Ekşi, yeni TCK'ya çözüm buldu
Abone olYeni TCK'nın getirdiği kısıtlamalara Oktay Ekşi, yeni bir formül buldu. Romanya'da yaşanan olay, Ekşi'ye rehber oldu. Ekşi, bu yazıyı her gazetecinin okumasını istedi.
Oktay Ekşi, son bir kaç aydır tüm birikimini ve
çalışmalarını Yeni TCK'yı iyileştirmek için harcıyor. Ekşi, sonunda
bir formül buldu. "Bir ifade özgürlüğü dersi" olan bu formülü tüm
gazeteciler, beyinlere kaydetsin.
Yazı: Oktay Ekşi
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
ZEYNEL Lüle’nin uyarısı tam da zamanında geldi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) son karar mercii olan Büyük Daire (Grand Chamber), 17 Aralık 2004’te bizi çok ilgilendirecek bir karar almış. Tam metni yeni açıklanan karar, tüm gazetecileri ilgilendiriyor. Çünkü:
Romanya’nın Köstence şehrindeki Telegraf isimli gazetenin iki mensubu, Köstence Belediyesi’nin hanım hukuk danışmanına hakaret ve iftira(?) suçundan yargılanıp mahkûm edilmişler. Ancak AİHM, bu mahkûmiyetin Avrupa’nın kabul ettiği ‘ifade özgürlüğü’ ölçütlerine aykırı olduğu sonucuna varmış.
Biliyorsunuz bizim yeni Ceza Yasası, gazetecilere pek çok hükmüyle, çok ve uzun süreli hapis cezaları getiriyor. Bunlar uygulanırsa aynı tür kararların Türkiye’nin de karşısına çıkacağını söylüyoruz ama ilgililere anlatamıyoruz.
Anlatamasak bile, bu kararı özetleyelim de haklı mıyız, haksız mıyız siz söyleyin:
Telegraf’ın muhabiri Constantin Cumpana’nın 12 Nisan 1994 tarihli haberine göre, Köstence Belediyesi’nin eski Başkan Yardımcısı D.M. ile Belediye Hukuk Danışmanı R.M., yasalara aykırı yerlere park eden araçları belli yere çekme yetkisini -yasaya aykırı olarak- Vinalex isimli bir şirkete verirler. Bu işlemin yasadışı olduğu Devletin yetkili Teftiş Kurumu tarafından saptanır. Gazeteci hem bu bilgiyi açıklar, hem de eski Belediye Başkan Yardımcısı’nın Vinalex’den para aldığını, bunun bir kısmını Hukuk Danışmanı hanım ile Belediye’nin bazı görevlilerine rüşvet olarak dağıttığını yazar. Ayrıca, bu olaydan sonra yargıçlığa tayin edilen R.M.’nin ‘Kanunları bilmiyorsa nasıl yargıç olabildiğini’ sorar. Ayrıca ‘Ya yasaları bilmiyordu yahut rüşvet almıştı’ der.
Gazetede bu haberin yanında bir de karikatür yayınlanır. Burada mini etekli Bayan R.M., eski Başkan Yardımcısı’yla kol kola gösterilir. R.M.’nin kolundaki çantadan da paralar taşmaktadır.
Bayan R.M., Telegraf muhabiri Constantin Cumpana ve Yazıişleri Müdürü Radu Mazare hakkında hakaret ve iftira(?) (insult and defamation) iddiasıyla dava açar. İkisi de sonuç olarak hakaret suçundan üçer ay, iftira(?) (defamation) suçundan yedişer ay hapse, hapis cezalarının 7 aylık kısmının hemen infazına; ayrıca siyasi haklarından yoksun bırakılmalarına ve hapis cezası infaz edildikten sonra birer yıl süreyle de gazetecilik yapmalarının yasaklanmasına mahkûm edilirler.
Karar kesinleşince gazeteciler AİHM’ye başvururlar. AİHM de kararları onaylar.
Ancak gazeteciler Büyük Daire’ye itiraz edince durum değişir. Çünkü Büyük Daire, ‘Gazetecilerin bayan R.M.’nin şöhret ve itibarını zedelemiş olsalar da, bunu kamuoyunu bir yolsuzluktan haberdar etmek için yaptıkları’ sonucuna varır. Verilen haberin gazetecinin o sırada ulaşabileceği gerçeğe uygun olduğunu kabul eder. Ayrıca hem ‘gazeteciler hakkındaki hapis cezasının ortadaki kusurla nispetsiz olduğuna’ karar verir, hem de ‘böyle ağır cezaların gazetecinin görevini yapmasını engelleyeceğine’ hükmeder. Neticede Büyük Daire, -gazetecilerin değil- Romanya’nın AİHS’nin 10’uncu maddesini ihlal ettiği sonucuna varır.
