Eğitim Şurası'ndan öğrencilere kötü haber!
Abone olMilli Eğitim Şurası'ndaki kararlara göre okuldan uzaklaştırma ve atılma geri dönüyor...
Antalya'daki 19'uncu Milli Eğitim Şurası'nda Okul
Güvenliği Grubu komisyonunda, okul güvenliğine ilişkin yeni
kararlara imza atıldı. Kabul edilen maddeler arasında güvenli
okullara mavi bayrak, öğrenci bilgilerinin emniyet ve sağlık
kuruluşlarından alınması ve paylaşılması, disiplin yönetmeliğinde
okuldan uzaklaştırma ve atma cezalarının yeniden getirilmesi
bulunuyor.
19'uncu Milli Eğitim Şurası'nın dört ana başlığından biri olan
'Okul Güvenliği' komisyonunda toplamda 50'ye yakın karar alındı. Bu
kararlar arasında tepki çekenler de oldu. En dikkat çekici
kararlardan biri, okul güvenliği için girişlere metal dedektör
(x-ray cihazı), turnike, tuvaletlere sensör gibi uygulamaların
getirilmesi oldu.
Bir başka karara göre ise öğrencilerin bilgileri emniyet ve sağlık
kuruluşlarınca alınabilecek ve bu kuruluşlarla paylaşılabilecek.
Yine ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde risk haritaları
oluşturulacak. Güvenli okullara mavi bayrak takılacak. Bahçe
duvarları yükseltilecek.
Disiplin yönetmeliğinde cezalar daha da ağırlaştırılarak, okuldan
uzaklaştırma ve atılma cezaları yeniden uygulanmaya başlayacak.
Riskli öğrenciler açık liseye yönlendirilecek. Sendikal etkinlikler
okul ve ders saatleri içinde yapılamayacak.
Bu kararları öğrencinin nefes alabileceği her deliğin kapatılması
olarak değerlendiren Eğitim Sen şura üyesi Çukurova Üniversitesi
Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Adnan Gümüş, “Kışladan daha
ağır, hatta istihbarat teşkilatlarından daha ağır birtakım tedbir
ve önlemler önerildi ve kabul edildi. Bunlar kişi hak ve
hürriyetlerine aykırı" dedi.
Risk grubu ile birtakım öğrencilerin daha başından potansiyel suçlu
ilan edileceğini belirten Prof.Dr. Adnan Gümüş, örneğin
Çankaya'daki bir okuldan genelkurmay başkanından milletvekillerine,
başbakandan bakanlara kadar öğrenci bilgilerinin emniyet ve sağlık
kuruluşlarından alınabileceği ve bunlarla paylaşılabileceğini ve
bunların hepsinin fişleme olacağını söyledi.
Ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde analizler ve veri tabanı
oluşturulmasına yönelik risk haritalarının oluşturulmasının daha da
kötü olduğunu belirten Prof.Dr. Gümüş, “Bu bölgesel önyargıların,
ayrımcılıkların öne çıkarılması demektir. Çok sıkıntılı, bütün hak
ve özgürlüklere, insan haklarına aykırı olduğu gibi pratik
karşılığı da bunun son derece toplumu yarıcı, bölücü,
düşmanlaştırıcı bir süreci beraberinde getirir" dedi.
Mavi bayrak uygulamasında, öğrencilerin en yakın okula MEB
tarafından yerleştirildiği yönünde eleştiri getiren Prof.Dr. Gümüş,
önyargılar altında, birtakım damgalar, etiketlemeler altında
okulların ortaya çıkacağını belirterek, “Bunların hepsi bizim kamu
okulu değil mi?" dedi.
Tüm bunların yanında makul şüphenin daha hafif kalacağını belirten
Prof. Dr. Gümüş, “Her türlü duruma her an hazırız. Şöyle bir
psikoloji; Öğrenci saldırıyor, sokak saldırıya hazır, öğrenci
saldırıya hazır. Okul ve öğretmenler her türlü donanımıyla,
silahıyla bekliyor ki her an cephe savaşına girilecek. Böyle bir
toplum modeli olmaz. Sokak okulun, okul da sokağın düşmanı değil"
ded