Efsane dizinin yıldızları konuştu
Abone olTelevizyon tarihine adını 'fenomen' olarak yazdıran Bir Kadın Bir Erkek dizisinin iki oyuncusu Ayşe Arman'a konuştu...
ODTÜ'ye gittik. Tam 4 bin kişi vardı salonda. Biri çıktı dedi ki: "Lütfen bir 'salak' der misiniz?" Kıyamet koptu.
Turkmax'ta kendi halinde başlayan bir dizi, ufak ufak, önce kendini kabul ettirmeye, sonra fısıltı gazetesine manşet olmaya ve derken insanların izlemekten en hoşlandığı komedi dizilerinden biri haline gelmeye başladı ve bu sürecin sonunda bir de baktık ki, '1 Kadın, 1 Erkek' almış başını gitmiş, efsane olmuş...
Hürriyet yazarı Ayşe Arman da pazar röpoptajını bu efsanenin iki yıldızına ayırdı. İşte o röportajdan satır başları...
Başarı tabii ki takım işi. Ekibin iyi değilse, ne kadar fedakârane olursa olsun bireysel hamlelerin sonu hüsran. Biliyoruz, örneklerini çok görüyoruz. Evet, sonuçtan belli ki, bu dizinin tüm ekibi iyi... Ama oyuncuları da çok iyi: Demet Evgar ve Emre Karayel. İki tiyatro kökenli oyuncu. İki tiyatro aşığı, iki tiyatro tutsağı. Varsa yoksa tiyatro. Ve herkes onların ne kadar başarılı oyuncu olduğunu konuşuyor. Sadece iyi oyuncular mı? Aynı zamanda çok iyi insanlar, ikisi de. Ve çok uyumlular. Ve komikler. Sadece dizide değil, sette de. Hem eğleniyorlar hem sevdikleri işi yapıyorlar. Onlar işlerini severek yapıyor, izleyici de onların dizisini seviyor!
İşte başarının formülü!
Durup dururken, az kişinin seyrettiği kanallardan birinde, oynadığınız diziyi efsane haline getirdiniz... Nasıl başardınız?
DEMET: Formatı duyar duymaz "Budur!" dedim, "İşte beklediğim iş!" İlk görüşte aşk!
EMRE: Ben de çok heyecanlandım, dizi tutar mı tutmaz mı o kadar emin değildim ama bildiğim tek şey Demet'le birlikte iyi bir iş çıkaracağımızdı. Kendisini daha önce izlemiştim, şahane bir komedi enerjisi olduğunun farkındaydım.
DEMET: Bizim memlekette 90 dakikalık dizi merakı var, varsa yoksa uzun dizi. Hep daha önce başkalarının yürüdüğü yollardan gitmeyi seviyoruz. Farklı bir format için de biraz cesaret yeterli oysa. Bizimki öyle bir örnek. İş iyiyse tutar, tutuyor, tuttu. Aslına bakarsanız, ikili komedi hiç de zannedildiği kadar kolay bir şey değil. Emre'yle enerjimiz denk düştü Allah'tan! İkimiz de bu işten heyecan duyduğumuz için tuttu, ikimiz de diziyi çekerken eğlendiğimiz için tuttu! Biz eğlenince seyirci de eğlendi çünkü. Tabii bir de röntgencilik etkisi var, gizli kamera yüzünden: Sanki kamera yokmuş gibi... İzleyenler bizi röntgenliyor hissine kapılıyorlar. Dizinin tutmasında bu da önemli bir faktör bence.
'1 Erkek 1 Kadın'da insanlar sizce nelere bayılıyor?
EMRE: Basit şeylere. Hayatın içindeki basit şeylere. Zeynep'in Ozan'a "öküz", "salak" demesine bayılıyorlar mesela...
DEMET: ODTÜ'ye gittik. Tam 4 bin kişi vardı salonda. Biri çıktı dedi ki: "Lütfen bir 'salak' der misiniz?" Kıyamet koptu. O kadar insan gülmeye başladı. Ozan karakterinin körü körüne öküzlük yapmasını seviyorlar. Muhtemelen onda kendilerini buluyorlar!
EMRE: Bir bakıyorsun, bizi izleyen iki çift... Biri 20'lerindeyse diğeri en az 60'larında. Aralarında acayip yaş farkı var ama her iki çift de bakıp bakıp "Ay tıpkı bizim gibi!" diyebiliyor...
Herhangi başka bir şeye vakit oluyor mu? Nereden, nasıl besleniyorsunuz?
DEMET: Ancak çekim aralarında. Manyak bir tempoyla çalışıyoruz. Bir montaj programı indirdim, yeni eğlencem bu. Çektiğim görüntülere klipler montajlıyorum, kafa dağıtıyorum. Ve tabii ana beslenme kaynağım, tiyatro.
EMRE: Benim de panzehirim tiyatro. Zaten televizyon dizilerinde çok büyük performanslar sergilendiği düşünmüyorum. Bizde "Bu rolü ancak bilmem kim oynar" gibi bir şey yok. Belki ileride Demet'le tiyatro yapacağız, bakalım.
Sürekli birliktesiniz yani...
DEMET: Evet, evet. Haftanın üç günü çekim yapıyoruz zaten. Diğer günlerde de akşam bir yere çıkacaksak beraber çıkıyoruz. Emre benim babamla da, erkek arkadaşımla da çok iyi arkadaş.
Sevgililer de iyi anlaşıyor öyle mi?
EMRE: Bu konuya girmesek... Biz sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz da...