El Şebab örgütü nedir kimdir Türk heyetine neden saldırdı?
Abone olEl Şebab diğer adıyla Eş Şebab örgütü nedir, kimdir? El Şebab örgütü lideri kimdir? Türk heyetine saldıran El Şebab örgütünün tarihçesi...
Somali'de Türk heyetinin kaldığı otele bombalı saldırı
düzenleyen El Şebab örgütü nedir?
El Şebab örgütü ne zaman kuruldu? El Şebab
örgütünü kimler kurdu? El Şebab örgütü Türk heyetine
neden saldırdı? El Şebab örgütü lideri kim El Kaide bağlantısı
ne?
Dünden bugün El Şebab örgütünün tarihçesi...
Somali’de Federal Geçiş Hükümeti’ni ortadan kaldırmak için 2006’dan
bu yana mücadele veren silahlı grup El Şebab, bu tarihte Etiyopya
askerlerinin Somali'ye müdahalesiyle dağılan İslami Mahkemeler
Birliği’nin (İMB) mirasçısı olarak doğdu.
'Harekât El Şebab Mücahidin' (Genç Mücahitler
Hareketi) ismiyle de bilinen grup, İMB’den çok daha radikal bir
örgüt kimliği kazanarak ortaya çıktı. Örgüt, 2006'da başlayan,
Somali Geçiş Hükümeti ile Etiyopya askerlerinin, bölgedeki isyancı
gruplarla savaşı sırasında gerilla mücadelesi yürüttü.
Bir yandan silahlı mücadelesine devam eden örgüt, 2008’de Somali
halkıyla yakın temas kurmaya başladı. Örgüt liderleri çok sayıda
kasabayı ziyaret ederek mitingler düzenledi ve yerel aşiret
liderleriyle görüşmeler yapıldı.
EL ŞEBAB ŞERİAT MAHKEMELERİ
Hızla güçlenen grup, yoksullara gıda ve para yardımı yaparken,
otoritesini kuvvetlendirmek amacıyla yerel şeriat mahkemeleri
kurarak 'suç işleyenlere' ağır cezalar
verdi. Somali’de 1991’den bu yana merkezi bir hükümetin
kurulamaması ve dolayısıyla uzun yıllar devam eden istikrarsızlık
ortamı, örgütün bölgede kolayca güçlenmesini sağladı. 2009’da
Etiyopya askerlerinin Somali’den çekilmesiyle örgüt ülkenin
güneyini, başkent Mogadişu dışında tamamen ele geçirdi. İlk olarak
stratejik kentlerden biri olan Baidoa’da kontrolü sağlayan örgüt,
geçiş hükümetinin gücünü iyice kaybetmesinin ardından diğer isyancı
gruplarla birlikte başkent Mogadişu’ya saldırdı. Aynı yıl
Aralık ayında düzenlenen intihar saldırısında geçiş hükümetinde yer
alan üç bakan öldürüldü.
EL ŞEBAB'IN RAKİPLERİ DEVRE DIŞI KALDI
Otoriteyi tek başına sağlamak isteyen grup ülkede varlığını
sürdüren diğer isyancı grupları da zamanla tasfiye etti. Örgüt,
İMB’nin dağılmasıyla ortaya çıkan bir diğer grup olan Hizbul
İslam’ı, Ekim 2009’da liman kenti Kismayo’dan attı ve 2010’da
Hizbul İslam, Şebab bünyesine katıldığını açıkladı.
Geçiş hükümeti birliklerine karşı mücadeleyi sürdürürken,
Somali’deki Afrika Birliği barış güçlerini hedef alan saldırılar da
düzenledi. Şebab Somali’deki eylemlerinin yanı sıra, ülke
dışında da bazı hedeflere yönelik saldırılar düzenledi. Örgütün
ülke dışındaki ilk büyük saldırısı 2010’da Uganda’da
gerçekleşti.
EN KANLI SALDIRILAR
Uganda’yı, Somali’deki barış gücüne asker yolladığı gerekçesiyle
hedef alan grup, Temmuz 2010'da Kampala kentinde Dünya Kupası
maçını seyreden kalabalık bir gruba çifte bombalı saldırı
düzenledi. Olay sonucunda en az 70 kişi yaşamını yitirdi. Son
dönemde komşu ülkelerin silahlı birlikleri de Şebab ile mücadelede
geçiş hükümetine yardım sağlamaya çalıştı. Kenya askerleri, Ekim
2011'de güneyden Somali topraklarına girerek Şebab’a karşı
operasyon başlatırken, Etiyopya ordu birlikleri ise Kasım ayında
güney ve batıdan Somali’ye girerek operasyon yürüttü.
