Efkan Ala: Paralel yapı tarihe gömülecek
Abone olİçişleri Bakanı Efkan Ala, paralel yapılanmayla mücadelenin hukuk içinde süreceğinin altını çizdi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, "paralel yapılanmaya" karşı
net mesajlar verdi: "Türkiye'deki problemden beslenen diğer yapılar
gibi onlar da hukuk sınırları dâhilinde mücadeleyle yok olup tarihe
gömülecek."
Fethullah Gülen'e yerel seçim öncesi Erzurum'da "sen
kimsin" çıkışıyla cemaatin şimşeklerini üzerine çeken Bakan Efkan
Ala, Sabah gazetesine konuştu. İşte bakan Ala'nın
değerlendirmeleri...
Emniyetin içinde yasadışı dinleme ve casusluk faaliyetiyle ilgili operasyonlara gerekçe nedir?
Türkiye'nin ulusal güvenliği tehdit edildi. Cumhurbaşkanlığı,
Başbakanlık, bakanlıklar, istihbarat kurumları, güvenlik
teşkilatları, kamu bürokratları, STK başkanları, Savunma Sanayi
yönetimi, işadamları, siyasi parti genel merkezleri ve il
teşkilatları yasadışı bir şekilde dinlendi. Türkiye'nin, başta MİT
olmak üzere kurumları vasıtasıyla yürüttüğü legal insani yardım
faaliyetlerini, devlet içerisinde kümelenmiş bir grup, sanki bu
faaliyetler ve kurumlar yasadışı örgütler ve terör gruplarıyla
ilişkiliymiş gibi göstermeye çalıştı. Türkiye'nin ulusal
güvenliğine saldırı gerçekleştirenler hukuk önünde hesap vermeye
başladılar. Türkiye demokratik hukuk devleti kuralları içerisinde
bu suçlularla mücadeleyi sürdürecek.
Dinlemeleri yapan ve yasadışı faaliyetleri yürütenlerin,
Gülen grubu ile ilişkili olduğuna dair hangi veriler var? Bu
soruşturmaların cadı avına dönüştüğü iddialarına karşı ne söylemek
istersiniz?
Emniyet, yargı ve bürokraside konuşlanmış, yasadışı faaliyetlerle
ilgili soruşturmalarda aynı kaynaktan beslenen iftira ve yalana
dayalı kampanyalar, dirençlerle karşılaşılıyor. Medyadan iş
dünyasına, bürokrasiden sivil toplum örgütlerine kadar aynı yerden
kontrol edildikleri 'açık sır'dı. Devlet, bütün iddiaları
demokratik hukuk devleti ilkelerine uygun olarak soruşturmakta.
Cadı avı söylentileri ise dayanaksız bir iftira ve kara
propagandadır. Türkiye'de emniyet teşkilatı 260 bin personelden
oluşuyor. Teşkilat içinde şüpheli personel sayısı 2 bin kişi. Bin
kişi hakkında, bu suçlarla irtibatlı olduklarına dair yargıya suç
duyurusunda bulunuldu. Sadece 68 emniyet mensubu suçlarından dolayı
görevlerinden ihraç edildi. Bu rakamlar, emniyet içinde çeşitli
suçlara bulaşmış kişiler ile mücadele edildiğinin göstergesi.
Aslında, cadı avı iddiası bu paralel yapı ve onun sözcülüğünü yapan
kendi medyalarının zihin haritalarını ortaya koyuyor.
Soruşturmalarımız ve müfettişlerimiz vasıtasıyla ulaştığımız
belgeler bizlere gösteriyor ki; bunlar ortada örgüt yahut suç
yokken, yapay bir şekilde, ilgili, ilgisiz kişilerle
ilişkilendirerek dosyalar hazırlamışlar ve suçlar uydurmuşlar. Şu
an bizi suçladıkları cadı avına, kendileri
hazırlanmışlar.
BU TÜR YAPILAR AÇIK TOPLUM OLMA YOLUNDA HIZLA İLERLEYEN
YENİ TÜRKİYE'Yİ DÜŞMAN İLAN ETMEKTE
Bu örgüt ile mücadele sırasında karşılaştığınız zorluklar
var mı?
Yasadışı örgütler ve organizasyonlar kendi amaçlarını
gerçekleştirmek için her türlü yolu denerler. Bu tür paralel
yapılar, açık toplum olma yolunda hızla ilerleyen Yeni Türkiye'yi
düşman ilan etmekte. Çünkü açık toplum ve demokratik düzende, bugün
elde ettikleri kayıt dışı gelirleri elde edemezler. Türkiye'deki
problemden beslenen diğer yapılar gibi onlar da hukuk sınırları
dâhilinde mücadeleyle yok olup tarihe gömülecek.
Daha önce, 'Paralel yapının harekete geçmesinde, Başbakan
Erdoğan'ın 2009 yılındaki Davos çıkışı bir milattır' demiştiniz.
Bunu biraz açabilir misiniz?
Belgelere baktığımızda dinlemeler, dosyalamalar hemen o dönemden
sonra başlıyor. MİT Müsteşarı Hakan Fidan'a yönelik siyasi saldırı
meydana geliyor. Ardından Gezi olayları gündeme geldi. Son olarak
da 17 ve 25 Aralık operasyonları gerçekleşti. Paralel yapının
uluslararası organlarla işbirliği içinde olduğu açık.
Siz sürekli olarak konuşmalarınızda 'Açık Toplum'
anlayışını vurgulayan bir siyasetçi olarak 'İleri demokrasi'
kavramı ile neyi kast ediyorsunuz?
Türkiye oldukça istikrarsız bir bölgede bir istikrar adası olarak
yoluna devam etmekte. Kendisini muhafazakâr demokratlar olarak
tanımlayan bir siyasi hareketin mensupları, 2002'den bu yana ülkeyi
reformlar ile dönüştürmeye devam ediyor. Nihai hedefimizi de tekrar
deklare ediyoruz; 'İleri, gelişmiş demokrasi.' İleri demokrasi bir
hak ve özgürlükler demokrasisidir.
'Türkiye reformcu kimliğini kaybetti, otoriterleşiyor'
eleştirilerine nasıl yanıt verirsiniz?
AK Parti iktidara geldiğinden bu yana Türkiye'de herhangi bir
alanda geriye gitmiş herhangi bir düzenleme ve uygulama
gösterebilir misiniz? Türkiye'de geriye giden tek şey muhalefet
partileridir. Muhalefet de reformcu bir kimliğe bürünürse, Türkiye
reformlar yapma hususunda ivmesini artıracaktır. Çünkü Anayasa
reformu için siyasal çoğunluk gerekiyor. Önümüzdeki yıl
gerçekleşecek seçimlerde milletimizden yetkiyi alıp, temel hak ve
özgürlükler temelindeki Yeni Anayasayı yapmayı arzu ediyoruz.