Eğitim raporumuzdan korkunç sonuçlar!

Abone ol

Eğitim Reformu Girişimi (ERG)'nin her yıl hazırladığı Eğitim İzleme Raporları’nın dördüncüsünün sonucu hiç de iç açıcı değil...

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi bünyesinde 2003’te Prof. Dr. Üstün Ergüder’in direktörlüğünde çalışmaya başlayan Eğitim Reformu Girişimi (ERG), her yıl hazırladığı Eğitim İzleme Raporları’nın dördüncüsünü kamuoyuyla paylaştı.

Türkiye eğitim sisteminin en öncelikli sorunu; öğrencilere “öğrenme ve düşünme” becerileri kazandıramaması ve uluslararası testlerde alınan kötü sonuçlar olarak belirlendi. İşte Habertürk'ün haberine göre raporda yer alan çarpıcı sonuçlar:

İSTANBUL’DA 100 ÇOCUKTAN 27’Sİ ANAOKULUNA GİTMİYOR

Okul öncesi ve ilköğretime katılımın artmasımemnuniyet verici ancak özellikle okul öncesinde iller arası eşitsizlik giderilmeli. Okul öncesi eğitimin zorunlu olduğu il sayısı bu yıl 25 il eklenerek 57’ye çıkarıldı. Okullaşma oranı 4-5 yaş grubunda yüzde 38.5’ten yüzde 43.1’e çıktı. Ancak okul öncesi eğitimi yaygınlaştırma politikalarında yeterli kamu kaynağı kullanılmadığı için sosyal, ekonomik ve coğrafi olarak özellikle en olumsuz koşullardaki 6 ildeki (Ağrı, Gaziantep, Hakkâri, İstanbul, Mardin, Şırnak) çocuklar dışlanıyor. İstanbul’da okul öncesi eğitimçağında (5-6 yaş) her 100 çocuktan 27’si okul öncesi eğitime gitmiyor. Eğitime bütçeden ayrılan pay yüzde 4’ten 3.9’a geriledi. 2013’te 3.8’e gerilemesi bekleniyor. Oran yüzde 6’ya çıkmalı.

İLKÖĞRETİM ÇAĞINDA YAKLAŞIK 70 BİN ÇOCUK OKUL DIŞINDA KALDI

İlköğretimde okullaşma oranı (6-13 yaş grubu) 2009-2010’da kızlarda yüzde 97.8 iken 2010-2011’de bu oran yüzde 98.2’ye çıkıyor. Erkeklerde okullaşma oranı önceki yıl yüzde 98.5 iken bu yıl yüzde 98.6’ya yükseliyor. Okullaşma oranında 0.2 puanlık artışla 98.4 oranı yakalanıyor. İlköğretimçağında olup okula gitmeyen çocuk sayısı 70 bine inerken, devamsızlık yine ciddi sorun.

ÖĞRENCİLERİN 3’TE 1’İ DEVAMSIZ MESLEK LİSELERİNDE ORAN ARTIYOR

Ortaöğretim kurumları incelendiğinde devamsızlık oranlarında kız ve erkeklerin toplamı bir önceki yıl yüzde 49 iken yüzde 33.1’e geriliyor. Devamsızlıkmeslek liselerinde daha da artarak kızlarda 26.6’ya erkeklerde ise 42.4’e kadar yükseliyor.

15 YAŞINDAKİ ÖĞRENCİLERİN YARISI BASİT PROBLEM BİLE ÇÖZEMİYOR

Türkiye’de 15 yaşındaki öğrencilerin yüzde 42’si basitmatematik problemlerini çözemiyor. Yani 252’yi 14’e bölemeyen, hatta bunu düşünemeyen öğrenciler bile var. 2006’da bu oran yüzde 52’ydi. 2009’da yüzde 42’ye düştü, 2 yıldır da değişmedi. 34 OECD ülkesi arasında ancakMeksika ve Şili’yi geçerek 32. olabiliyoruz. 8’inci sınıfta verilen Demokratik Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi dersleri, öğrencilerin SBS’ye hazırlanması nedeniyle ciddiye alınmıyor.