YARDIM GRUPLARI VE YABANCILAR AÇIK HEDEF
Somali’deki tüm uluslararası örgüt ve yabancı kuruluşların
faaliyetlerine karşı olan grup, ülkedeki yardım faaliyetlerinin
durdurulması talebinde bulundu. Ülkede çok sayıda yardım görevlisi
kaçırıldı ve öldürüldü.
Şebab, Kasım 2011’de BM ve diğer uluslararası yardım kuruluşlarına
ait kurumların ofislerine saldırarak, 16 kurumun merkezlerini
kapatmasını talep etti. Ancak, aralarında Uluslararası Kızılhaç
Örgütü ve Sınır Tanımayan Doktorlar’ın da bulunduğu çok az sayıda
yardım kuruluşu Somali'deki faaliyetlerini sürdürdü. Örgüt,
son olarak Ocak 2012 sonunda Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nden,
ülkedeki acil yardım operasyonlarını sona erdirmesini
istedi. Ancak yardım faaliyetlerinin engellenmesi, örgütün
geçen süreç içerisinde elde ettiği desteğin azalmasıyla sonuçlandı.
Somali’de 2011’de kıtlığın baş göstermesi ve örgütün bu duruma
rağmen yardım gruplarını reddetmesi, Şebab’ın etkinliğinin
kırılmasına sebep oldu. Aralarında örgütün çok sayıda eski
destekçisinin de bulunduğu geniş kesimler, Şebab’ı bu tavrı
nedeniyle yoğun biçimde eleştirdi. Kıtlık sorunun tüm dünya
kamuoyunun gündemine gelmesiyle silahlı grup, 2011'de yardım
gruplarına getirdiği yasağı kaldırma kararı aldı.
KORSANLARLA İŞBİRLİĞİ
Son dönemde maddi sıkıntı çekmeye başlayan Şebab, yeniden
toparlanmak için Somali açıklarında korsanlık eylemleri yürüten ve
fidye toplayan gruplarla işbirliği yapmaya başladı. Şubat
2012’de, Usame Bin Ladin’in ABD tarafından Pakistan’da düzenlenen
operasyonla öldürülmesinin ardından örgütün liderlik görevini
üstlenen Eymen El Zevahiri, Şebab’ın El Kaide’ye katıldığını
açıkladı.
Yine şubat ayında, dünya liderleri Somali'deki durumu ve çözüm
önerilerini görüşmek üzere Londra’da Mogadişu hükümeti ile bir
araya geldi. Toplantı sonucunda Somali'de yaşananlara karşı
"acil harekete geçme çağrısı" yapılırken, Ağustos
2012'den itibaren görev süresi dolacak geçici hükümetin yerine
kalıcı bir siyasi çözüm getirilmesi benimsendi.
Bu toplantıda temsil edilmeyen Şebab'ın sözcüsü Ebu Ömer
Abdurrahman, "konferanstan Somali'ye istenmeyen bir
müdahale kararı çıkması halinde kötü şeylerin
yaşanacağını" söyledi. Örgüt, toplantının ardından
yayınladığı bildiride delegeleri istikrarsızlığı uzatmakla suçladı
ve konferansın sonuçlarıyla mücadele edileceğini belirtti.
EL ŞEBAB ÖRGÜTÜNÜN YAPISI
Şebab’ın örgütlenmesi, grubun daha önce parçası olduğu İMB’den çok
daha karmaşık bir yapıya sahip. Örgütün merkezi bir yapıya sahip
olmadığı ve birbirinden farklı alt grupların aldığı bağımsız
kararlarla idare edildiği biliniyor. BM’nin 2008’de yayımladığı bir
raporda, örgütün üç farklı coğrafi bölgede faaliyet gösteren
kollara sahip olduğu belirtildi. Raporda, bu üç alt oluşum arasında
fikir ayrılıkları olduğu da kaydediliyor
EL ŞEBAB ÖRGÜTÜ LİDERİ KİM?
Örgütün lideri olarak Şeyh Muhammed Ebu Zübeyir ön plana çıkıyor.
Ancak Ebu Zübeyir’in kesin bir otoriteye sahip olduğunu söylemek
mümkün değil. Örgüt içinde sürekli bir liderlik mücadelesi yaşansa
da, grubun El Kaide’ye katılma kararının ardından otorite sorunun
ortadan kalkması bekleniyor.
