Ekonomide "Sihir" Bozuldu

Ufuk SÖYLEMEZ buse@internethaber.com

Son günlerde para ve sermaye piyasalarında yaşanan türbülans, ekonomide neler oluyor tedirginliğine ve kamuoyunda olumsuz beklentilere yol açtı.

Örtülü kur çıpasına dönüşen ve 3 yıldır nedense “dalgalanmayan” döviz kurlarının tsunami dalgası gibi 1 hafta içinde dalgalanarak %10 – 15 oranında değerlenmesiyle birlikte piyasalar karıştı.

Esasında YTL bizzat TC. Merkez Bankası’nın yayınladığı “reel efektif kur endekslerine” göre zaten %60 civarında aşırı değerliydi.

Bu nedenle benim gibi bağımsız ekonomistler, IMF korosunun aksine, kurlarda bir düzeltmenin (correction) er veya geç olacağını yazıp, söylüyorlardı.

Bir anlamda bu tsunami dalgasıyla, yeni seviyeye yükselen kurlar, belki de biriken enerjinin (devalüasyonun) kısmen boşalmasına yardımcı bile olmuştur denebilir.

Ancak şurası unutulmamalıdır ki, ekonomide “sanal baharın” artık sonuna gelinmiş ve “sihir” bozulmuştur.

Bu dalgalanmanın öncü olabileceği, gelecekte benzeri dalgalanmaların habercisi olabileceği de gözden uzak tutulmamalıdır.

Çünkü Türkiye’de ucuz kur – ithalata dayalı büyüme – yüksek reel faiz ve sıcak paraya dayalı hatalı ekonomi politikaları artık duvara dayanmıştır.

Bu politikalar gerçekçi değildir. Üretime ve ihracata yararı yoktur. Bu kur rejimi de sürdürülemez.

Gerçekçi kur politikalarına başvurulmadan Türkiye’de döviz ve cari açıkta makul ve gerçekçi bir seviye ve denge sağlanamaz.

Türkiye’de gerçekçi kur politikaları uygulanmalı, 1 – 2 gün içinde ekonomiyi tahrip eden kısa vadeli sermaye hareketlerinin çıkışlarına Tobin vergisi türü – yasakçı değil - kontrol edici bir vergi konulmalıdır.

IMF’nin önerdiği, Türkiye’nin yıllardır boyun eğdiği politikalar, maalesef iş ve aş yaratamamıştır.

Türkiye’nin yeni bir ekonomik vizyon ve programa ihtiyacı vardır.

Ama onu yapacak, hayata geçirecek, arkasında duracak, bilgi – tecrübe ve kararlılığa sahip nitelikli bir ekonomik ve sosyal iktidar anlayışı maalesef ortalarda görünmüyor.

Türk ekonomisi bir yabancı bankayla, iki tane kap – kaççı fonun 1 – 2 milyar doları ülke dışına çıkarma kararıyla böyle dalgalanmamalı, böyle paniğe kapılmamalıdır.

Ama maalesef yukarıda belirttiğim sebeplerle ekonomi kırılgan ve yabancıların insafına terk edilmiş bir haldedir.

Türkiye ve Türk insanı bunu hak etmiyor, 10 yıldır IMF ile yaşayıp, hala kırılgan, kendine güvensiz, üretmeyen, imalat yerine ithalat yapan, iş ve istihdam yaratamayan çarpık bir ekonomik yapıyı içimize sindiremiyoruz.

Bu dalgalanmayı fırsat bilen IMF korosu ve adeta IMF komiseri gibi yazılar yazan kimi yazarların da iktidarı IMF sopası ile tehdit etmeye çalışmalarını ibret ve hayretle izliyoruz.

Son olarak döviz kurlarında %10 oranında bir artışın – kalıcı olması halinde – 1 yılın sonunda enflasyonun 4 – 5 puan yükselmesine sebep olacağı da unutulmamalıdır.