Egemen Bağış'tan beklenen açıklama
Abone olAvrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ilerleme raporlarının Türkiye için bir karne olmadığını söyledi
Egemen Bağış, 'Din özgürlüğü ve eğitimle ilgili olarak
azınlıklara yönelik uygulamalardaki ilerlemeler olumlu
karşılanmıştır' dedi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Avrupa Komisyonu Türkiye İlerleme
Raporu’nu değerlendirdi. Bağış, Kurban Bayramı dolayısıyla raporun
yayım tarihinin değiştirilmesini talep ettiklerini belirterek,
diğer aday ülkelerin ve Komisyonun çalışma takviminden dolayı
mümkün olmadığını kaydetti. Bağış, İlerleme Raporu’nun
değerlendirilmemesinin Kurban Bayramı’nda açıklanmış olmasından
kaynaklandığını söyledi. Hükümetlerinin azınlık hakları konusunda
da Cumhuriyet tarihinin en cesur ve özgürlükçü iktidarı olduğuna
işaret eden Bağış, “Bu yönde attığımız adımlar İlerleme Raporunda
altı çizilen önemli hususlardan biridir. Her zaman vurguladığımız
üzere Türkiye bu reformları AB için değil kendi vatandaşının
iyiliği ve esenliği için yapmıştır, yapmaya devam edecektir”
ifadeleri kullanıldı. Bağış, düşünce, vicdan ve din özgürlüğünde
yarattıkları geniş alanların Türk halkının özgürce nefes almasına
izin verdiğini belirterek, “Devletin farklı inanç gruplarıyla artan
diyaloğu AB tarafından da kabul edilmiştir. Bu kapsamda din
dersleri daha kuşatıcı, toplumun tüm kesimlerinin taleplerine cevap
verebilecek bir düzeye taşınmıştır. Din özgürlüğü ve eğitimle
ilgili olarak azınlıklara yönelik uygulamalardaki ilerlemeler
olumlu karşılanmıştır” dedi.
Raporda, hükümetin mülkiyet haklarının ve mülklerinin geri iadesi
alanında da yapıcı bir yaklaşım sergilendiğinin altı çizildiğine
işaret eden Bağış, “Cumhuriyet tarihimiz boyunca mülkiyet hakları
konusunda en büyük hassasiyeti hükümetimiz göstermiştir. Hakların
iadesi konusunda ciddi bir çalışma sergiledik. Şu anda kadar bu
kapsamda 250’den fazla iade yaptık. Toplam tutarı yaklaşık 2.5
milyar liralık mülkü hak sahiplerine teslim ettik. En son
Demokratikleşme Paketi kapsamında Mor Gabriel Manastırı arazisinin
manastır vakfına iadesine ilişkin kararla, Süryani vatandaşlarımıza
önemli bir hakkını teslim ediyoruz. Bu yıl yayımlanan İlerleme
Raporunda Türkiye’nin farklı anlarda gerçekleştirdiği önemli
reformların altının çizilmesini memnuniyetle karşılıyoruz”
ifadelerine yer verildi.
MÜZAKEREDEKİ TIKANIKLIĞIN SORUMLUSU
Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’nin müzakere sürecinde yaşanan
tıkanıklığın, bazı üye devletlerin süreçteki belirsiz siyasi
tavırlarından kaynaklandığını kabul ettiğini aktaran Bağış,
“Raporda ayrıca Türkiye-AB ilişkilerinin potansiyelini tam
anlamıyla kullanmanın en iyi yolunun aktif ve güvenilir bir katılım
müzakeresi çerçevesinde mümkün olduğu belirtilerek, müzakerelere
ivme kazandırılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu çerçevede bizim
için en öneli husus artık Komisyonun da 23. ve 24. Fasılların biran
önce müzakerelere açılması gerektiğinin altını çizmesidir. Yargı
Reformu Stratejisi ve Yolsuzlukla Mücadele Stratejisinin kabul
edilmesi ile Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları
Kurumu’nun kurulması gibi bu fasıllar açısından çok kilit adımları
atmamıza rağmen, 2006 yılında tarama süreci tamamlanan bu
fasılların açılış kriterlerinin hala tarafımıza iletilmemesi
şüphesiz kabul edilemez bir durumdur. Nitekim Avrupa Komisyonu
yetkilileri de bu haksızlığa daha fazla sessiz kalamayarak, açılış
kriterlerinin bir an önce Türkiye’ye iletilmesi konusunda çağrı
yapmaktadır. Komisyon’un üye ülkelere çağrıda bulunması önemli bir
gelişmedir” şeklinde konuştuğu belirtildi.
"KIBRIS’TA ÇÖZÜMDEN KAÇAN TARAF
OLMAYACAĞIZ"
Kıbrıs meselesinde Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Genel
Sekreteri'nin iyi niyet misyonu çerçevesinde adil, kapsamlı ve
uygulanabilir bir çözüm bulma yolunda tüm desteklerini
sürdürdüklerini kaydeden Bağış, “Türkiye asla masadan kalkan,
çözümden kaçan taraf olmamıştır, olmayacaktır. Hükümetimizin her
türlü muhalefete rağmen attığı cesur adımları, karşı taraftan da
bekliyor, barışın bu sefer de ekonomik kriz nedeniyle iç kamuoyunda
pazarlık konusu yapılmamasını ümit ediyoruz” ifadeleri
kullanıldı.
