Ekşi, basın yasasını değerlendirdi
Abone olHürriyet yazarı Oktay Ekşi, yeni Basın Yasası'nı değerlendirdi. Yeni yasanın özelliklerini sıralayan Ekşi, yasadaki iki hükmün ileride sorun çıkarabileceğini söyledi.
Hürriyet Gazetesi yazarı Oktay Ekşi, önceki gün Meclis'te
onaylanan Basın Yasası'ndaki değişiklikleri 'Hoş geldin Basın
Yasası' başlıklı yazısında değerlendirdi.
Yasanın iki hükmünün ileride sorun çıkarabileceğini belirten Ekşi,
bunları şöyle sıraladı:
"‘düzeltme ve cevap hakkı’ ile ilgili 18’inci madde ile ‘Hazırlık
soruşturmasının başlamasından, takipsizlik kararı verilmesine veya
kamu davasının açılmasına kadar geçen süre içerisinde, Cumhuriyet
Savcısı, hákim veya mahkeme işlemlerinin ve soruşturma ile ilgili
diğer belgelerin içeriğini yayımlayan kimse’yi en az 2 milyar, en
fazla 50 milyar lira ağır para cezasıyla cezalandırmayı öngören
19’uncu madde.
İşte Oktay Ekşi'nin yazısı:
Hoş geldin Basın Yasası
Şeytanın bir bacağı da önceki akşam -daha net konuşmak gerekirse 9
Haziran saat tam 23.59’da- kırıldı:
O dakikada TBMM’yi yöneten Başkanvekili Sadık Yakut, son 54 yıldır
yürürlükte bulunan 5680 sayılı meşhur Basın Kanunu yerine önerilen
yeni Basın Kanunu’nun TBMM tarafından kabul edildiğini ilan
etmekteydi.
Cumhurbaşkanı onaylarsa artık 5187 sayılı diye anacağımız önemli
bir yasa yaşamımıza girecek.
Yeni yasanın bazı özellikleri var:
Uzun zamandır özlediğimiz ‘katılımcılık’ anlayışının ürünü olarak
doğdu. Sorumlu Bakan Beşir Atalay kendisinden önceki dönemlerde
yapılmış çalışmaları dikkate aldı. Onunla yetinmedi, 2003 yılının
Şubat ayında Ankara’da ‘İletişim Şûrası’ adıyla bir toplantı
düzenledi. Orada ilgili herkes vardı ve her isteyen görüşlerini
dile getirdi. İtiraf edelim biz bu toplantının da göstermelik
olacağından kuşkuluyduk. Ama öyle olmadı. Burada dile getirilen
görüşler, sonraki çalışmalarda esas alındı. Ve Basın-Yayın
Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün olumlu katkılarıyla nihai noktaya
geldi.
Dışarıdan katkı, bundan sonra da ihmal edilmedi. TBMM Adalet
Komisyonu Başkanı Köksal Toptan da ilgili sivil toplum
kuruluşlarını toplantıya çağırdı. Sonuçta esas itibarıyla iyi bir
Basın Yasası’na kavuştuk.
Bundan böyle gazetecilerimiz haber kaynaklarını açıklamaya hiçbir
şekilde zorlanamayacak. Tanıklıktan çekinmek isterse, bu hakkını
kullanacak. Artık basımevlerine ve diğer teknik malzemeye suç aleti
olduğu iddiasıyla el konulamayacak. Süreli bir yayın çıkarmak
isteyen kimse artık mülki amirliğe değil, Cumhuriyet Savcılığı’na
(yani yargıya) muhatap olacak. Böylece bir bakıma idarenin basın
üzerindeki gölgesi kaldırılmış olacak.
Yasanın bizce iki hükmü ileride sorun çıkartacak. Bunlardan biri
‘düzeltme ve cevap hakkı’ ile ilgili 18’inci maddesi... Diğeri
‘Hazırlık soruşturmasının başlamasından, takipsizlik kararı
verilmesine veya kamu davasının açılmasına kadar geçen süre
içerisinde, Cumhuriyet Savcısı, hákim veya mahkeme işlemlerinin ve
soruşturma ile ilgili diğer belgelerin içeriğini yayımlayan
kimse’yi en az 2 milyar, en fazla 50 milyar lira ağır para
cezasıyla cezalandırmayı öngören 19’uncu madde.
Bu maddenin ikinci fıkrasında, hukuk davalarını da içerecek şekilde
‘dava kesin kararla sonuçlanıncaya kadar, bu dava ile ilgili hákim
veya mahkeme işlemleri hakkında mütalaa yayımlanması’
cezalandırılıyor.
Tasarının ele alındığı toplantılarda 19’uncu maddenin,
yolsuzlukları, soygunları bile kamuoyuna duyurma olanağı
bırakmayacağını bürokratlara anlatmak ve kabul ettirmek mümkün
olmadı.
Bir de ‘düzeltme ve cevap hakkı’nı düzenleyen maddenin yerel basına
en az 10 milyar, yaygın basına en az 50, en çok 150 milyar lira
ceza verilmesini emreden hükümlerinin yarın ‘o cezayı ödeyemeyen’
gazetecilerin otomatik olarak 3 yıla kadar hapis yatmalarıyla
sonuçlanacağını anlamak istemediler.
Yasa uygulansın bakalım... Feryatlar yükselince belki
anlarlar...
Yazı: Oktay Ekşi
Haber: www.hurriyetim.com.tr