Sonunda Romanya’nın gazetecilere tazminat ödemeye mahkûm olduğunu da ekleyelim mi?
Yazı: Oktay Ekşi
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
ZEYNEL Lüle’nin uyarısı tam da zamanında geldi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) son karar mercii olan Büyük Daire (Grand Chamber), 17 Aralık 2004’te bizi çok ilgilendirecek bir karar almış. Tam metni yeni açıklanan karar, tüm gazetecileri ilgilendiriyor. Çünkü:
Romanya’nın Köstence şehrindeki Telegraf isimli gazetenin iki mensubu, Köstence Belediyesi’nin hanım hukuk danışmanına hakaret ve iftira(?) suçundan yargılanıp mahkûm edilmişler. Ancak AİHM, bu mahkûmiyetin Avrupa’nın kabul ettiği ‘ifade özgürlüğü’ ölçütlerine aykırı olduğu sonucuna varmış.
Biliyorsunuz bizim yeni Ceza Yasası, gazetecilere pek çok hükmüyle, çok ve uzun süreli hapis cezaları getiriyor. Bunlar uygulanırsa aynı tür kararların Türkiye’nin de karşısına çıkacağını söylüyoruz ama ilgililere anlatamıyoruz.
Anlatamasak bile, bu kararı özetleyelim de haklı mıyız, haksız mıyız siz söyleyin:
Telegraf’ın muhabiri Constantin Cumpana’nın 12 Nisan 1994 tarihli haberine göre, Köstence Belediyesi’nin eski Başkan Yardımcısı D.M. ile Belediye Hukuk Danışmanı R.M., yasalara aykırı yerlere park eden araçları belli yere çekme yetkisini -yasaya aykırı olarak- Vinalex isimli bir şirkete verirler. Bu işlemin yasadışı olduğu Devletin yetkili Teftiş Kurumu tarafından saptanır. Gazeteci hem bu bilgiyi açıklar, hem de eski Belediye Başkan Yardımcısı’nın Vinalex’den para aldığını, bunun bir kısmını Hukuk Danışmanı hanım ile Belediye’nin bazı görevlilerine rüşvet olarak dağıttığını yazar. Ayrıca, bu olaydan sonra yargıçlığa tayin edilen R.M.’nin ‘Kanunları bilmiyorsa nasıl yargıç olabildiğini’ sorar. Ayrıca ‘Ya yasaları bilmiyordu yahut rüşvet almıştı’ der.
Gazetede bu haberin yanında bir de karikatür yayınlanır. Burada mini etekli Bayan R.M., eski Başkan Yardımcısı’yla kol kola gösterilir. R.M.’nin kolundaki çantadan da paralar taşmaktadır.
Bayan R.M., Telegraf muhabiri Constantin Cumpana ve Yazıişleri Müdürü Radu Mazare hakkında hakaret ve iftira(?) (insult and defamation) iddiasıyla dava açar. İkisi de sonuç olarak hakaret suçundan üçer ay, iftira(?) (defamation) suçundan yedişer ay hapse, hapis cezalarının 7 aylık kısmının hemen infazına; ayrıca siyasi haklarından yoksun bırakılmalarına ve hapis cezası infaz edildikten sonra birer yıl süreyle de gazetecilik yapmalarının yasaklanmasına mahkûm edilirler.
Karar kesinleşince gazeteciler AİHM’ye başvururlar. AİHM de kararları onaylar.
Ancak gazeteciler Büyük Daire’ye itiraz edince durum değişir. Çünkü Büyük Daire, ‘Gazetecilerin bayan R.M.’nin şöhret ve itibarını zedelemiş olsalar da, bunu kamuoyunu bir yolsuzluktan haberdar etmek için yaptıkları’ sonucuna varır. Verilen haberin gazetecinin o sırada ulaşabileceği gerçeğe uygun olduğunu kabul eder. Ayrıca hem ‘gazeteciler hakkındaki hapis cezasının ortadaki kusurla nispetsiz olduğuna’ karar verir, hem de ‘böyle ağır cezaların gazetecinin görevini yapmasını engelleyeceğine’ hükmeder. Neticede Büyük Daire, -gazetecilerin değil- Romanya’nın AİHS’nin 10’uncu maddesini ihlal ettiği sonucuna varır.
Sonunda Romanya’nın gazetecilere tazminat ödemeye mahkûm olduğunu da ekleyelim mi?