Ekrandan üç örnek: İyi, kötü, çirkin!

Hacer ALKAN hacer1@internethaber.com

Ben 15 yıldır habercilik yapıyorum... Bu sürenin 12 yılı televizyon haberciliğinde geçti...O yüzden kumandayı elime aldığımda normal biri gibi televizyon izleyemem... Hoşnutsuz kaynanalar gibidir benim ekran önündeki halim... Vıdı vıdı eder dururum...

Cuma akşamı aldım elime kumandayı yine geçtim televizyon karşısına..
-"Biraz beyin boşaltayım" dedim... Malum insanın beyni televizyon izlerken, uyuduğu zamandan bile daha az çalışırmış... Ben de beyni stop etmek niyetindeydim...
Ama nerde...
Bir cuma gecesi ekranların karnesi düştü önüme...
Size üç örnek vereceğim;
İYİ, KÖTÜ VE ÇİRKİN!


Önce KÖTÜ ile başlayalım...
Atv, "Halkın Yıldızları" diye bir türkü yarışması koymuş...
Bizim serde de Sivaslılık var ya...
-"Aman ne iyi... Yarışmacılar bahane, türkü dolu bir gece şahane olur" dedim. Demez olaydım... Çünkü bu program benim gibi türkü sevdalısını bile türküden soğutur...

 
****** KÖTÜ ******

Şu popstar formatında bir yarışma... Ama bu kadar mı kötü hazırlanır be kardeşim... Belli ki aceleye gelmiş. Sahneye çıkan çocukları göreceksiniz... Hepsi bit pazarından giydirilmiş gibi... Erkekler giydikleri ceketlerin içinde kaybolmuşlar. Gömlekler buruş buruş... Kızların ki daha beter!

Tamam, bütçe yetmemiş, iyi bir yer sporsor olmamış diyebilirsiniz.
Ama maşallah sunucu hanım kızımız Ebru Akel için hiç bir masraftan kaçınılmamış. Müthiş bir kıyafet ve harika bir makyaj...
Sahneye çıkan çocuklar da onun yanında gariban, boynu bükük... Hepsinin özgüveni yok olmuş, biz nereye düştük şaşkınlığı içindeler. Ekran önüne çıktıkları stüdyo da stüdyo değil, mordan pembeye dönen ışıklarla bilmem ne yeri görüntüsünde...
Programdaki tek iyi şey ya da kalite, jüri koltuğunda oturan Orhan Hakalmaz... Ona da yazık olmuş doğrusu...

Gecenin ÇİRKİN'i ise Show ekranında gözüme takıldı...
Türkü dinleme hevesi kursağımda kalınca, zap yaptım, Show'a takıldı... Bir baktım "Güldür Bakalım" var.
-"Tamam şimdi moralim düzelir" dedim...
Meğer ne talihsizmişim...
Gülmekten çok sinir oldum çünkü...
Avrupa Yakası'nda ben de sevmiştim Peker Açıkalın'ı... Daha doğrusu orda oynadığı Gaffur'u... Ama gerçek hayatta çekilmez, sulu, laçka, saygısız, agresif biriymiş meğer... Ekrandan bunu cömertçe yansıtmaktan da doğrusu hiç çekinmiyor...

Korkmaz isimli 29 yaşındaki
komedyen adayı, çırıpçıplak
soyunup beline taktığı
peştemali ile
ÇİRKİN'di

Ama çirkinlik o değildi... En azından o kadar çirkin değildi diyelim...
Konuk olarak programa Alişan çağrılmış... Oynak bir şarkı okuyor... Tam o sırada kamera yarışmacıların olduğu kulise dönüyor.
O da ne adamın biri çırılçıplak soyunmuş (yarışmacı) kıçına bir peştemal bağlamış, sözüm ona oynuyor... Öbürleri de arada bir o peştemale el atıyor... Tam düşecek peştemal-ki altında bir şey yok belli- arkasını dönüp, belini yeniden sıkıştırıyor... Ama yönetmen çok sevmiş çıplak peştemalliyi, yakın plan çalışıp duruyor... O da azıttıkça azıtıyor ve stüdyoya koşturuyor... Aynı peştemal şov orada da sürüyor.  Acı olan bunun bir komedi skeçi olmamasıydı. Malesef gerçekti. Ekrandan evlerimize iletilen ÇİRKİN bir andı...

Programa gelince... Kemal Sunal'ın filmlerini makaslayıp, yarışmacılara;
-"Hadi bir Kemal Sunal olda abiler görsün" demişler...
Eh... Taklit aslını tutmadığı için kötü bir tat bıraktı beynimde...
Jürinin -ki büyük komedyenlerimiz vardı- espri diye yaptıkları ise çocuklara bile bir beden küçük gelirdi...

**** İYİ ****

İYİ, kötü kötü güldüren bu programdan zap yapıp bir filme takılınca önüme çıktı. Filmin adı; Karagöz ile Hacivat neden öldürüldü? İşte dedim oyunculuk bu... Haluk Bilginer ustalığını öyle konuşturmuş ki bize kimlerin kendini komedyen diye yutturduğunu da belgeliyor. Filmi sinemada izlemiş olmama rağmen oturup bir kez daha tadını çıkararak seyrettim...

-"Allaha şükür İYİ'lerde var" dedim...
Bir nefeslik bile olsa...