Eker'den Avrupa'ya demokrasi hatırlatması!
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Avrupa Birliği ülkelerine kendi değerlerini hatırlattı, demokrasiye sahip çıkmaya çağırdı. Eker, Avrupa'nın Hayır'cılara kucak açarken evet propagandasına izin vermediğini söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Suriye'deki
kan gölünü Türkiye'ye taşımak isteyenlerin yeni bir harita için
Türkiye'yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef aldığını söyledi. Gezi
Parkı olayları ve sonrasında yaşanan 15 Temmuz darbe girişiminin
Türkiye'yi işgal planının bir parçalı olduğunu ifade eden Eker,
güçlenen Türkiye'nin kendi değerlerinden uzaklaşan Avrupa'daki bazı
ülkeler için de tehdit olarak algılandığını
kaydetti.
Mehdi Eker, İnternethaber'den Hatice Kübra'nın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. PKK'nın, Avrupa'daki Türk vatandaşlarını tehdit ettiğini söyleyen Eker, PKK ve FETÖ'nün Türkiye ve AK Parti aleyhine çalıştığını kaydetti.
AVRUPA'DA YÜKSELEN IRKÇILIK HAREKETLERİ
Bazı Avrupa ülkelerinde yükselen ırkçılık hareketlerini, Hitler ruhunun tezahürü olarak nitelendiren Eker, merkez sağ ve merkez solda yaşanan lider sıkıntısı nedeniyle, Avrupa siyasetinin kan kaybettiğini söyledi. Merkez partilerin oy telaşıyla; yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslamobofi gibi Avrupa'nın değerleriyle çatışan konulara yöneldiklerini belirten Eker, Almanya ve Hollanda'da uygulanan basiretsiz politikaların kaynağının altında da bu tür kaygılar olduğunu ifade etti.
PKK ve FETÖ gibi terör örgütlerinin Avrupa'da Türkiye aleyhine çalıştığını söyleyen Eker açıklamalarında şunları söyledi:
"Burada da Türkiye'ye zarar vermek isteyen örgütleri maşa olarak kullanıyorlar. Bir PKK, iki FETÖ! Son darbeyi FETÖ'nün eliyle vurmak
istediler 15 Temmuz'da. Bir adım daha geriye gittiğimizde Türkiye'nin gidişatını durdurmak ne açıdan önemli, niye durdurulmalı sorusunun cevabı şu: Ortadoğu Skys Picot'tan sonra yüzyıllık bir harita eskidi.Yeni bir harita yapmak istiyorlar Ortadoğu'da. Suriye ve Irak toprakları üzerinde 2003 tarihinde Irak'a girilirken demokrasi götürülecekti, onun yerine Dicle'yi ve Fırat'ı birer kan nehri haline getirip, orayı bir kan gölüne çevirdiler. 2011'de de Suriye'de bu süreç başladı. Bu kan gölünü Türkiye'ye doğru büyütmek istediler. Türkiye'yi de içine alacak şekilde daha büyük bir kan gölü ki müdahaleye zemin hazırlamak için. Çünkü arkasından bir harita çizilecek. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti Türkiye'ye güç katıyor. Dolayısıyla onlar varken Türkiye'de bunu gerçekleştiremiyorlar. Onun için AK Parti'yi ve Recep Tayyip Erdoğan'ı hedefe koydular. Türkiye kan gölü parçası haline gelmemek için kendi tarihsel meselelerini yani son 100 yılda biriken, derinleşen bazı meselelerini kendi bilgisiyle, kendi gücüyle çözme konusunda da çok ciddi mesafe katetti. Türkiye'ye "biz sana bu işi yaptırtmayız" demek istediler. Örneğin Kürt meselesini barış içerisinde çözmene izin vermiyoruz gibi!
"AVRUPA DEĞERLERİNDEN UZAKLAŞTIRILIYOR"
Avrupa'nın bazı siyasetçileri ve onların tesirinde kalan çözümler üretmeyen bazı AB üyesi ülkelerin hükümetleri Avrupa'yı bir girdabın içine sürüklüyor. Avrupa Birliği değerlerinden uzaklaştırıyor. Aslında sorun bu. Nedir Avrupa Birliği değerleri? Bir tanesi demokrasi. İkincisi hukukun üstünlüğü, üçüncüsü çoğulculuk ve insan hakları ve serbest ekonomi. Bunlar aynı zamanda Kopenhag siyasi kriterleri. Bu değerler ile ilgili Türkiye mesela 15 Temmuz bu değerlere saldırıdır. Türkiye bu değerleri savunmak için milletiyle, ülkesiyle, 80 milyon insanıyla bu değerleri savunmak için mücadele verdi. 250 şehit, 2200 gazi yaralı oldu. Aslında tam olay bununla ilgili.