"VİZESİZ AVRUPA HAKKIMIZIN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ
OLACAĞIZ"
Bağış, şunları kaydetti: “İlerleme Raporunda Geri Kabul
Anlaşmasının imzalanmasının önemi vurgulanmakta ancak Komisyonun
hazırladığı yol haritasının ülkemiz açısından taşıdığı
hassasiyetlere değinilmemektedir. Biz bu konuda adım atmak
istiyoruz. Ancak, vize diyalogunu savunan birçok üye ülkenin Avrupa
Birliği Adalet Divanında geçtiğimiz günlerde karara bağlanan
Demirkan Davasında vizesiz seyahate karşı müdahil olduğunu üzülerek
izledik. Türk vatandaşlarının AB’ye vizesiz girişi Türk halkının
hakkıdır. Biz haklılığımızın farkındayız ve 50 yıl önce
imzaladığımız Ankara Anlaşması’nın neden, niçin, ne istikamette
imzalandığını biliyoruz. Bu Anlaşmadan doğan haklarımızın sonuna
kadar takipçisi olacağız.”
"İLK KEZ BİR FASLIN AÇILMASI İLERLEME RAPORU’YLA
İLİŞKİLENDİRİLDİ"
Avrupa Komisyonu raporunun 1998 yılından bu yana Türkiye için
hazırlanan 16. İlerleme Raporu olduğunu hatırlatan Bağış, “Rapor,
geçmiş yıllarda yayımlanan raporlardan farklı bir özelliğe
sahiptir. 25 Haziran 2013 tarihinde toplanan Genel İşler Konseyi,
22. Fasıl Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu
faslının açılması konusunda mutabık kalmış, ancak Hükümetlerarası
Konferansın tarihinin İlerleme Raporundan sonra belirleneceğini
ifade etmiştir. Bir faslın müzakerelere açılmasının İlerleme
Raporuyla ilişkilendirilmesi sadece Türkiye’nin katılım süreci
açısından değil, Avrupa Birliği’nin Genişleme Politikası açısından
da bir ilktir” ifadelerine yer verildi.
"TÜRKİYE, AB STANDARTLARINA EN YAKIN OLDUĞU
NOKTADA"
Bağış şunları kaydetti: “Bugün Türkiye’nin demokratikleşme, insan
hakları ve ekonomik gelişmişlik bakımından ulaştığı nokta hiç
tartışmasız Avrupa Birliği standartlarına en yakın olduğu noktadır.
Bu tespitin genel olarak 2013 yılı İlerleme Raporu’nun lafzına ve
ruhuna yansıtılmış olması da memnuniyet vericidir. Hükümetimizin
farklı alanlarda yürüttüğü kapsamlı reform çalışmaları İlerleme
Raporuna olumlu yansımış, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip
Erdoğan’ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi’nden övgüyle
bahsedilmiştir.”
"REFORM KARARLILIĞININ TESCİL BELGESİ"
Avrupa Birliği’nin 2013 Türkiye İlerleme Raporu’nun, Türkiye’nin
reform kararlılığının tescil belgesi olarak nitelendirilmesinin
doğru olacağını ifade eden Bağış, “2013 Türkiye İlerleme Raporu’nda
Türkiye’nin gerçekleştirdiği reformların AB tarafından tasdik ve
takdir edilmesi hususunda da bir 'ilerleme' belgesi olduğu
anlaşılmaktadır. İlerleme Raporunda da belirtildiği üzere,
Hükümetimiz demokratikleşme sürecine ve reformlara bağlıdır. 11
yıldır aralıksız süren reform ve değişim perspektifimiz bundan
sonra da aynı kararlılıkla devam edecektir. Türkiye, değişiyor,
gelişiyor, kabuk değiştiriyor. Yargı alanında gerçekleştirilen
köklü reformlar bu değişimin en önemli itici gücünü oluşturuyor.
İlerleme Raporunda da 3. Ve 4. Yargı Reformu Paketlerinin olumlu
etkisine vurgu yapılmaktadır” diye konuştu.
"TÜRKİYE YÜK OLMAYACAK, YÜKÜ PAYLAŞACAK"
Raporun Ekonomik Kriterlere ilişkin bölümünde Türkiye’nin Kopenhag
kriterleri çerçevesinde işleyen bir piyasa ekonomisi olduğunun altı
çizildiğini ve Türkiye’nin Gümrük Birliği sayesinde AB’nin rekabet
gücünün değerli bir bileşeni olduğu vurgulandığını hatırlatan
Bağış, “Küresel krize rağmen son 11 yıldır ekonomimizin sergilediği
başarı İlerleme Raporuna da yansımıştır. Bu çerçevede özellikle
istihdamda yaşanan ciddi artışa dikkat çekilmiştir. Raporun
nispeten daha az tartışılan fakat Türkiye’nin AB sürecinin en
önemli boyutlarından biri olan Üyelik Yükümlülüklerini Üstlenebilme
Yeteneği bölümü de AB’ye uyum sürecindeki kararlı duruşumuzu
yansıtmaktadır. Son İlerleme Raporundan bu yana fasıllar itibarıyla
33 müzakere faslının 32’sinde ilerleme kaydedilmiş olduğunun AB
tarafından bir kez daha teyit edilmesi önemle not edilmelidir. Bu
bağlamda, reform mutfağı olarak gördüğümüz Bakanlığımızın toplumsal
yaşamı ilgilendiren her konuda ne kadar etkili çalıştığının da
teyit edildiği düşünülmektedir” ifadelerini yer verildi.