Ekonomik kriz evlilikleri de vurdu!
Abone olATO'nun hazırladığı Boşanma Raporu'nda ilgi çekici konulara yer verildi. Raporda, Türkiye ekonomisindeki olumsuzluklar sadece kurumları değil kişileri de vurdu...
Ankara Ticaret Odası'nca (ATO) hazırlanan ''Boşanma Raporu''nda,
Türkiye ekonomisindeki olumsuzlukların sadece işletmeleri değil,
insanları da vurduğu belirtilerek, Türkiye'de boşanma sayısının
2000 yılından sonra hızla artmasının temelinde ekonomik nedenler
olduğu bildirildi. ATO'dan yapılan yazılı açıklamada, Oda
tarafından Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Nüfus ve
Vatandaşları İşleri Genel Müdürlüğü verilerinden yararlanılarak
''Boşanma Raporu'' hazırlandığı kaydedildi. Hazırlanan rapora göre,
Türkiye'de 1990 yılında 25 bin 712, 2000 yılında 34 bin 862 olan
boşanan çift sayısı, 2002 yılında 90 bin 454 çıktıktan sonra 2004
yılında 88 bin 736'ya düştü. Raporda, TÜİK verilerine göre, 1990
yılında 25 bin 712, 1991 yılında 27 bin 167, 1992 yılında 27 bin
133, 1993 yılında 27 bin 725, 1994 yılında 28 bin 41, 1995 yılında
28 bin 875, 1996 yılında 31 bin 540, 2000 yılında ise 34 bin 862
çiftin boşandığı belirtilerek, Türkiye'nin en ağır krizi yaşadığı
2001 yılında boşanma sayısında belirgin bir atış yaşandığı, boşanma
sayısının 2000 yılına kıyasla yüzde 44,6 artarak 50 bin 402'ye
çıktığı ifade edildi. Nüfus ve Vatandaşları İşleri Genel Müdürlüğü
verilerine göre, boşanma sayısı 2002 yılında yüzde 79,5 artışla 90
bin 454, 2003 yılında 89 bin 311, 2004 yılında 88 bin 736 olarak
gerçekleşirken, söz konusu 3 yılda boşanan çiftlerin sayısı toplam
268 bin 501 oldu. Rapora göre, boşanma nedenleri arasında
''geçimsizlik'' ilk sırada yer alırken, boşanma, en çok evliliğin
6-10. yılları ve 16. yıldan sonra gerçekleşti. İCRA OLAYLARI VE
İNTİHARLAR DA ARTTI ATO'nun raporunda, 1995-2004 dönemini kapsayan
icra davaları rakamlarına da yer verildi. Rapora göre, 1995 yılında
4 milyon 924 bin olan icra sayısı 10 yılda yüzde 80,4 artarak
2004'te 8 milyon 881 bine ulaştı. İcra sayısı, söz konusu dönemde
en yüksek seviyesine 2002 yılında çıkarken, bu yıl 10 milyon 26 bin
icra gerçekleşti. Raporda, ekonomik sıkıntıların vatandaşların
psikolojik durumuna da yansıdığı ifade edilerek, 1995 yılında 1530,
1996 yılında 1949, 1997 yılında 2 bin 293, 1998 yılında 2 bin 361,
1999 yılında 2 bin 683, 2000 yılında 2 bin 973, 2001 yılında 1848,
2002 yılında 1831, 2003 yılında 1661, 2004 yılında ise 1674 intihar
vakası gerçekleştiği kaydedildi. 2004 yılında en çok intiharın
yaşandığı 3 ilin sırasıyla İstanbul, Ankara ve İzmir olduğu dile
getirilen raporda, en çok intihara teşebbüs edilen ilin ise Ankara,
Bursa, Konya İstanbul, Balıkesir, Eskişehir ve Mersin olduğu
bildirildi. ATO BAŞKANI AYGÜN ATO Başkanı Aygün, icra, boşanma ve
intihar vakalarında yaşanan artışın temelinde halkın ekonomik
sıkıntılarının yattığına dikkat çekerek, Türkiye ekonomisinde,
makro göstergelerde yaşanan iyiye gidişin, vatandaşın cebine
yansımadığını savundu. Protestolu çekler, ödenmeyen senetler, kredi
kartlarında yaşanan olumsuzlukların boşanmaları tetiklediğini
belirten Aygün, şunları kaydetti: ''Her ailenin içinde boşanan ya
da boşanma aşamasına gelen aile bireyleri görmek mümkün. Geçim
sıkıntısı aileleri vurdu. 2003 yılında 480 bin senet protesto
olmuşken bu rakam 2004 yılında 590 bine, 2005 yılında 920 bin 641'e
çıktı. Yani 2 yılda protestolu senetler ikiye katlandı. Karşılıksız
çeklerde de durum pek parlak olmadı. 2003 yılında 849 bin 642 çek
karşılıksız çıkarken, bu rakam 2004 yılında 964 bin 611'e, 2005
yılında da 1 milyon 102 bin 535'e yükseldi. 2003 yılında
karşılıksız çek konusunda toplam 18 bin 340 mahkeme kararı
bulunurken, bu rakam 2004 yılında 70 bin 672'ye, 2005 yılında da 95
bin 978'e yükseldi. 2 yıldaki artış yüzde 423 oldu.'' Aygün, 2005
yılında bireysel kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemedikleri
veya gecikmeli ödedikleri için kara listeye eklenenlerin sayısının
2004 yılına oranla yüzde 140 artarak 343 bin 95 kişi olduğunu
belirterek, kara listedeki toplam kişi sayısının 2005 yılı sonu
itibariyle 757 bine ulaştığını bildirdi. Bu rakamların,
''Türkiye'de her şeyin iyiye gitmediğini, her şeyin süt liman
olmadığını gösterdiğini'' ifade eden Aygün, ailelerin dağılmasının
toplumun sosyal sorunlarla karşılaşmasına neden olduğunu, ekonomik
sıkıntılar nedeniyle bir arada mutlu olamayanların mutluluğu tek
başına bulma umuduna koştuğunu kaydetti.