Eğitimin en önemli sorunu öğretmen açığıdır”
Abone olEğitim Bir-Sen, Doğu Anadolu Bölge toplantısını Erzurum’da gerçekleştirdi. <br/>11 ilden 700’ün üzeri sendika yöneticisiyle bir araya gelen ...
Eğitim Bir-Sen, Doğu Anadolu Bölge toplantısını Erzurum’da
gerçekleştirdi.
11 ilden 700’ün üzeri sendika yöneticisiyle bir araya gelen Eğitim
Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, eğitim sorunu
başta olmak üzere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Doğuda eğitimin en önemli sorunu öğretmen açığıdır” diye konuşan
Gündoğdu, eğitimde vekil ve ücretli öğretmen dönemi acilen
bitirilmelidir" dedi.
Eğitim-Bir-Sen, Şube ve ilçe yönetimleriyle buluşmalarına devam
ediyor. Geçen hafta Afyonda Eğe Bölge Toplantısını yapan
Eğitim-Bir-Sen, bu hafta Erzurum’da 11 ilin sendika yöneticilerini
bir araya getirdi. İki gün süren teşkilat eğitimi toplantısı
vasıtasıyla Gündoğdu, bölge basınına da değerlendirmelerde
bulundu.
GELİN İKİ GÜZEL İŞİ BİRLİKTE YAPALIM
Doğu’da öğretmen açığı sorunu eğitimin en önemli sorunudur. Tüm
illerimizden rakamlar verebilirim ama sadece Ağrı ilimizin
rakamlarını vermek bile yeterlidir. 40 bin yeni öğretmen
atamasından Ağrı’ya 1300 civarında öğretmen atanmıştır. İlde 8400’e
yakın norma karşılık 5700 civarında öğretmen vardır. Ağrı’da bu gün
itibariyle yaklaşık 2700 öğretmen açığı söz konusudur. Bu yıl 1500
ücretli/vekil öğretmen görevlendirmesi yapılmıştır ama hala bazı
sınıflar öğretmenle buluşturulamamıştır. Rakamlar aynı oranda
olmasa dahi bölgede bu ilimizdeki tabloya yakın yerler söz
konusudur. Okullarda öğretmen açığını gidermek gibi en hayati
konuya israf olarak bakamayız. Yeterli eğitim alamayan ve
kaybedilen her öğrenci gelecek için kayıptır. Çocuklarında ülkenin
de yedeği yoktur. Ülkenin geleceğine de gelecek nesillerin
kaybedilmesine de göz yummak doğru olmaz diyen Gündoğdu, “Hükümete,
maliye bakanımıza, milli eğitim bakanımıza, başbakanımıza çağrımız;
80 bin öğretmen açığı var. Doğu Anadolu ve Güney Doğu Bölgesi başta
olmak bütün bölgelerdeki öğretmen açığını kadrolu öğretmen istihdam
ederek giderelim” dedi.
Aksi takdirde gelecek nesillerin donanımı açısından, derse branş
öğretmeni girmemesinin, sınıflara vekil ve ücretli öğretmenin
girmesinin öğrencilerin yeterli eğitim alamamasının ülkeye zarar
vereceğini kaydeden Gündoğdu, sınavları kazanmış yüz binlerce
eğitimcinin olduğunu kaydederek, “Hem eğitimi kaliteye hem de bu
arkadaşları işe kavuşturmak gibi iki tane güzel işi birlikte
yapalım” diye konuştu.
SORUN ÖRGÜTLENMEDE DEĞİL, ÖRGÜTLÜ YAPILARIN ÖNCELİKLERİNDEDİR
Başbakanın 2010 yılında Memur-Sen tarafından organize edilen
Uluslararası Demokrasi Kongresine konuk olarak katıldığını dile
getiren Gündoğdu, toplu sözleşme talebimiz karşısında “Sayın
Başbakan, işçi memur birleşin bu hakkı verelim demişti. Demokrasi
Kongremiz öncesi Sayın Hayati Yazıcı ile kararlaştırdığımız Abant
Çalıştayı’nda Anayasa değişikliği ile memurlara toplu sözleşme
hakkının verilmesi kararlaştırılmıştı. Kamu-Sen ve KESK memurun iş
güvencesini tartışmaya açacaklar diye çalıştaya katılmamış ve
tabiri caizse ofsayta düşmüşlerdi. İşçi sendikalarının bazılarının
da katıldığı o çalıştayda işçi sendikaları tarafından gündeme
getirilmeye çalışılan birleşme konusuna o günde sıcak bakmadık bu
günde sıcak bakmıyoruz" ifadesini kullandı.
Ahmet Gündoğdu şöyle devam etti:
“Her platformda toplu sözleşme talebimizin bir hak olduğunu dile
getirerek referandum paketinde yer almasını sağladık. ‘Toplu
Sözleşmeye de Toplumsal Sözleşmeye Evet’ diyerek, referandumda
yüzde 58’deki öncülüğümüzle toplu sözleşme hakkına kavuştuk.”
“Çalışmayan memur yoktur, çalıştırmayan idareci vardır. Buna rağmen
çalışmayan bir memur çıkarsa o bizim üyemiz olursa biz çalışmayan
üyenin arkasında durmayız” diyen Gündoğdu,"İş güvencesini
tartışmaya açmak olarak ta yorumlanan yeni teklife sıcak bakamayız.
İş güvencesini kırmızı çizgi olarak görüyoruz" şeklinde
konuştu.
Kamu görevlilerinin sendikalaşma oranı yüzde 70’lere çıkarken,
işçilerde örgütlenme oranının çok düşük düzeylerde kalmasının
altında yatan sorunlar olduğunu vurgulayan Gündoğdu, şunları
dedi:
" 28 Şubat’ta Sivil 5’li Çeteyi oluşturanların örgütlenme
sorunundan önce demokrasiye yaklaşım sorunları var. Darbecilerle iş
tutmayı, ırgatlık yapmayı öncelemek yerine çalışanların sorunlarını
önceleyip enerjilerini sorunlarına teksif edememe sorunları var.
Memur sendikalarından Ergenekon’a ev sahipliği yapanları deşifre
ederek, şakülü bozuk olanları sınırları içine çekmeye çalıştık. Ama
işçi sendikalarında hala çalışanların sorunları yerine alan dışında
top çevirenler var. İşçi sendikacılığının bazılarının imaj
problemini memur sendikalarıyla birleştirerek çözemeyiz."
Gündoğdu, iş güvencesi olmasına rağmen karanlık dönemlerde
ideolojik yaklaşarak, havadan sudan bahanelerle meslekten atılan
binlerce çalışanın yeniden işi ve aşıyla buluşturulmaya çalışıldığı
bir döneminin yaşandığına dikkat çekerek " Ülkede demokratikleşme
açısından, özgürlükler açısında atılması gereken adımlara
yoğunlaşmak gerekir. İşçi ve memurun ayrı çatılar altında
örgütlenmiş olmasında biz bir sorun görmüyoruz sorun varsa o sorunu
başka yerde aramak lazım. Eğer bir birleştirme düşünülüyorsa emekli
ikramiye oranlarında, emekli maaşına yansıyan matrahlarda, grev ve
siyaset hakkında birleştirme yapılabilir. Bunun için adımızı işçi
memur diye birleştirmeye gerek yoktur. Ayrıca bu konuda ihtiyaçta
talepte yoktur" diye sözlerini sözlerini tamamladı.
(İHA)