KIZLARIN%66’SI, ERKEKLERİN%72’Sİ ORTAÖĞRETİMDE KAYITLI

Türkiye’de ortaöğretimçağındaki kızların yüzde 66’sı, erkeklerin ise yüzde 72’si bir ortaöğretimkurumuna kayıtlı. Ortaöğretimde net okullaşma oranı incelendiğinde ülkenin doğusunda okullaşma oranı yüzde 90’lara çıkarken batıdaki illerde yüzde 30’larda kalıyor.

TÜM LİSELERİ, ANADOLU LİSESİNE DÖNÜŞTÜRME BÜTÇESİ 40 BİN LİRA

Ortaöğretimdeki tümliselerin Anadolu lisesine dönüşümü için MEB bütçeden 40 bin TL ayırdı. Bu kadar yetersiz bir bütçeyle dönüşüm, sadece okul tabelalarını değiştirmekle kalacaktır.

DOĞUDA, ÖĞRETMENLİK STANDARDINA SAHİP OLMAYANLAR DA ÇALIŞTIRILIYOR

Eğitim fakültelerine öğrenci yetiştiren öğretmen liseleri ciddi kan kaybına uğramış. 5 yıl öncemezunların yüzde 70’i eğitimfakültelerinde okurken şimdi bu oran yüzde 51’e kadar geriledi. Özellikle doğu ve güneydoğudaki dezavantajlı bölgelerde öğretmenlik standartlarına sahip olmayan kişiler ücretli öğretmen olarak çalıştırılıyor.

DOĞUDAKİ HER 3 ÖĞRETMENDEN 1’İ DENEYİMSİZ VE SÖZLEŞMELİ

Deneyimsiz sözleşmeli öğretmenlerin yüzde 30’un üzerinde olduğu iller Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde. Bölgede her 3 öğretmenden 1’i sözleşmeli, batıda bu oran yüzde 8’e iniyor. Batıda 100 öğretmenden 92’si kadrolu.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİNDE ANADİLDE EĞİTİM VAR

Yeni bir Anayasa yazılacaksa; eğitim alanında da geniş vizyonlu düzenlemeler yapılmalı. Yeni Anayasa’da; Din Kültürü dersi zorunlu ders olmaktan çıkarılmalıdır. Ülkede konuşulan dillerin örgün eğitim kurumlarında öğretilmesinin önündeki engeller yeni Anayasa’da kaldırılmalı ve çocukların evlerinde konuştukları dili okulda da konuşmalarının öne açılmalıdır. MEB ve YÖK’ün yeniden yapılandırılması kapsamında yeni yönetim modelinin yer aldığı Yeşil Belge’de yer alanların hayata geçirilmesi için 1 yıldır somut olarak adım atılmadı. Bu yönetim yapısı sorunların çözümü önünde bir engeldir. MEB Şûrası’nda bakanlık tarafından belirlenen üye oranı yüzde 60’tan 75’e çıkarken, statüsü belirsiz üye sayısı yüzde 4’ten 11’e yükseldi. Buna karşın STK’ların temsili yüzde 7’den yüzde 5.6’ya düştü. Karar alınırken, “kanıt” temelinin aranmaması ve yerelden gelen kararların görmezden gelinmesi Milli Eğitim Şûrası’nın saygınlığını azaltıyor. Şûra yeniden yapılandırılmalı. Okulların faaliyetleriyle ilgili okulların yeniden yapılandırılmalı ve yerel yönetimlere sorumluluk verilmeli. Öğretmen yetiştirme ve öğretmen politikaları, eğitim reformunun ilk önceliği olmalı. Politika önceliği, özellikle kız çocukları ve diğer dezavantajlı gruplar olmak üzere eğitime devam ve mezuniyete odaklanmalı. Eğitimdeki sorunun temeli üniversite öncesini kapsıyor. Türkiye’deki sınavlar eğitimde eşitsizliği artırıyor.

Günün Önemli Haberleri