Ekranların karartılmasına izin veremeyiz
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Yaşadığımız çağ, bir ekran çağı olarak nitelendirilebilir. Öyleyse ekran çağında ekranların karartılmasın...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Yaşadığımız çağ, bir ekran
çağı olarak nitelendirilebilir. Öyleyse ekran çağında ekranların
karartılmasına izin veremeyiz” dedi.
Türkiye’de ilk defa çocuk ve yetişkin delegelerin eşit paydaşlar
olarak katıldığı I. Türkiye Çocuk ve Medya Kongresi, Lütfi Kırdar
Kongre Merkezi’nde başladı. Kongrenin açılışına Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, RTÜK Başkanı Davut Dursun, Basın İlan Kurumu (BİK)
Genel Müdürü Mehmet Atalay ile çocuk ve yetişkin delegeler
katıldı.
Kongrenin açılışında konuşan Bülent Arınç, çocuğa yatırım yapan,
onu koruyan ve iyi yetiştiren toplumların her zaman başarılı olup,
tarih sahnesine isimlerini yazdırdıklarını söyledi. Çocukları iyi
yetişen bir milletin hiçbir şeyden korkmasına gerek olmadığını
belirten Arınç, “Toplumların en değerli parçası olan çocukların
artık yeni bir arkadaşı var, o da medya. Bu arkadaş kimine iyi,
kimine kötü alışkanlıklar kazandırıyor. Çocukların yeni arkadaşı
medyayla tanışmaları ve birlikte artık yeni nesil ekran kuşağı
olarak yetişiyorlar. Teknolojik gelişmelerle birlikte çocuk ekran
karşısında sadece edilgen değil, dokunarak da etkin katılım
sağlıyor. Ekranlara bakarak ve dokunarak yepyeni sayfalara giren
yavrularımız, sanal alemde kendilerini özgür, bağımsız ve serbest
hissediyor. Denizde yüzemeyen çocuk, internette sörf yapabiliyor.
Yaşıtlarıyla mahallede sosyalleşmesi gerekirken, yapay dünyalarda,
sanal arkadaşlıklar kuruyor. Bu alemde trafik yok, anne baba
baskısı yok, ‘sus sen çocuksun’ aşağılaması yok” dedi.
Yeni neslin, yeni medyayla birlikte herkesi şaşırttığını anlatan
Bülent Arınç, “X-Y-Z kuşağının ne olduğunu daha anlayamadan
çocuklarımız yetişkinler olarak karşımıza çıkıyor” diye
konuştu.
“TELEVİZYON YENİ KUŞAĞIN TERCİHLERİ ARASINDA 5. SIRADA”
Arınç, RTÜK’ün yapmış olduğu Türkiye’de çocukların medya kullanma
alışkanlıkları araştırmasından bazı verileri de paylaşarak, şunları
söyledi: “Yeni kuşak yüzde 61’e yakın internet, yüzde 47’e yakın
bilgisayar ve tablet yüzde 45 oranında da cep telefonu kullanıyor.
Televizyon yeni kuşağın tercihleri arasında yüzde 40’lık bir oranla
kendisine ancak 5. sırada yer buluyor. Yine aynı araştırmada
çocukların yüzde 46’sının cep telefonu taşıdığı, bir öğrencinin
günde 2 saat 39 dakikasını telefonuna ayırdığı görülüyor. TÜİK’in
çocuklarda bilişim teknolojileri kullanımı ve medya araştırmasında
ise bilgisayar kullanım yaşının 8, internet yaşlının 9, cep
telefonu kullanım yaşının 10 olduğu görülüyor. Bütün bu göstergeler
bize kitle iletişim araçlarıyla çocuklarımız arasındaki ilişkinin
her geçen gün daha da kesiştiği, kitle iletişim araçlarının artık
çocuklarımızın hayatlarının vazgeçilmez bir parçası haline
geldiğini gösteriyor.”
