Okulların açılmasına sayılı günler kaldı…
Günümüzün “en pahalı yatırım araçlarından birinin” eğitim
olduğu düşünüldüğünde okulların açılması demek, “velilerin de
okul masraflarının başlaması” anlamına geliyor.
Bu masraflar sadece defter, kitap ve kıyafetten ibaret de değil.
Okul servis ücretleri, yemek ücretleri, yurt ücretleri, özel okul
ve vakıf üniversitelerine yapılan ödemeler de düşünüldüğünde hiçte
“yabana atılamayacak tutarlara” ulaşıyor.
Hatta bir yıl için neredeyse küçük bir daire veya
ortalama bir otomobil fiyatı isteyen (Ne kadar vicdani size
bırakıyorum) özel okulların varlığı, “Günümüzün en pahalı yatırım
araçlarından biri eğitimdir.” deyiminin doğruluğunu da
kanıtlıyor.
Gelelim eğitim giderlerinin “vergiden düşülebilmesi”
durumuna…
Hemen belirtmekte fayda var, halk arasında kullanılan
“vergiden düşme” tabiri her ne kadar sıklıkla kullanılıyor
olsa da aslında yanlış bir tabirdir. Doğrusu, ‘eğitim
giderleri vergiden değil, verginin hesaplandığı toplam
gelirden’ düşülebilmektedir.
Kimler Yararlanabilir…
Beyan edilen gelir türünün önemi olmayıp, yıllık gelir vergisi
beyannamesi veren “gerçek kişiler”; “kendisi, eşi ve
çocuklarına ait” eğitim harcamalarını, o yılın gelir vergisi
beyannamesinden indirebileceklerdir. Yani;
- Bakkal, lokantacı, mobilyacı, konfeksiyoncu, emlakçı gibi
gelir vergisi mükellefleri,
- Avukat, doktor, mali müşavir gibi serbest meslek
erbapları,
- Kira geliri dolayısıyla Gayrimenkul Sermaye İradı
Beyannamesi verenler,
- Kâr payı, temettü geliri beyan eden şirket
ortakları,
- Diğer kazanç ve iratlara ait beyanname veren gerçek
kişiler,
Kendisi, eşi ve çocukları (çocuğun 25 yaşını doldurmamış olması)
için yapmış olduğu eğitim harcamalarının; yıllık gelirinin
“YÜZDE 10’unu” aşmayan kısmını, gelir vergisi
beyannamesinden indirim konusu yapabileceklerdir. (Gelir Vergisi
Kanunu Madde 89/2) Bu konuya bir örnek vermek gerekirse;
2017 yılında 150 bin TL kira geliri beyan eden ve çocuğu için 20
bin TL eğitim harcaması yapan Ahmet Bey, 2018 yılı gelirinden 15
bin TL (Gelirinin en fazla yüzde 10’u) indirebileceğinden,
Ahmet Bey’in vergi hesaplaması yapacağı matrah 135 bin TL’ye
düşecektir. Bu durumda Ahmet Bey, “5.250 TL daha az vergi”
ödeyecektir. (Kira gelirinden düşülecek istisna ve indirimler
hesaba katılmamıştır.)
Memur ve İşçiye Yok…
Memurlar veya bordrolu olarak çalışan işçiler; ‘Biz de eğitim
harcaması yapıyoruz, bize de bir avantaj yok mu?’ diye
soruyorsanız hemen söyleyeyim, maalesef sizler için herhangi bir
vergi avantajı yok…
Avantajdan yararlanma şartları…
Bu avantajdan yararlanmanın bir de bazı şartları var.
Bunlar;
- Harcamanın Türkiye’de yapılması. Yani, yurtdışındaki
(Kıbrıs dâhil) biz özel okulda okuyanlar bu avantajdan
yararlanamıyor.
- Harcamanın yapıldığı eğitim kurumunun gelir veya kurumlar
vergisi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişi olması. (Vakıf
üniversiteleri kurumlar vergisinden muaf olduğundan ödenen tutarlar
indirim konusu yapılamaz.)
- İndirim yapılan tutarın, kurumlardan alınacak belgelerle
tevsik edilmesi.
Özetle; vergi mevzuatımızda eğitimin teşvik edilmesi ve eğitim
harcaması yapanlara devlet tarafından bir takım avantajlar
sağlanması ile ilgili pek çok düzenleme bulunmakta.
Eğitim harcamalarının devlet üzerinden yük kaldırma niteliğinin
bulunması, uygulamanın daha hakkaniyetli olması gibi nedenlerle
sadece beyanname veren kişilerin değil, “memur ve
işçilerin” de bu vergi “avantajından” yararlanmasının sağlanması
yerinde olacaktır.
Not: Soru ve görüşleriniz için
iletisim@ozkantastan.com adresine mail
atabilirsiniz.
SOSYAL MEDYA TAKİP
facebook.com/s.m.m.m.ozkantastan
twitter.com/ozkantastan1