Edirne’de yaşayan İsmailoğlu çifti, yaklaşık 10 yıl önce satın aldıkları bahçede hobi olarak başladıkları arıcılık işinde usta haline geldi. Arıları için 2-3 günde bir işlerinden arta kalan zamanda bahçelerine gelerek bakımlarını yapan çift, hayatlarını bu şekilde sürdürüyor. Hobi olarak başladığı arıcılık işinde en büyük destekçisinin eşi olduğunu söyleyen 36 yaşındaki Yasin İsmailoğlu, bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle eşinden destek istediğini ve bu sayede daha hızlı ve verimli çalışma imkanı bulduğunu ifade etti.Hobi olarak başladı: Bel fıtığı rahatsızlığı sebebiyle zorlanan ve eşinden yardım isteyen İsmailoğlu, hobi olarak başladığı arıcılık işini daha fazla büyüterek eşiyle birlikte yapmaya karar verdiklerini söyledi. İsmailoğlu, eşinin arıların bakımından kovanların taşınmasına kadar birçok konuda kendisine destek olduğunu belirtti.30-40 kiloya kadar çıkıyor: İsmailoğlu, “Bundan sonra arıcılığı birlikte yapmaya karar verdik. Bal döneminde kovanlar 30-40 kiloya kadar çıkıyor. Tek başına bunu kaldırıp indirmek oldukça zor oluyor. Hatta bazen eşim körük yapıyor ya da çıtayı tutuyor. O sırada ben de arıyla ilgilenmiş oluyorum. Bu şekilde işimizi daha hızlı ve verimli yapmış oluyoruz. Eşimin desteği sayesinde 30 kovan arı sayısını seneye 50’ye çıkarmayı hedefliyorum” dedi.Keyif alıyor: Eşinin sayesinde arıcılığa başladığını söyleyen 32 yaşındaki Ayşegül İsmailoğlu, arıcılıkla ilgili hiçbir bilgisi olmamasına rağmen eşiyle birlikte kurslara katılıp işi öğrendiğini ve şimdi çok keyif alarak yaptığını aktardı.Biraz zor oluyor: Arılara bakmanın ve onlarla ilgilenmenin çok keyifli olduğunu belirten Ayşegül İsmailoğlu, arılara çocuğuna bakar gibi baktığını ve zamanın nasıl geçtiğini anlamadığını söyledi. Arıların günlük ve haftalık bakımlarının yanında ana arı ve yavru kontrollerini yaptığını dile getiren İsmailoğlu, “3 yaşında bir kızım var. Hem onunla hem de arılarla ilgilenmek biraz zor oluyor." şeklinde konuştu. Ek kazanç: "Havaların da sıcak gitmesiyle işimizin zorluğu artıyor" diyen İsmailoğlu "Ama buna rağmen arılara da kızıma bakar gibi bakıyorum. Çok keyif alıyorum. İşteki yorgunluğumu burada atıyorum zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Geç saatlere kadar burada arılarla uğraşıyoruz. Eşime destek olmak için başladığım arıcılığı ilerletmeyi düşünüyorum. Ek kazanç sağlamış olduğumuz için o da bizi mutlu ediyor. Zor bir iş olsa da herkesin yapabileceğini düşünüyorum” dedi.Destek ile 30’a çıkardı: İnşaat işiyle uğraşan ve hobi olarak arıcılığa başlayan Yasin İsmailoğlu, 3 yıl önce babasının arkadaşından heveslenip getirdiği 3 kovan arıyı kurslar ve yakınlarından aldığı destek ile 30’a çıkardı. Yaklaşık 10 yıl önce bir hobi bahçesi satın aldıklarını söyleyen İsmailoğlu, “3 yıl önce babam arkadaşından heveslenip 3 ana arı getirdi. İlk başlarda çok kızdık bu bizim işimiz değil nasıl bakarız dedik" diye konuştu. Çok zorlandım: "Başlarda öğrenmeye çalıştık bir şey anlamadık" diyen İsmailoğlu "Sosyal medyadan araştırdım ama kovanların başına geldiğimde orda gördüğüm gibi olmadı çok zorlandım. Daha sonra yan bahçede bir abi vardı onun yanına gittim. Ya bana bu arılara bakmayı öğret ya da gel bu arılara da bak dedim. Gide gele onun vesilesiyle bir şeyler öğrendim. Ayrıca kursa da gittim. Sosyal medya video destekleriyle de bu işi öğrendim. 3 kovan arıyla istemeyerek başladığım arıcılığı 30 kovan arıya kadar çıkarttım” şeklinde açıklamada bulundu.Herkes heves ediyor: Arıcılığın dışardan bakıldığında "ne olacak ben de yaparım" gibi algılandığını ifade eden İsmailoğlu, "Gittiğimiz kursta da hocalarımız bize buraya 40 kişi gelir ama 3 kişi arıcılık yapar diyerek zor olduğunu söylemişti. Herkes 3- 5 tane kovan alayım bahçemde bakayım diye heves ediyor. Ama arı ilgilenmediğin zaman oğula gidiyor bal alamıyorsun sönüyor, bazı hastalıkları var. Bal akım dönemlerini bilmen gerekiyor. Bu her yörede değişiyor. Mesela Trakya’da Temmuz ayı olarak kabul edilir. En çok bal o zaman gelir." dedi.Haftada 2 defa geliyor: İsmailoğlu "Arını balın geldiği zamana hazırlaman lazım. Yoksa etrafında tonlarca bal veren bitki olsa arın güçlü değilse ve bala hazır değilse bal alamazsın. O sene sadece arı çobanlığı yapmış olursun. Bu yüzden özellikle sıcakların artmasıyla bakımları da zorlaşıyor. Haftada 2 defa mutlaka gelip kontrollerini yapmaya çalışıyorum. Ama arının sayısı arttıkça bakımı da o kadar artacaktır” ifadelerine yer verdi. Bal üretiminde kimyasal ve şeker üretimi kullanmadığını aktaran İsmailoğlu, arı hastalıklarına karşı ise defneyaprağı ve ısırgan otu gibi doğal yöntemlerle mücadele ettiğine değindi.Önüne geçilecek: Özellikle buğdayda zararlılarla mücadele döneminde yapılan ilaçlama sebebiyle arılarda büyük kayıplar yaşandığını vurgulayan İsmailoğlu, bu dönemlerde Tarım İl Müdürlüğü’nün bir duyuru yapması gerektiğine değindi. İlaçlama yapılacağı zamanlarda birliğe kayıtlı arıcıların da bilgilendirilmesini isteyen İsmailoğlu, bu durumda arıların kapatılması ile hem arıların zehirden etkilenmesinin, hem de çiftçilerin mağdur olmasının önüne geçileceğini ifade etti.