Kesin sayıyı tam olarak kestirmek mümkün olmasa da, örgütün
binlerce silahlı üyesi olduğu biliniyor. Örgütün silahlı kadrosunun
büyük çoğunluğunu Somalililer oluşturuyor ancak Kenya, Etiyopya ve
Eritre gibi komşu ülkelerin vatandaşlığına sahip silahlı kişiler de
örgüt için savaşıyor. Bunun yanı sıra, ABD ve Britanya
vatandaşı olan çok sayıda Somalili de, özellikle son dönemde bu iki
ülkeden kaçarak Şebab saflarına katılma kararı aldı.
EL ŞEBAB SAVAŞ TAKTİĞİ
Grubun savaş taktiği gerilla mücadelesi üzerine dayanıyor. İntihar
saldırıları, silahlı saldırılar ve adam kaçırma olayları örgütün en
yaygın eylemleri olarak ön plana çıkıyor. Örgüt, İBM’nin
dağılmasının ardından, yaşlılar ve henüz evlenmemiş kız çocuklarına
da silahlı mücadeleye katılma zorunluluğu getirdi.
EL ŞEBAB'IN EL KAİDE BAĞLANTISI
Şebab’ın, ideolojik anlamda benzerlikler taşıdığı El Kaide ile
örgütsel bağlar kurup kurmadığı uzun süre tartışma konusu oldu. ABD
yönetimi 2008'de El Kaide ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle
Şebab’ı 'terör örgütleri' listesine aldı. Washingon kararın
gerekçesinde, Eş Şebab liderlerinin El Kaide üyeleriyle birlikte
Afganistan’da eğitim aldığını da belirtti. Eylül 2008’de, üst
düzey bir Şebab üyesi yayımladığı bir videoda, El Kaide ve Usame
Bin Ladin’e bağlılığını bildirerek, Müslüman gençleri Somali’de
savaşmaya çağırdı. 2009’da ise, o dönem El Kaide’nin iki
numaralı ismi olan Eymen El Zevahiri, Şebab’ın Baidoa’yı ele
geçirmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Şubat 2012’de
Şebab’ın lideri olarak bilinen Şeyh Ebu Zübeyir, El Kaide lideri El
Zevahiri’ye bağlılığını dile getirdi ve örgüt El Kaide’ye katılma
kararı aldı.
El Kaide, Şebab’ın 'cihad hareketini' desteklese
de, Şebab’ın Somali dışında yüksek yoğunluklu faaliyet gösterme
çabasının olduğunu söylemek mümkün değil. Ancak son dönemde
Kenya'daki bir alışveriş merkezine yönelik saldırı bu duruma
istisna oluşturdu. Eylül 2013'te başkent Nairobi'de bulunan
Westgate Alışveriş Merkezi'nde onlarca sivilin hayatını
kaybetmesiyle sonuçlanan saldırı, gözleri yeniden Eş Şebab'a
çevirdi. Örgüt, ayrıca bu saldırıyı 'yalnızca bir başlangıç' olarak
niteledi.
Uzmanlar, Şebab’ın El Kaide’den tavsiye ve eğitim aldığını ancak
geçmişte örgütün kendisini El Kaide’nin bir uzantısı olarak
görmekten çok bir müttefiki olarak gördüğünü belirtiyorlar.
TÜRKİYE'YE SALDIRI
Somali'de son yıllarda yardım faaliyetlerini arttıran
Türk yardım kuruluşları da El Şebab'n saldırı hedefleri arasına
girmişti. Örgüt ilk olarak 2013 yılında Türk Büyükelçiliği’nin
ek binası önünde düzenlediği intihar saldırısıyla gündeme
gelmişti.
Türk Büyükelçiliği çalışanlarının kaldığı ek bina önüne araçla gelen 3 saldırgandan ikisi çıkan çatışmada öldürülmüş, diğerinin üzerindeki bombayı patlatması sonucu saldırgan ve bir özel harekat polisi şehit olmuştu.
MEŞRU HEDEF TÜRKİYE
El Şebab örgütü sözcüsü, geçtiğimiz yıl El Cezire’ye yaptığı
açıklamada, “Müslüman halkın en büyük düşmanı NATO ve onun
parçası olan Türkiye” demiş, Türkiye’nin Meşru hedefler
arasında olduğunu belirtmişti.
Örgüt bugün de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyareti
öncesi Türk heyetinin ve Erdoğan'ın koruma ekibinin kaldığı oteli
hedef aldı. Saldırıda Türk heyetinden ölen ya da yaralanan
olmazken, Somalili 5 kişi hayatını kaybetti.