak edebilirsiniz. 'Acaba beklenmedik afetler, sistem arızaları veya kuraklıkla barajların su seviyesi azaldı da mı devlet barajlarında üretim düşüyor" diye sorabilirsiniz. Hemen cevap verelim, bunların hiçbiri olmadı. Üstelik 2002 yılında su seviyesi normalin de üzerinde oldu ve barajlar adeta suyla doldu taştı. Bu faturanın altında zorlama bir tercih yatıyor. Devletin elini kolunu bağlayan yüzde 100 alım garantili enerji alım anlaşmaları bu ağır faturayı meydana getiriyor. Türkiye'de 2001 yılında gerçekleştirilen 122.7 milyar kilovatsaatlik üretimin 86.2 milyar kilovatsaati kamu santralleri eliyle, 36.5 milyar kilovatsaati ise özel sektör santrallerinden karşılandı. Yani elektrik üretiminde devletin payı yüzde 70.2 olurken, özel sektörün payı 29.8'de kaldı. 2002 yılında ise işler tersine dönmeye başladı. Yap-işlet, yap-işlet-devret, mobil, işletme hakkı devri gibi çeşitli adlarla özel sektör üretim şirketleriyle yapılan çok sayıdaki üretim ve satış anlaşması bir anda özel sektörün payını artırdı. 2002 yılında 129 milyar kilovatsaatlik enerjinin 76 milyar kilovatsaatini kamu santralleri, kalan 53 milyar kilovatsaatini ise özel sektör santralleri karşıladı. Yani 2002 yılında elektrik üretiminde kamunun payı yüzde 58.9'a düştü. Özel sektörün payı ise yüzde 41.1'e çıktı. 2003 yılı ise özel sektörün ilk kez kamu sektörünü geçtiği yıl olacak. Bunun sebebi de susuzluk olmayacak. Devlet sırf anlaşmalara uymak ve tazminat ödememek için kendi barajlarım düşük kapasite ile çalıştıracak ve elektriği özel sektörden temin edecek, hepsi bu. Bu ad işin parasal özeti Şimdi yine merak edilebilir. "Devlet ha kendi üretmiş, ha özel sektöre ürettirmiş. Öyle ya, devlet her alandan elini ayağını çekiyor. Niye enerjiden de çekmesin ki" diyebilirsiniz. Ancak devletin kendi barajında ürettiği elektriğin maliyeti ile özel sektöre ürettirdiği ve peşin peşin satın aldığı elektriğin maliyeti arasında dağlar kadar fark var. Zaten bu değişen tablodan ekstra maliyet çıkmasının ana nedeni de bu fark. 2002 yılında özel sektörün ürettiği 52 milyar kilovatsaat elektriğe ortalama 6 cent'ten 3.12 milyar dolar ödeme yapıldı. Bu enerji özel sektör tarafından değil de, kamu tarafından üretilseydi toplam maliyeti 1.2 milyar dolar olacaktı. Çünkü devlet Keban, Atatürk gibi barajlarda elektriğin kilovatsaatini 1 cent'in dahi altında bir maliyetle üretebiliyor. Termik santrallerdeki üretim de 3 cent'in altında bir rakama maloluyor. Kısaca devlet 2002 yılında 3.12 milyar dolar eksi 1.2 milyar dolar olmak üzere 2 milyar dolar gibi bir parayı özel sektöre transfer etti. 2003 yılında ise özel sektörün üreteceği elektrik miktarı 79 milyar kilovatsaat olacak. Yine 6 cent hesabına göre devletin özel sektöre ödeyeceği para 4.7 milyar doları bulacak. Bu paranın da yüzde 33'ü, 3 çevrim santrali ile 26 milyar kilovatsaate yakın üretim yapacak ENKA'ya gidecek. Atatürk´ün yarısı kadar ama 2.5 kat fazka üretip satacak Tablonun ilk iki sütunu santrallerin kurulu güçlerini ve bu kurulu güçlerin Türkiye'nin toplam elektrik üretimine olan katkısını ifade ediyor. Örneğin Atatürk Barajı'nın 2 bin 405 MW'lik kurulu gücü var ve bu gücün Türkiye'nin toplam elektrik üretimine olan katkısı yüzde 6.63 oranında. Ancak ne var ki, Atatürk Barajı bu kurulu gücünün tamamını 2003 yılında kullanmayacak ve sadece 4 milyar 254 milyon 700 bin kilovatsaatlik elektrik üretim yapacak. Bu üretimiyle de Türkiye'nin 2003 yılı elektrik üretimine katkısı yüzde 3.06 oranında olacak. Yani diğer bir deyiş ile yüzde 50 kapasitenin bile altında çalışacak. Diğer örnekleri de bu şekilde incelemek gerekiyor. ENKAnın sahibi olduğu Gebze, Adapazarı ve izmir doğalgaz çevrim santralleri ise toplam kurulu güce katkısının ötesinde tüketime katkı sağlayacaklar. Bu ENKA santrallerinin kapasitelerinin üzerinde çalıştırıldığı anlamına gelmiyor. Ancak al ya da öde sistemli anlaşmalar yüzünden devlet kendi santralini çalıştırmak yerine bu santrallerden elektrik aldığı için 2003 yılı üretim ve tüketimine sözkonusu santrallerin katkısı normalin üzerine çıkmış oluyor. Örneğin ENKAnın işlettiği Gebze doğalgaz çevrim santralinin kurulu gücü Atatürk Barajı'nın yüzde 63'ü kadar. Ama devlet Enka'nın bu santralinden Atatürk Barajı'ndan elde edeceğinin tam 2.5 katı fazla elektrik satın alacak. Fiyat ise 4.2 cent olacak. Atatürk Barajı'nın üçte biri kadar bile kurulu güce sahip olmayan ENKAnın Adapazarı santrali de yine Atatürk Barajı'ndan daha fazla elektrik üretecek.

Günün Önemli Haberleri