Eğer olsaydı 5 tugayla Irak'a girecektik!
Abone olEski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, ABD tezkeresinin perde arkasını da ifşa etti. Bakın ABD ile nasıl bir mutabakat sağlanmış.
Eski Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi
Özkök, 1 Mart 2003 tezkeresiyle ilgili bilinmeyenleri anlattı. İlk
kez ABD muhtırası'nın içeriğini açıkladı.
*Tezkere geçseydi 20-25 bin asker Irak
topraklarına girecekti. Oradaki özel kuvvetlerimiz takviye
edilecekti. Sınır boyunca tampon bölge
kurulacaktı.
*Uzun süre orada kalacaktık. Geçişler
kontrol altında olacak, gerektiğinde harekâtı oradan sürdürecektik.
PKK konusunda çok avantajlı konumda olacaktık.
*Tezkere konusunda asker arasında zıt
görüşler vardı. Hükümet üyeleri bana, askerin arasındaki fikir
ayrılığının tezkerenin reddinde etkili olduğunu
söylediler.
*Mahkemede Wolfowitz'in bana 'hükümete
baskı yapın' dediğini söylemedim.
Wolfowitz, Türk ordusunun iyi liderlik
göstermediği yönünde eleştiri yaptı.
Hilmi Özkök bomba açıklamaları yaptı. İlk kez Irak tezkeresinin
perde arkasını ve Amerika ile yapılan mutabakatı ifşa etti. İşte o
açıklamalardan önemli bölümler;
Hilmi Özkök’ün Ergenekon davasında verdiği iki günlük ifade
tamamlandı, ama yankıları daha uzun süre devam edeceğe benziyor.
Özkök’ün Silivri’de verdiği ve tezkere konusunda askerin hükümete
baskı yapması için dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul
Wolfowitz’ten telkin geldiği yolundaki ifadesi üzerinde durulunca
açığa çıkıyor.
‘Wolfowitz’in baskı yapın dediğini söylemedim’
Özkök ile bu konuda telefon görüşmemizde öncelikle, ifadesinin
basına yanlış yansıdığının altını çizdi:
“Ben mahkemede Wolfowitz’in bana hükümete baskı yapın dediğini
söylemedim. Wolfowitz’in 1 Mart tezkeresinin Meclis’ten
geçmemesinin ardından verdiği bir demeçte, Türk ordusunun iyi
liderlik gösteremediği eleştirisinden söz ettim. Bu durum
tutanaktan ortaya çıkar; herhalde iş yoğunluğu birbiriyle nöbetleşe
haber yazıp sonra birleştiren muhabirler o şekilde aktarmıştır diye
düşünüyorum. Sanki ben ABD yetkilileri ile böyle bir diyaloğa
girmişim gibi bir izlenim çıkıyor; bu doğru değil. O dönem
Wolfowitz ile de başka ABD yetkilileri ile de görüştüm, ancak ne
Wolfowitz ne de ABD’li askeri bir yetkiliden bana hükümete baskı
yapmamız yolunda bir şey söylenmedi, ben de mahkemede böyle
söylemedim.”
‘Askerde fikir birliği yok denmesi gidişatı
etkiledi’
“Tezkere Meclis’te çoğunluğun oyunu almasına karşın nispet yönünden
yetersiz kaldığı için geçmedi. İktidar partisi grup kararı alsaydı
çıkardı. Bila’ya söylenen sözün kime ait olduğunu söylemek bana
düşmez. Kuzey Irak’ta küçük bir ayrıntı sayılabilecek bir konu öne
çıkarılmıştır. Ama orada (askerde) fikir birliği yok denmesi gidişi
etkilemiştir. Onları artık kim söylemişse, söylenmemeliydi.”
Özkök’e ‘Nasıl sabrediyorsunuz? sorusu
Peki Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst kademsinde tezkere konusunda
da fikir ayrılığı var mıydı? Özkök:
• “Tabii farklı görüşler, ters görüşler, hatta zıt görüşler vardı.