Günümüz iletişim dünyasında çocuk ve medya ilişkisinden kaynaklanan
sorunların yerel ve dar bir perspektifle çözülemez hale geldiğini
kaydeden Arınç, “Maalesef yalnızca ülkemizde değil, dünyanın en
gelişmiş ülkelerinde bile küçük çocuklar yaşlarına ya da
kültürlerine uygun olmayan, sağlıklı çocuk gelişmesi yerine kazanç
sağlamak amacıyla hazırlanmış olan içeriği zengin, görsel
yöntemlere özendirilmektedir. Her tür şiddetin en kolay hedefi
çocuklar. Aile içindeki ve toplum yanında özellikle çocuklar
şiddeti izleyerek de model alabilirler” dedi.
Televizyonları kapatmak ve yok saymanın bir çözüm olmayacağı için
kalıcı ve etkili çözüm yollarının arayışı içinde olunması
gerektiğini dile getiren Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Bunu
çocuklarımız, toplumumuz, dünya insanı için başarmak zorundayız.
Bugün bulunduğumuz bu noktada ‘yasak’ kelimesinin adını bile
kullanmak istemiyorum. Yaşadığımız çağ bir ekran çağı olarak
nitelendirilebilir. Öyleyse ekran çağında ekranların karartılmasına
izin veremeyiz. Bu sorun tüm devletlerin ve insanlığın sorunudur.
Bunun altından tek başına kalkmamızın imkanı da yoktur. Modern
dünya şiddet kültürüyle iç içe yaşarken, hiç birimiz şiddet
olgusundan tek başımıza kurtulamayız” şeklinde konuştu.
“MEDYAYLA YÜZLEŞMEK ÖNCELİKLİ AMACIMIZ OLMALIDIR”
Bülent Arınç, tüm dünyada her türlü haberin, şiddet içerikli sinema
ve dizi filmlerin, cinsellik, pornografi, ayrımcılık, savaş ve
çocukların ruhsal gelişimini olumsuz etkileyecek bütün görüntülerin
yer aldığı televizyon ekranlarından ve etkisinden çocukların
korunması gerektiğini söyledi.
“Çocuğu ve yetişkini medyanın nesnesi değil, çözümün öznesi
durumuna getirmek, medyayla yüzleşmek öncelikli amacımız olmalıdır”
diyen Arınç, “Her çocuk sorunu aile ve toplumun olduğu kadar
dünyanın da sorunudur. Medya konusunu aile, çocuk, toplum ve dünya
ölçeğinde bir yaklaşımla eğilmeyi amaçlamaktayız” şeklinde
konuştu.
Arınç, medyayı bütün olumsuzlukların sebebiymiş gibi hedef tahtası
haline getirmeyi de doğru bulmadığını belirterek, medyanın kendi
başına iyi veya kötü olmadığını söyledi.
Doğru kullanılan bir medyanın çocuklar için en etkin ve eğlenceli
araç işlevi de görebileceğini dile getiren Arınç, “Çocukların
anlayacağı dil, karakter, öykü ve müzik kullanılarak bir konuyu ya
da mesajı sunarken çocukların zihinsel seviyeleri dikkate alınarak,
bütüncül bir yaklaşım uygulanırsa çocuk- yetişkin ilişkisinde kavga
ve şiddet yerine olumlu modeller seçilirse çocuklarımız için medya
olumlu bir araca dönüşür” dedi.
“ŞİDDET, PORNOGRAFİ VE NEFRET TAŞIYAN MESAJLARI ÇOCUKLARIN
DÜNYASINA TAŞIMAYALIM”
Medya yöneticilerine de seslenen Arınç, “Günümüz iletişim
dünyasında onları yarınlara hazırlayacak en etkili kurumlardan
birinin medya olduğunu kabul ediyoruz. Bu sorumlulukla sizlerden
haberlerden çizgi filmlere kadar her türlü yayın üretiminizde
çocuklarımıza özgüven ve yeterlilik duygusu inşa eden, olumlu
modeller sunan, çocukları toplumsal konuları ilgi gösteren etkin
bireyler olarak yetişmesini sağlayacak duyarlılıkla hareket
etmenizi rica ediyorum Her çocuğun ve her yetişkinin bir onuru
olduğunu unutmayalım. Şiddet, ayrımcılık, pornografi ve nefret
taşıyan hiçbir mesajı çocukların dünyasına taşımayalım” ifadelerini
kullandı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çocuğun kendine örnek olan
büyüklerini taklit ettiğini de belirterek, yetişkinlere seslendi.
