Ekşi, kendini satan gazetciyi kınadı
Abone olOktay Ekşi, Afyon'da para karşılığı görevini yapmayan ve halkın zararına hareket eden gazeteciyi ve onu koruyan cemiyeti ele aldı. Ekşi, tüm bu olanlar için özeleştiri yaptı
Afyon'da bir gazetecinin para karşılığı yayınlaması gerektiği
haberi yayınlamaması Oktay Ekşi'nin kalemine takıldı. Ekşi,
"Özeleştiri" başlıklı yazısında bu gazeteciyi ve
en önemlisi onu koruyanları kınadı...
ARA sıra duyarsınız: ‘Ah şu gazeteciler bir araya gelseler de
memleketin sadece iyiliği için haberler yazsalar. Makale yazanlar
da mümkünse önce kendi aralarında konuşsalar, ülkenin iyiliği neyi
gerektiriyorsa onu savunsalar...’
Biz gazeteciler bu tür çok parlak (!) görüşleri dinler,
güleriz.
Doğrusu yanıt vermeye değer de bulmayız.
Bulmayız, çünkü böyle bir görüşün demokrasi adına, çoğulculuk
adına, hukuk devleti adına ve belki de hepsinden önemlisi halkın
gerçekleri öğrenme hakkı adına savunulamayacağını biliriz.
Hele okuyucuyu/izleyiciyi bilgilendirme görevini yapmamızı
engelleyen her şeye de tepki duyarız. Sansür kelimesi o yüzden
mesleğimizin bir numaralı düşmanının adıdır.
Biz böyle düşünür savunurken meğer Afyonkarahisar’daki
meslektaşlarımız işin kolayını bulmuşlar:
Yasalara aykırı bir eylemi duyarak ilgili kişiden ‘O konuyu
yazmamak için’ 4 bin 500 dolar alan bir yerel gazete sahibinin de
katıldığı bir toplantı düzenlemişler. Sayıları da az değilmiş.
Bildirildiğine göre 17 gazetenin temsil edildiği toplantıda
‘konunun kapatılmasına’ karar vermişler. Bizzat söz konusu gazeteci
de bu kararı imzalamış. Olayla ilgili haberde şu bilgi
veriliyor:
‘Afyon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Odak Gazetesi’nin sahibi
Mehmet Emin Güzbey, ‘Afyon’daki gazeteciler bu olaya seyirci
kalmadı. Tüm gazetelerde yer alan deklarasyonla olayı kınadık.
Afyon halkını uyardık. Bu tür taleplerde bulunan meslektaşlarımızı
cemiyete ihbar etmelerini istedik. Ama bu işe bulaştığı iddia
edilen gazeteciyi deşifre etmeye gerek yok. Olayın daha fazla
duyulmasının Afyon’a bir yararı yok’ dedi.’
Nasıl? Tam da ‘meslek şovenizmi’ denecek türden bir dayanışma değil
mi?
Bir an için bu dayanışma türünü yaygınlaştırın. Yani polis
müfettişi, rüşvet alan polisi; teftiş yetkisiyle görev yapan
yargıç, rüşvet alan yargıcı; bıçak parası alan veya
muayenehanesinden geçmeyen hastayı hastaneye yatırmayan doktoru
kendi meslektaşı; müteahhidin hırsızlığına göz yuman kontrol
mühendisini kendi arkadaşı aynı şekilde yani ‘kol kırılır yen
içinde kalır’ anlayışıyla koruduğu zaman neyi nasıl
düzeltebilirsiniz?
Afyon’daki meslektaşlarımızın tavrı, maalesef bir hoşgörü örneği
olmaktan çok ‘Canım böyle yapmayan mı var?’ anlayışını
sergiliyor.
Zaten yanlış da oradan başlıyor.
Biz Afyon’daki bu olay nedeniyle ortaya çıkan bir yanlışlığın
yurdumuzun öteki yörelerindeki meslektaşlarımız için ders teşkil
edeceğinden eminiz.
Bir yerde yanlış yapanın -örneğin kalemini veya olanaklarını ahlaka
aykırı şekilde çıkar sağlamak için kullanan kişilerin- bulunması
çok önemli bir sorun değildir. Bu her meslekte vardır.
Önemli olan böyleleriyle mücadele ederek iyileri, dürüstleri
koruyanların dayanışması ve sonuç almasıdır.
Aynaya bir bakmakta yarar var... Acaba orada ne görünüyor?
YAZI:Oktay EKŞİ