Ama ifadede de söylediğim gibi sonunda komutanın kararı geçerlidir.
Ben dinlerdim. Hatta daha sonra bazı arkadaşlar gelip ‘Nasıl
sabrediyorsunuz?’ demişlerdir. Burada önemli bir nokta daha var.
Komuta heyeti olarak konuşurken ast üst ilişkisi var. Ama MGK’da
konuşurken biz asker üyeler olarak da eşit konumdayız, Jandarma
Komutanı (o dönem şener Eruygur) dahil. Kararın hükümete ait olması
doğaldır. Daha sonra bazı hükümet üyeleri bana, MGK’da da olabilir,
askerin görüş birliği içinde olmamasının kendilerini etkilediğini
grup kararı almadıklarını, aksi halde tezkerenin geçmiş olacağını
ifade etmişlerdir.”
TEZKERE GEÇSE NE OLACAKTI!
ABD İLE NASIL BİR MUTABAKAT YAPILMIŞTI?
•“ABD ile çok güzel bir ‘Mutabakat Muhtırası’ hazırlamıştık.
Pürüzler küçük ayrıntılardaydı. Herkes işin parasal boyutuna
bakıyordu, ama para o kadar önem taşımıyordu; güvenlik ve idare
boyutunda çok avantajlı olacaktık.
5-5 TUGAY IRAK'A GİRECEKTİ
Tezkere geçseydi Irak’a çok miktarda (‘Çok miktar ne kadar demek?’
soruma) yani 4-5 tugay (20-25 bin asker) Irak topraklarına
girecekti. Zaten Özel Kuvvetlerimiz oradaydı, onlar da takviye
edilecekti.
TAMPON BÖLGE KURULACAKTI
VE UZUN SÜRE IRAK'TA KALINACAKTI
Sınır boyunca, özellikle geçiş alanlarında tampon bölge
kurulacaktı. Ve uzun süre orada kalacaktık. Hem geçişler kontrol
altında olacak, hem de gerektiğinde harekâtı oradan sürdürecektik.
Kürt meselesi ayrı bir konudur, ancak PKK konusunda bugünden çok
daha avantajlı konumda olacağımızı söyleyebilirim. Tezkere
geçmeyince, anlaşma da imzalanamadı.”
TEZKERENİN GEÇMEMESİNİN FATURASI
Sonrasında şunlar oldu: ABD tezkerenin geçmemesinden o güne kadar
her siyasi karara karışan Türk ordusunun bu defa karışmamasını
sorumlu tuttu. Irak Kürtleri ABD’nin Irak’taki asli müttefiki
haline geldi. Özel Kuvvetler’in varlığı 4 Temmuz Süleymaniye
olayıyla son buldu. Bu ortam 1999’da Abdullah Öcalan’ın
yakalanmasının ardından dağınık duran PKK’nın canlanıp, Türkiye
içinde can yakan eylemleri düzenlemesine zemin hazırladı. Özkök,
ordu içindeki müdahaleci eğilimleri 2004’te sessizce temizlediğini
sanıyordu, ama emeklilikler ardından konu sivil boyut kazandı.
Cumhurbaşkanlığına Abdullah Gül’ün seçilmesi üzerine 2007’de Yaşar
Büyükanıt tarafından verilen muhtıra ve hükümetin ona cevabı dönüm
noktası oldu. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Büyükanıt’ı Dolmabahçe’ye
çağırıp konuşmasının ardından başlayan Ergenekon/Balyoz süreci
devam ediyor.
Suriye’deki iç savaş nedeniyle Irak’taki Kürt özerkliğinin
gelişmesi ve şemdinli’de son iki haftadır artık çatışma boyutundan
çarpışma boyutuna sıçrayan gerilim nedeniyle Özkök’ün Irak krizine
ilişkin söyledikleri ayrı bir önem kazanıyor.