Efkan Ala'nın ne cevval
siyasetçi olduğunu Erzurum'da "Sen
kimsin?" diye bas bas bağırdığı zaman görmüş olduk.
Olabilir, müsteşarlığı dönemindeki sessizliğin acısını
çıkarmasına verdik o günkü halini!
Az konuşan, çok iş yapan biriydi Efkan
Ala!
Ben öyle sanıyordum ya da.
*
17 Aralık veya 25 Aralık gerçek Efkan Ala ile
tanıştırdı bizi. İçi içine sığmayan, siyasetçi
olmamasına rağmen siyasetçilere taş çıkartan gerçek
Efkan Ala. Erzurum'da memleketinin evladı
Fethullah Gülen'e meydan okuyarak
siyasetçinin önde gideni olduğunu gösterdi.
Sonra...
Arada sırada ettiği lakırdıları es geçtik
sonra...
Mehmet Baransu, attığı twitlerle hiçbir
şeyin göründüğü gibi olmadığını Efkan Ala
ismini zikrederek söylemişti aslında.
Dün akşam haklı çıkmanın onurunu ve
gururunu yaşadı Mehmet. Evini, barkını tepesine
yıkmak için talimat üzerine talimat yağdıran Ala'nın öteki yüzünü
ortaya çıkan ses kasediyle duyuruyordu Mehmet.
"Yine mi kaset?" diyemedim ne yazık
ki!
Dehşetle dinledim!
- Yüzde 50'yiz biz kardeşim.
Muhatabına "biz istediğimizi
yaparız" diyordu İçişleri Bakanı.
*
Bir bürokrat vardı karşısında, söyleneni yapmakla mükellef.
İtiraza mahal yok, beklemeye tahammül yok, mahkeme kararı
olmaksızın telefondaki ses "kapatın"
diyor Mehmet Baransu'nun özgürlüğünü tatmak istediği
sitesi için. Gizli belgeleri yayımlama korkusu. Yasak
olan belgeleri deşifre korkusu. Bu korku yaşanırken elde yasal
olmayan bir yol izleniyor. Mahkeme kararı yok, bir
uyarı yok, İçişleri Bakanı sıfatını taşıyan zat, doğrudan bir
sitenin kapatılması emrini veriyor.
Dahasına tahammül edemedim, midem bulandı o iğrenç sözleri
işittiğimde. Öğrendim ki, bu ses kaydının ikinci ve üçüncü
versiyonu da varmış. Orada daha ağır şeyler varmış.
Mehmet Baransu'nun evinin başına yıkılması talimatı da
dahil.
*
Bu yapılan nedir biri bana söylesin?
Hukuksuzluğun başını bu ülkenin İçişleri Bakanı
çekiyor.
Türkiye ne hale geldi?
Yalan, dolan, iftira, fitne almış başını
gidiyor.
Tayyip Erdoğan meydanlarda adalet
dağıtırken, en yakınındaki kişilerin yaptığına bakın!
Nedir bunun adı?
Zulüm mü?
Kul hakkı yemek mi?
*
Bu dünyada bu yapılanlar yapanın yanına kar
kalabilir!
Peki ya öteki dünya?