Arınç, “Her hareketiniz iki küçük göz tarafından izlenir ve
kopyalanır. Biz yetişkinler iyi örnek olamazsak bu iki göz
ekrandakileri örnek almaya başlar. Artık çocuğumuzun ve
toplumumuzun geleceği ekranların insafına kalır. Kendisi
ilgilenilmesi gereken yeni medya ürünlerini çocuklarına rüşvet
olarak veren bir yetişkin çocuğuna saygı duymamaktadır” diye
konuştu.
Devletlerin bir takım koruyucu tedbirler almasının kaçınılmaz
olduğunu belirten Arınç, “Ancak koruyucu modellerle yüzde 100 bir
başarı sağlamak mümkün değildir” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZ BİR KUŞ ÖKSÜRÜĞÜ KADAR TEMİZ VE ÇOK ÖZELLİKLİ
VARLIKLAR”
Arınç, kongreye katılım kartında yer alan küçüklük fotoğrafının
kendisini mutlu ettiğini de belirterek, “Bana bu toplantıya katılım
kartını da verdiler. Burada benim en az 50 yıl önceki halimi
gösteren bir küçüklük fotoğrafımı da eklemişler. Kongrenin çalışma
komitesiyle birlikte birkaç gün evvel sayın cumhurbaşkanımızı
ziyaret etmiştik. Orada da dikkatimi çekmişti. Sayın
Cumhurbaşkanımızın 8-10 yaşlarındaki bir fotoğrafını böyle bir
karta iliştirmişlerdi. Sayın cumhurbaşkanı da çok mutlu olmuştu,
ben de çok mutlu oldum. Bu fotoğrafıma bakıyorum, yıllar öncesini
hatırlıyorum, mutluluk duyuyorum ve bugün geldiğim noktada içinde
bulunduğum şartlara bakıyorum. Hepimizin çocukluğu mutlaka güzeldi.
Çocuklarımız çok zeki, çok ahlaklı, tertemiz. Bir kuş öksürüğü
kadar fevkalade temiz, çok özellikli varlıklar. Onları geleceğe
hazırlamamız lazım ve sadece ülkemize, milletimize değil, bütün
insanlığa onları faydalı birer unsurlar haline getirmemiz lazım”
dedi.
Çoğu kez kendileri gibi siyasetçilerin çocuklarının nasıl
büyüdüklerinin, ne şekilde yetiştiklerinin farkına varamadıklarını
anlatan Bülent Arınç, “Evle, eşle, çocukla ilgimiz maalesef o kadar
kısa ve zayıf olur ki çocuklarımızın belki bir günde boy
attıklarını, gençlik dönemlerine geldiklerini görürüz. Ama şimdi
toruna kavuşmuş siyasetçiler olarak torunlarımızın nasıl büyümekte
olduklarını, neye ilgi duydukların, neden sevindiklerini, niye
üzüldüklerini çok daha yakından izleyebiliyorum” şeklinde
konuştu.
50 YIL ÖNCEKİ FOTOĞRAFLARINI GÖRÜNCE DUYGULANDI
Öte yandan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir sürprizle
karşılaştı. Bir çocuk Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanına
gelerek üstünde yaklaşık 50 yıl önceki fotoğrafının yer aldığı yaka
kartını verdi. 50 yıl önce kucağında bir kediyle çektirdiği
fotoğrafı yaka kartında gören Bülent Arınç duygulandı. Kürsüde bir
konuşma yapan Bülent Arınç, fotoğrafın barkovizyona verilmesinin
ardından, “Yaklaşık 50 yıl önceki fotoğrafım yaka kartına konulmuş”
dedi.
(İHA)