El Cezire mi Roj Cezire mi?
Abone olEl-Ceziredeki yayınlanan PKK belgeseli büyük tepki topladı. İşte belgeselin deşifresi...
Ankara, ABD Dışişleri Bakanı Condelezza Rice’ın ziyaretiyle
diplomatik yaraları sardığı saatlerde Kuzey Irak sınırında PKK’ya
karşı ‘rutin’ ama kapsamlı bir askerî operasyon sürdürülüyordu.
Rice’ın ziyaretinden hemen önce Arap dünyasının en çok izlenen
haber televizyonu El Cezire’nin PKK kamplarında çekim yaparak
sunduğu iki bölümlük ‘Dağ Devleti’ adlı belgesel haber görüntüleri
yayınlandı. Arap dünyasının yanlış bilgilendirildiğine ve El
Cezire’nin PKK propagandası niteliğinde yayın yaptığına dikkat
çeken AK Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, Devlet Bakanı
Beşir Atalay’a yönelttiği soru önergesiyle konuyu TBMM gündemine
taşıdı.
Televizyonun Büyüteç isimli programında Ahmet Ezzavati tarafından
sunulan 36 dakikalık belgeselde kadın teröristler ve kamp
sorumlularıyla röportajlar yer alıyor. Kürdistan Ulusal Cephesi
(ERNK) örgütünün öldürülen lideri Mahsun Korkmaz’ın adını taşıyan
kampta çekilen belgesel, sınırsız teknoloji imkânları, terzi
atölyesi, bir militanın şırıngayla fare beslemesi gibi ayrıntılar
üstüne kurulmuş. PKK militanları çevreci, teknolojiyi son derece
iyi kullanan, barışçı ama özgürlük savaşçısı olarak anlatılıyor.
Belgeselin tamamının gayriresmi tercümesini yaptıran Çömez, “El
Cezire’nin böyle bir program yapması tasvip edilemez. Bu basit bir
habercilik anlayışı ile izah edilemez. Program deşifre edildiğinde
sanki psikolojik bir operasyonun parçaları birleştirilmiş gibi.
Arap dünyasının en önemli yayın organlarından biri olan El
Cezire’nin tam da Türkiye’nin PKK’yı yok etme operasyonları yaptığı
bir dönemde program yayınlaması dikkat çekici.” diyor.
Çömez, bir de uyarıda bulunuyor: “Belgeselin devamı olduğunu
duyuyoruz. Dilerim yayınlar burada kesilir.” El Cezire Türkiye
temsilciliği yetkilileri yayınla ilgili yorum yapmak istemiyor.
Ancak daha önce Roj Tv ile ilgili yaşanan hareketlilik El Cezire
belgeseli için de yaşanacak gibi. Askerî kaynakların verdiği
bilgiye göre konu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de gündeminde. Ve
önümüzdeki günlerde bu konuda ciddi adımlar atılması
bekleniyor.
BEDEVİLİĞİ MEDENİYETE ÇEVİREN ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARI!
Belgeselde yer alan ifadeler ise şöyle:
“Kendine özel bir hayat tarzı ve düzeni kurmuş olan komuta
merkezine doğru yol alıyoruz. Kışla beraber burayı terk eden
insanlar, kışın bitmesiyle yeniden buraya geliyorlar. Hayalini
kurdukları Kürdistan devletinin oluşumu burada, dağda atılmış
durumda. İşte bunlar Kürdistan İşçi Partisinin (PKK) savaşçıları,
bedeviliği medeniyete dönüştürdüler.
“Komuta merkezinde örgütün 20 yılı aşkın süredir devam eden
faaliyetlerini gün ışığına çıkartmayı ve insanları bilgilendirmeyi
amaçlıyoruz... Hareket gece bile durmuyor. Burada kışın ve hayatın
zor koşulları, insanları hayvanlarla uğraşmaya itmiş. Bu insanlar
tabiat âşığı; ağaçları kesmiyorlar, zorda kalınca kuru ağaçları
kesiyorlar. Isınmak ve yemek pişirmek için kullanılan kuru ağaçları
bulmak için kilometrelerce yol alıyorlar. Avlanma ve tabiatı
olumsuz etkileyecek her türlü davranış yasak.
“Bu insanlar, hayata çok önem verdikleri halde, ölüm enselerinde.
Ailelerini terk etmişler ve bütün zorluklara rağmen, kendi
dillerini kullanıyorlar, kendi kültürlerini yaşıyorlar. Kürt
alfabesi Türkiye’de kullanılmıyor, Türkiye bu harfleri
cezalandırıyor. Türkiye, güvenlik gerekçesiyle, bu meseleyle ilgili
çok özel ve ciddi bir tutum sergiliyor; adeta kompleksli
davranıyor.
“Türkiye, AB’ye doğru giderken, belki de bu Kürtlerle ilgili bakış
açısını gözden geçirme ihtiyacı hissedecektir. Sınırın her iki
tarafında da nelerin olacağını bekleyen insanlar var. Bunlar aynı
zamanda yardımlaşmayı ummaktalar. Bu insanlar hâlâ bu durumun
bedelini ödemeye devam edecek mi? 20 yıldır ödüyorlar. Daha ne
kadar ödeyecekler?
“Oturduğumuz her yerde, savaşırken ölenlerin resimleri asılıydı.
Çoğu Türkiye’de savaşırken ölmüş, bir kısmı da buradaki dağlarda
savaşırken ölmüş. O ölenlerle iftihar ediyorlar; yeni katılanlara
ölenlerin ismini veriyorlar. Savaşçıların yaşı ortalama 18-30. Ama
Parti’nin yaşı daha fazla. Peki ilk başlayanlar nerede?
“Ne Türk kanunları bunları içine aldı, ne de bu insanlar Türk
kanunlarını tanıdı. İşte bu yüzden çatışma meydana geldi. Her iki
taraf da, çatışma olmaksızın, sadece diyalogla çözüme
ulaşamadılar.”