Eğitimli kadın taciz mağduru
Abone olİstanbul Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre eğitimli kadın taciz ediliyor... hemde sevgilisi tarafından
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Adli Tıp Enstitüsü'nce, üniversite
öğrencisi ve mezunu kadınlarla yapılan bir araştırma,
katılımcıların büyük bir bölümünün cinsel şiddet türlerinden en az
birisine maruz kaldığını ortaya koydu. İÜ Adli Tıp Enstitüsü'nden
Prof. Dr. Mustafa Fatih Yavuz ile yüksek hemşire Zehra Kayı, 591'i
üniversite öğrencisi olan 700 kadınla, ''Kadın üniversite gençliği
ve mezunlarına yönelik cinsel saldırı'' konulu araştırma yaptı.
Araştırma sonucunda, katılımcıların yüzde 84'ünün laf atma,
açık-saçık konuşma, röntgencilik, teşhircilik, sarkıntılık, ırza
geçme gibi ''sözel, görsel, dokunsal'' cinsel şiddet türlerinden en
az birisine maruz kaldığı belirlendi. Bunlardan yüzde 44.8'inin,
basit cinsel içerikli dokunuştan zorla cinsel ilişkiye kadar uzanan
''dokunsal şiddet'' türlerinden birini yaşadığı tespit edildi.
Cinsel şiddet türleri arasında ilk sırayı yüzde 81.3 ile sözel ve
dokunsal olanlar aldı. Araştırmaya katılan yaklaşık her 5 kadından
birinin teşhircilik eylemiyle karşı karşıya kaldığı ortaya çıktı.
Cinsel saldırı boyutundaki eylemlerin yaklaşık yarısında fiziksel
şiddet kullanıldı. Yine eylemler sırasında korkutma-tehdit ile
kandırma da ilk sıralarda yer aldı. İlk sırada sevgililer var
Araştırma, sanılanın aksine, cinsel şiddet eylemlerinin yabancılar
değil, çoğunlukla tanıdık kişiler tarafından gerçekleştirildiğini
ortaya koydu. Buna göre, saldırganların yüzde 95'inden fazlası
tanıdık. Çalışmaya göre, ilk sırada sevgili düzeyindeki erkek
arkadaş, ikincisi sırada nişanlılık ve sözlülük ilişkisi geliyor.
Üçüncü sırada ise ensest ilişki türleri var. Araştırmada, sevgili
düzeyindeki erkek arkadaşların daha çok görsel ve dokunsal cinsel
şiddet türü uyguladığı dikkat çekti. Saldırganların çok büyük
çoğunluğunu ise ortalama 25 yaşındaki erkekler oluşturdu. Eylemin
gerçekleştirildiği yerler arasında ilk sırayı saldırganın evi aldı.
Çalışma, eylemler nedeniyle adli makamlara başvuru oranının ise
hemen hemen yok denecek kadar az olduğunu da ortaya koydu. Buna
göre, adli makamlara iletilen cinsel şiddet türleri teşhircilik,
cinsel içerikli dokunma ve cinsel birleşmeye teşebbüs eylemi ile
sınırlı kaldı ve oranı yüzde 2-3'ü geçmedi. Bu tür eylemleri
yaşayanların, çaresizlik ve suçluluk hissiyle utanma duygusunu
yaşadığı da belirlendi. Tahmin edilenin daha ötesinde Araştırma
sonuçlarını değerlendiren Prof. Dr. Yavuz, cinsel şiddetin
toplumdaki tüm bireyler için bir sorun ve tehlike olduğuna işaret
etti. Prof. Dr. Yavuz, ''Bu çalışma, toplumumuzda cinsel şiddet
boyutlarının tahmin edilenlerin de daha ötesinde olduğunu ortaya
koyuyor'' dedi. Mağdurların adli makamlara başvurmama nedenleri
arasında ilk sırayı toplumun olumsuz yaklaşımının aldığına işaret
eden Prof. Dr. Yavuz, bunu; ispatlayama ve saldırganın misilleme
yapma korkusunun takip ettiğini ifade etti. Prof. Dr. M. Fatih
Yavuz, ''Cinsel şiddet eylemlerine maruz kalma oranının yüksekliği,
karşı karşıya olduğumuz sorunun büyüklüğünü de gösteriyor. Adli
makamlara yansıma oranlarının çok düşük olması da, bu soruna
hukuksal, sosyolojik ve medikal açıdan ciddiyetle ve yoğun bir
şekilde önem verilmesi gerektiğini ortaya koyuyor'' diye konuştu.
Kaynak : Milliyet