Ekranın vazgeçemediği tema: şiddet
Abone olTelevizyonun kültürel işlevlerinin incelendiği doktora tezi, televizyon dünyasına erkeklerin egemen olduğunu gösterdi. İşte çalışmadan çarpıcı ayrıntılar...
Araştırmayı yapan öğretim görevlisi Ömer Özer, erkek egemen
haberlerin Amerika Birleşik Devletleri televizyon dünyası için de
geçerli olduğunu bildirdi. Araştırmaya konu olan televizyonlar, ana
haber bültenlerinde yer alan haberlerin 3’te birinde şiddet
olaylarına yer veriyor, aynı zamanda İstanbul ile Ankara merkezli
habercilik yapıyor. Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim
görevlisi Yard. Doç. Dr. Ömer Özer, Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Gazetecilik Bölümü’ne sunduğu doktora tezinde
televizyonun kültürel işlevini inceledi. 4-8 Mart 2002 tarihinde
atv, Kanal D, Show TV, Star ve TRT 1’de yayınlanan 467 haber
üzerinde gerçekleştirilen araştırmaya göre ciddi haberlerin ana
haber bültenlerindeki payı yüzde 77. Komik haberlerin oranı ise
yüzde 12. Araştırmaya göre TV’ler, İstanbul ve Ankara merkezli
habercilik yapıyor. İstanbul ve Ankara merkezli haberlerin bütün
haberler içindeki payı yüzde 68. İstanbul’un toplam payı ise yüzde
41. Bu da televizyon izleyicilerini İstanbul ve Ankara merkezli bir
dünyaya tabi kılıyor. Araştırma döneminde TV’lerde yapılan
incelemede, yüzde 25’lik bir oranla en çok Kanal D haber sunuyor.
Kanal D’yi sırasıyla, atv, TRT, Show ve Star izliyor. Medya
kendisiyle ilgili haberlere ana haberlerinde yer vermiyor. Ömer
Özer, medyaya yönelik haberin az verilmesinin, medyanın kendisini
sorgulamadığını ortaya koyduğunu ifade ediyor. Araştırma,
televizyonların cinsellikle ilgili haberlere de yoğun olarak yer
verdiğini gösteriyor. Ana haber bültenindeki 467 haberden 35’inde
cinsellikle ilgili görüntüler bulunuyor. Araştırma sonuçları,
televizyon dünyasına erkeklerin egemen olduğunu gösterdi.
Erkeklerin ana haberlerde ana karakter olarak gösterilme sayıları
352, yüzde karşılığı ise 78. Bu rakamlara göre haberlerde, erkekler
kadınların 3 katından daha fazla temsil ediliyor. Ana karakterlerin
çoğunluğunun kamu-siyaset alanında çalıştığını, bunun siyasetin
erkek işi olduğuna yönelik bir mesaj olduğunu savunan Özer, erkek
egemen haberlerin Amerika Birleşik Devletleri televizyon dünyası
için de geçerli olduğunu aktarıyor. Haberlerde yer alan ana
karakterlerin, sosyo-ekonomik durumlarında yapılan incelemede ise
zenginlerin oranı yüzde 63 olarak belirlendi. Yüzde 38’le
kamu-siyaset dünyasından, yüzde 18’le de eğlence dünyasından
haberler veriliyor. Eğlence dünyasının oranının yüksek olması,
TV’lerin magazinel habercilik yaptığının göstergesi. Ne kadar
şiddet o kadar reyting Özer’in araştırması, televizyonların şiddet
içeren haberlere oldukça fazla yer verdiğini ortaya koydu. Ana
haber bültenlerinde yer alan haberlerin 3’te birinde şiddet
bulunuyor. Şiddet görüntülerine en fazla yer veren kanallar yüzde
30 ile atv, yüzde 25 ile Kanal D, yüzde 22 Star, yüzde 18 ile Show
TV. Kamu hizmeti yayıncılığı yapan TRT ise yüzde 4 ile en az şiddet
görüntüsüne yer veren kanal. Bazı haberlerde şiddet sunulurken
yararlanılan canlandırmalar, haberden çok dramayı yansıtıyor.
Soygun, yangın, intihar, cinayet, savaş, trafik, alkol ve kaza,
semt kavgası, namus ve arazi sorunları vb. haberleri şiddetle
“yoğrulmuş” olarak izleyiciye sunuluyor. Özer’e göre ticari
kanalların şiddet haberlerine daha fazla yer vermesi, şiddetin
reyting kaygısıyla kullanıldığını gösteriyor. Ömer Özer, televizyon
dünyası ile gerçek dünya arasında farklılıklar bulunduğuna da
dikkat çekiyor. Muhabirlere göre medya yöneticileri iş takibi
yapıyor Yard. Doç. Dr. Ömer Özer’in tez çalışmasının bir bölümünü
de “Medya durum tanımlaması” konulu araştırma oluşturuyor.
Araştırmaya televizyonlardan TRT, atv, TGRT, STV, Işık TV, Kanal D,
NTV, Star, CNN Türk; gazetelerden Sabah, Cumhuriyet, Radikal,
Milliyet, Star ve Türkiye ile Anadolu Ajansı’ndan 120 muhabir
katıldı. Çalışma sırasında verilen cevaplara göre muhabirler, üst
düzey yöneticilerin, medya patronunun çıkarlarıyla uyuşan haberleri
yayınladığını ifade ediyor. Halk, sivil toplum kuruluşları ve
muhabirler ise yayın politikasının belirlenmesinde en az etkili
olan kesim. “Medya kurumlarının sahip ve yöneticileri genel yayın
politikasını belirlerken mutlaka devletin konumunu dikkate
almaktadırlar.” diyen Özer, bu sonuçların medya sahiplerinin sadece
medya alanında iş görmediğini gösterdiğini öne sürdü. Araştırmaya
katılan muhabirler, 5 üzerinden yapılan derecelendirmede 4,03 gibi
yüksek bir oranla medya kurumu yöneticilerinin, çalıştıkları
kurumun patronunun çıkarına iş takipçiliği yaptığı görüşüne
katılıyor. Ömer Özer, bu konuda da “Halk gazete okuyarak,
televizyon seyrederek bilgilendiğini, dünyada olup bitenleri
öğrendiğini sanmaktadır. Konunun en ‘acı’ tarafı ise böyle bir
durumun muhabirler tarafından saptanması, bilinmesi ve
kanıksanmasıdır.” diyor. Haber: Metin Arslan Kaynak: Zaman