"DARBE BAŞARISIZ OLUNCA HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADILAR"
Şimdi biz 15 Temmuz'da bunları yaparken Avrupa'da bazıları hayal kırıklığı yaşadı. "Niye bu darbe başarıya ulaşmadı?" diye. Bu değerlere sahip çıkacakları ve Türkiye'yi bu değerlerin tesisi konusunda Türkiye'yle dayanışma içerisinde olduklarını gösterecekleri yerde şunu yaptılar; bu darbeye teşebbüs edenlere arka çıkacak bir takım işler yaptılar. Misal; bizim 31 Temmuz'da Köln'deki mitingde Sayın Cumhurbaşkanımızın telekonferansla bağlanmasına izin vermediler. Türkiye iç sorunlarını buraya taşıyor dediler. Bu Türkiye'nin iç sorunu mu? Demokrasi Avrupa'nın değeri değil mi? Darbe demokrasiye saldırı değil mi? En büyük insan hakkı yaşam hakkı değil mi? Yani sen yaşama hakkına doğrudan saldırıyorsun, haksız bir şekilde öldürüyorsun. Bu insanlar da diyor ki demokrasiye sahip çıkalım. Bunun için toplanıyorlar ve Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı da buraya telefonla bağlanıyor. Avrupa'nın değerleri bu. Ama aynı Almanya aradan birkaç gün geçtikten sonra Cemil Bayık'ın telekonferansla Almanya'da bir PKK konferansına bağlanmasına izin verdi. Oysa Almanya'da PKK terör örgütleri listesindedir. Buna rağmen.
"AVRUPA HAYIR'CILARIN TARAFINDA YER ALDI"
15 Temmuz'la başalayan süreçte Türkiye'ye dönük kara propaganda ve bir takım Avrupa değerlerine uymayan icraatlar yapıldı. Sonra biz bu süreçte referandumla ilgili bir karar geçti. Şimdi Avrupa resmen
"hayır"cıların tarafında yer aldı, kampanya başlattı. Bunu televizyın yayınlarıyla, gazeteleriyle gösterebiliriz. Hayır için giden herkese bütün kapılar ardına kadar, neredeyse kırmızı halılar serecekler önlerine, hangi farklı politik partiden olursa olsun yeter ki hayır için git. Bunun hepsine yardımcı oluyorlar. Ama 'evet'le ilgili düzenlenecek bir organizasyona gidecek, gerek AK Parti'nin gerekse hükümetin etkinliklerine ise engel oluyorlar.
"TERÖR ÖRGÜTLERİ TEHDİT EDİYOR"
Dış İşleri Bakanımız, Ekonomi Bakanımız, Enerji eski Bakanımız bunların bütün salonları birer defa iptal edildi. Veya vatandaşı tehdit ediyorlar, tehdit üzere iptal ediliyor. 15 temmuz'la birlikte bir süreç başladı. Belki biraz daha geriye gidersek bu Gezi Olayları'na kadar gidiyor. Bunlar Ortadoğu'yu şekillendirmeye çalışıyorlar, bir harita yapmaya çalışıyorlar bu arada Türkiye hem kendi sorunlarını hallediyor, hem Kürt meselesini çözüyor, demokrasi ve sivilleşmeyle ilgili bir sürü adımlar atmış, ekonomik olarak güçlenmiş ve dünyada bazı Avrupa ülkeleriyle de rekabet edebilecek çok önemli yatırımların da startını veriyor.
CHP'NİN GERGİNLİK 'EVE'T OYLARINI YÜKSELTİYOR İDDİASI
Bu saçma bir şey ve haksızlık. Türkiye Cumhuriyeti'nin konsolosluğunu sen gözaltına alacaksın. Görüşmeleri engelleyeceksin. Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanını içeri sokmayacaksın, "persona nan grata" ilan edeceksin... Bunun neresi kontrollüdür, neresi gerginliktir. Herif çıkmış ağzından salyalar akıyor, Hollanda Başbakanı Rutte neler söylüyor. Bunun neresi kontrollü, böyle saçma şey olur mu? Kusura bakmasınlar ama bu iddianın sahipleri bunun üzerinden AK Parti'ye adeta bir darbede biz vuralım, bundan belki fayda sağlarlar aman ha fayda mayda sağlamasın. Bizim derdimiz bunun üzerinden fayda sağlamak değil ki bizimki varlık mücadelesi. Avrupa'da bize kapılar açık değil ki. Önceki sabah ben Stockholm'de bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına ait bir kahvaltı mekanında, iş adamlarıyla, STK'larla kahvaltı yaptık. Orada iş yeri sahibinin torunları vardı. Onun üzerinden sabah PKK onu tehdit ediyor. "Sizin torunlarınız var nasıl bunu yaparsınız" diyor.'