Ekşi'den Başbakan'a cevap
Abone olPolis'in kadınları dövmesi görüntüleri sonrası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, suçu basına yükledi. Eleştirileri haksız bulan Oktay Ekşi, basını savundu.
Oktay Ekşi, son günlerde medayya fazlaca yüklenen Başbakan
Erdoğan'ın sözlerinden sonra "Ne diyor Allah
aşkına?" demek zorunda kaldı.
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan bazen Türkiye’de veya bu dünyada değil de
bir başka ülkede veya bir başka dünyada yaşıyormuş gibi
konuşuyor.
İstanbul polisinin ‘Dünya Kadınlar Günü’ dolayısıyla (veya onu
bahane ederek) yapılan gösteri yürüyüşünde kadınlara çok kaba ve
çok sert davranmasına gösterilen tepkilere belli ki Başbakan çok
içerlemiş.
Başka ülkelerde de böyle olaylar oluyormuş ama o ülkelerin medyası
bunları -bizimki gibi- abartarak yansıtmıyormuş.
Bu olaylar aslında Avrupa Birliği (AB) troykasının (yani bir
önceki, şimdiki ve bir sonraki dönem başkanı AB’li bakanın)
Ankara’da yapacağı toplantıya dönük bir provokasyonmuş. Bu
sözlerden anlaşıldığına göre, troyka Türkiye’ye kızsın ve yaptırım
uygulasın diye isteyenler varmış.
Medyanın bu olayları vermesi (veya bu şekilde vermesi) aslında
Avrupa’ya servis yapmak içinmiş.
Sondan başlasak galiba daha iyi olacak:
Bir vesile olmuş, daha önce yazmıştık...
Meclis-i Mebusan müzakereleri sırasında bir gün Talat Paşa, muhalif
bir milletvekilinin eleştirilerini yanıtlarken:
‘Sizin asıl maksadınız belli... Siz iktidara gelmek istiyorsunuz’
deyince o milletvekili yerinden kalkmış:
‘Paşa hazretleri... İktidarda olmak suç ise siz şimdi suçüstü
halinde değil misiniz?’ demiş.
Biz medyanın gerçekleri yansıtmasının Avrupa’ya veya başka bir
yerlere değil, sadece okuyucuya, izleyiciye hizmet amacına dönük
olduğundan eminiz ama sormaya değmez mi:
‘Avrupa’ya hizmet suç ise siz suçüstü durumunda değil misiniz?’
Başka ülkelerdeki bu tür olayların orada kamuoyuna yansıtılmadığı
(veya bu şekilde yansıtılmadığı) iddiası, Sayın Başbakan’ın o
ülkelerin basınını ve diğer medya organlarını takip
etmemesinden/bilmemesinden kaynaklanan bir söz olmalı. Yoksa bunun
gerçekle bir ilgisi yok.
Kaldı ki böyle hem de Kadınlar Günü’nde, üstelik devletin
üniformalı güçleri tutar da kadınlara meydan dayağı atarsa onu
kamuoyuna bildirmeyen gazeteciyi o gün işten kovarlar.
Başbakan’ın ‘Troyka toplantısını sabote etme’ gibi çok ucuz komplo
teorilerine itibar etmesi, sadece yersiz değil çok üzücüdür. Çünkü
Sayın Başbakan’ın böyle ipe sapa gelmez lafları önemsediğini ortaya
koymaktadır.
Sayın Erdoğan’a biz söyleyelim:
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olma çabalarının yoğunlaşacağı
önümüzdeki yıllarda başımız en çok polisimiz yüzünden ağrıyacaktır.
Çünkü polisimizi yöneteler değişmekte ama yönetim zihniyeti hiç
değişmemektedir. O yüzden, hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti
ilkeleri polisimize yabancıdır. Bu polis teşkilatımızın adeta
genlerine kadar işlemiş bir gerçektir. Onun üstesinden gelmenin
yolunu elbet uzmanlar gösterebilir ama bize kalırsa konunun çözümü
önce yepyeni bir zihniyetle yetişmiş kadrolar oluşturmak, sonra da
çok radikal bir tasfiye ile eskileri evine göndermektir.
YAZI:Oktay EKŞİ
HÜRRİYET