Ek ders ücretlerine zam
Abone olMilli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ek ders ücretleri konusunda Maliye bürokratları ile yapılan toplantı sonrası öğretmenlere iyileştirme kararı çıktığını söyledi
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ideolojik yaklaşımları
eğitimciliklerinin önüne geçen bazı insanlar tarafından ''öğretmen
düşmanı'' suçlamasına maruz kalmasını asla kabul edemeyeceğini
belirterek, öğretmenlerin yasal çerçeve içerisinde ve mesleğe
yakışır biçimde demokratik haklarını aramalarının yanında olduğunu
bildirdi. Bakan Çelik, öğretmenlerin çalışma saatleri ve ücretleri
hakkında son günlerde basında yer alan haberlerle ilgili olarak
öğretmenlerin elektronik posta adreslerine bir açıklama gönderdi.
Çelik, açıklamada TBMM Bütçe Plan Komisyonu'nda Milli Eğitim
Bakanlığı (MEB) bütçesinin görüşülmesi esnasında, bir muhalefet
milletvekilinin, ''Öğretmenlerin yılda ortalama 1800 saat derse
girdikleri ve bunun karşılığı çok az ücret aldıklarına'' ilişkin
sözleri üzerine, öğretmenlerin bir yılda 36 hafta ders yaptığını,
bu 30 saat üzerinden hesaplandığında ise 1080 saat ettiğini
aktardığını belirtti. Öğretmenlerin haftada 15 saat zorunlu olarak,
6 saat de ücret karşılığı derse girdiğini ifade ettiğini kaydeden
Çelik, bu sözlerinin bir gazetede ''Öğretmenler 2 gün
çalışıyormuş'' başlığı ile yansıtıldığını anlattı. Çelik,
''Öğretmenleri yanlış bilgilendirmek ve tahrik etmekten başka bir
amaç taşımadığı gün gibi aşikar olan bu başlık, birkaç gün sonra
yasadışı gösteri ve yürüyüşe hazırlanan bazı sendikalar tarafından
kötüye kullanılmıştır'' dedi. -''SİSTEMATİK BİR KARALAMA
KAMPANYASI''- Çelik, ek ders ücretlerinin artırılmasıyla ilgili 23
Kasım 2005'te yaptığı basın toplantısındaki ''Öğretmenlerimizin
lehine ciddi bir iyileştirme yapılması, benim samimi arzu ve
isteğimdir. Ancak, ülkenin kaynakları ve imkanları hepimizin
malumudur'' sözlerinin de ''Milli Eğitim Bakanı, Maliye Bakanı gibi
konuştu'' başlıkları ile basında yer aldığına dikkati çekti. Çelik,
''Tümüyle tahrik amaçlı ve sistematik bir karalama kampanyasının
bir parçası olan bu başlıklar, yine birkaç gün sonra yapılan
eylemlere malzeme edilmiş ve öğretmenlerin gereksiz yere infialine
sebep olmuştur'' dedi. Bakanlığın, ek ders ücretlerinin net 9.82
YTL'ye yükseltilmesi talebiyle bir Kanun Tasarısı taslağı
hazırladığını, Maliye Bakanlığı'nın da MEB bütçesine 3 katrilyon
lira yük getirecek taslaktaki rakama itirazı üzerine Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan başkanlığında Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve
kendisinin katılımıyla bir toplantı yapıldığını belirten Çelik, bu
toplantıdan, ''ihtiyaç ve imkanın örtüştürüldüğü bir iyileştirmenin
mutlaka yapılması gerektiği'' kararının çıktığını ve bu doğrultuda
Maliye bürokratlarına talimat verildiğini bildirdi. Öğretmenlerin
özlük haklarıyla ilgili beyanlarında ''sığ popülizme düşmediğini ve
rasyonel davrandığını'' vurgulayan Çelik, öğretmenleri yerine
getirilemeyecek bir beklenti içine sokmanın ve ardından onları
hayal kırıklığına sevk etmenin dürüst siyaset ve devlet adamlığı
ciddiyetiyle bağdaşmadığının öğretmenlerin takdirinde olduğunu
kaydetti. -''EK DERS ÜCRET TASARISI, HÜKÜMETİN BİR TASARRUFU''-
Bakan Çelik, şunları kaydetti: ''İş kolumuzdaki yetkili
sendikamızın Genel Başkanı beni telefonla arayarak Öğretmenler
Günü'nden bir gün önce, benimle birlikte basının önüne çıkarak
hazırladığımız ek ders ücretiyle ilgili tasarının kendi çabaları
sonucu hazırlandığı intibaını vermek istemiş ve bundan, sendikası
lehine bir sonuç çıkarmaya çalışmıştır. Ancak bu talep tarafımdan
reddedilmiştir. Kendilerine ek ders ücret tasarısının sendikaların
baskısıyla değil, gereklilik olduğu için hükümetimizin bir
tasarrufu olduğu hatırlatılmış, nitekim aynı görüş 17 Kasım 2005
tarihinde ATV televizyonunda katıldığım ''Teke Tek'' programında da
dile getirilmiştir. Nitekim 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde 81 ilden
gelen öğretmenlerin Başbakan Erdoğan'ı başkanlığımda ziyaretimiz
esnasında, Sayın Başbakan bu çalışmanın yapıldığına ilişkin müjdeyi
öğretmenlere vermiştir. Buna rağmen basın kuruluşlarında,
öğretmenler için yapılacak ücret artışını, benim şahsen istemediğim
yönündeki açıklamaların yer alması ve öğretmenlerimizin bilerek
yanlış yönlendirilmesi maksatlı ve son derece üzücü bir tavırdır.''
-''BASKI, ŞİDDET İÇERMEYEN HER TOPLANTIDA YER ALIRIM''- Bakan
Çelik, öğretmenlerin yasal çerçeve içerisinde ve öğretmenlik
mesleğine yakışır bir biçimde demokratik haklarını aramalarının
yanında olduğunu ve öğretmenlerin yasal haklarını aramalarını
sonuna kadar desteklediğini belirterek, şöyle devam etti: ''Gerek
kişisel hayatım gerekse politik hayatımda hep çokseslilikten yana
oldum. Toplumun her kesiminin, görüş ve düşüncelerini özgürce
anlatması, gösteri ve eylem yapması, toplumumuzun zenginliği ve
demokratik hayatın bir gereğidir. Her rengin her ortamda açık ve
şeffaf bir şekilde ifadesinden yanayım. Baskı ve şiddet içermediği
ve yasalar çerçevesinde olması şartıyla öğretmenlerimizin
düzenleyeceği her toplantı ve etkinlikte imkanlar nispetinde yer
alacağımı son günlerde defalarca vurguladım. Öğretmenlerimizin daha
mutlu ve huzurlu olmaları özlük haklarının iyileştirilmesi için
yaptığımız bir dizi düzenleme ve ortaya koyduğumuz birçok proje,
kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Hal böyleyken ideolojik
yaklaşımları eğitimciliklerinin önüne geçen bazı insanlar
tarafından 'öğretmen düşmanı' suçlamasına maruz kalmam, asla kabul
edemeyeceğim son derece çirkin bir yakıştırmadır.'' Milli Eğitim
Bakanı olduğu günden beri yaptığı bütün konuşmalarda, öğretmenlik
mesleğini ve öğretmenleri sürekli olarak yücelttiğini belirten
Çelik, ''Saygıdeğer meslektaşlarımın son günlerdeki tartışmaları bu
bilgiler ışığında değerlendirmelerini diler, bu vesileyle selam ve
sevgiler sunarım'' dedi.