Ekonomist Atilla Yeşilada'nın FETÖ'den beter dediği doları çıldırtan vahim söylenti
Abone olTÜRKİYE ekonomisi Dolar ve eurodaki eşi benzeri olmayan bir yükselişle şoklar yaşıyor. Peki doları 6.50'ye dayandırıp Euroyu 7.40'a çıkartan ne oldu? İşin karanlık kısmını ünlü ekonomist Atilla Yeşilada twitter hesabından 'Kimse durumun vehametinin farkında değil, toplum bunu konuşuyor. Ciddi bir korku var. İnanmayacağınız sosyal seviyede insanlar arayıp "paramı çekeyim mi?" diye soruyor' sözleriyle açıkladı.
Dolar ve euro eşi benzeri görülmemiş bir seviyeye çıktı. Dün günü 5.40'lardan tamamlayan dolar kuru bu sabah kelimenin tam anlamıyla çıldırdı ve 6.49'a kadar çıktı. Peki ne oldu?
Ünlü ekonomist Atilla Yeşilada sosyal medyada yayılan vahim söylentiyi gündeme taşıdı ve 'duruma' müdahale edilmesini istedi. Söylentiyle halkın korkutulup bezdirildiğini belirten Yeşilada, 'FETÖ'den daha kötü' diyerek şunları aktardı:
Paramı çekeyim mi diye arıyorlar?
-Kimse durumun vehametinin farkında değil, toplum bunu konuşuyor. Ciddi bir korku var. İnanmayacağınız sosyal seviyede insanlar arayıp "paramı çekeyim mi?" diye soruyor.
Mevduatlara el konacak söylentisi
-ABD’de mukim bir sivri akıllı dolar 7.10 olacak demiş. Bir başka deha da “enflasyon %41 olmazsa anırırım” diye ilave etmiş. Facebook’u açtım, bana da göndermişler, fikrimi soruyorlar. Başka mesajlar da var, bankalar batıyor, paramı sistemden çekeyim mi, kambiyo rejimi değişecek, mevduata el koyacaklar. Akl-ı selimiyle tanıdığın Sayın Durmuş Yılmaz’a da teessüf ederim: Devlet emekli maaşlarını ödememezlik yapmaz, ama ödediği parayla bir somun ekmek alamazsınız, o başka birşey.
Bu söylentiyi çıkaranları yakalasam...
-Bunları yazanlar ve yayanlar vatan haini, kötü niyetli ve bozguncudur. Düşünce özgürlüğüne tüm kalbimle ve adeta limitsizcesine inanmama rağmen, bunları yakalasam kendi ellerimle mapusa atmaktan çekinmem, çünkü masum insanların aklı ve ekmeğiyle oynuyorlar. Tıka basa dolu sinema salonunda “Yangın var” diye bağırmak ifade özgürlüğü değildir, ulan!
-Bu ülkenin topraklarında insanımı en salak tevatürlere inanıp, orda cillop gibi otoBES’ten beleş para kazanmak varken, bitcoin’de FOREX’de, Çiftlikbank’ta gö..nü kaybetmeye iten genetik bozukluk yaratan kimyevi maddelere küfrederek kendimi iktidarı savunan bir makale yazarken buluyorum.
Erdoğan'ın bunları yapacağına inanmıyorum
-Ben Erdoğan’ın kambiyo rejimini değiştireceğine, mevduata el koyacağı, ya da buna benzer kural ve piyasa dışı bir davranışa yelteneceğine asla inanmadığım gibi, son bir hafta içinde bu soruyu soran bir dünze yabancı fon yöneticisine de aynı şeyi anlatarak kariyerimi de taşın altına koydum.
Sebepleri de basit
-Erdoğan 15 yıldır ter dökerek toplumun kenarında yaşayan, ezik ve fakir İslamcı-muhafazakar kitleyi kentlere ve toplumun merkezine taşıdı. Bahsedilen fiiller önce bu kitleyi mağdur edip, köyüne geri döndürür. İddiaya girerim, tüm TÜSİAD üyelerinin F/X borçları hedgelidir, ama tek bir KOBI opsiyon, forward, swap ve futuresın ne anlama geldiğini bilmiyordur. Sermaye kontrolleri mega-projeleri yarım bıraktırır. Erdoğan’ın sadık dostları müteahhitleri Magnitsky Yasası kapsamına sokup Edirne’nin Batısı’na çıkamaz hale getirir.
Ayrıca bankalarda öyle F/X veya TL fazla “mevduat” da yoktur. Hepsi krediye çevrilmiştir. Mevduata el koyarsanız, millet ATM’lerden nakit çekemez, şirketler çek yazamaz, ekonomi çöker ve AK Parti’yi sandıkta boğarlar.
Bankalar kolay batmaz
Batık kredilerin %8 veya %10 olması banka batacak anlamına gelmez. Bankaların batık kredisi %20’yi geçecek ki sermaye yetersizliği hasıl olsun. Ayrıca banka batsa dahi, tüm mevduat güvence altındadır. Resmen TL100 bine kadar güvence altındadır, ama fiilen tamamı güvence altındadır. Bu devlet 2001 krizinde batan bankaların yalnız mevduat değil, yabancı bankalara borçlarını da tıkır tıkır ödedi.
Muhalif olmaktan önce Tanrı korkusu gelir
-AK Parti’yi zalim ve adaletsiz olmakla suçlayanların haklı olması için önce her saniye, her kelime, her satırlarını tevazu, tolerans ve ahlak terazisine vurup vicdan denen o insafsız mahkemeden beraat kararı almaları gerekir.
-Belki bu yazdıklarımın hepsi yanlış çıkacak, Erdoğan’ın beyninde yaşamıyorum, bilemem ki. Ama yazarken içim öyle rahat ki. Çünkü yazarken kin, düşmanlık ve zarar verme güdüsüyle değil, bilgim, vidanım ve adalet duygum neyi emrediyorsa onunla yazdım. Yarın Ahrette mahkeme kurulduğunda verilemeyecek hiç bir hesabım yok. Bu dünyada yaşayan 7 milyar faninin de hakkımda ne düşündüğünü karınca osuruğu kadar iplemiyorum.