Edelman Özkök'e minnettar
Abone olABD Elçisi Eric Edelman, Genelkurmay Başkanı Özkök'e minnettar. Çünkü Özkök, "Büyük Orta Doğu Projesi" için tüm desteğini verdi. Özkök, yine destek olacak.
ABD Elçisi Edelman, Özkök'e Büyük Ortadoğu Projesi'ne desteği
için "teşekkür etti".
"Genelkurmay Başkanı Özkök, Harp Akademileri'ndeki konuşmasında
Büyük Ortadoğu Projesi'ni ciddi bir şekilde ele aldı... Bu yüzden
kendisine minnettar olduğumu söylüyorum..."
BU BÖLGEDE STATÜKO DEĞİŞECEK
"Ortadoğu'da özgürlüklerin geliştirilmesi süreci yaşanacak. Süreç
ilerledikçe bölgede istikrarsızlık yaşanabilir ve değişimler
olabilir."
Şüpheyi bırakın birlikte çalışalım
Bush'un Ortadoğu siyaseti meyve verip bölge değişmeye başlayınca,
bakış açımızda farklılık oluşacaktır. Bu yüzden birlikte
çalışmalıyız. İki ülke ilişkilerinde iniş-çıkışlı dönem ilk defa
olmuyor. Çıkmak için tutarlı liderlik ve liderlerin ilişkilerin
önemini anlatması lazım.
Önümüzdeki ay, ABD Savunma Bakanlığı'nda geniş bir global portföyle
müsteşar makamına oturacak olan ABD'nin Türkiye büyükelçisi Eric
Edelman, Türkiye'deki 2 zor yılını, Irak savaşı nedeniyle ortaya
çıkan Türk- ABD gerilimini, Büyük Ortadoğu ve Afrika Projesi
çerçevesinde bölgede esmeye başlayan değişim rüzgarını SABAH'a
anlattı. 1,5 saat süren geniş röportajın en çarpıcı bölümü,
Edelman'ın Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde bölgeye değişim ve
istikrarsızlık' gelebileceğini, bunun da ilerde Türkiye'yle yeni
gerilimlere neden olabileceğini söylemesi oldu. Bu yüzden, birkaç
kez "Bakış açılarımız bazen farklı olsa da birlikte çalışmalıyız"
vurgusu yaptı.
* Son iki yılda Türkiye-ABD ilişkileri inişli çıkışlıydı. Hala da
tam rayına oturmuş değil. Ancak sorunun ne olduğu da tam olarak
belli değil. Ben diplomat olmadan önce bir tarihçiydim ve olayları
fazla dramatize etmeden, tarihi bir perspektiften bakmak çok
önemli. 1960 ve 1970'lerde de büyük mitingler ve medyada ağır
eleştirilerle şekillenen zor dönemler vardı. Türkiye'nin Vietnam
Savaşı'na olan reaksiyonu, Irak Savaşı'na olduğu gibi daha geniş
bir global reaksiyonun bir parçasıydı. Yani inişli çıkışlı dönemi
ilk defa yaşamıyoruz. Ben buradan iki ders aldım. Bu dönemlerden
çıkmak için iki tarafta da tutarlı liderlik lazım ve liderlerin
ilişkinin önemini kamuoyuna anlatması lazım. Bugünün Türkiyesi'nde
kamuoyu 1960'larda olduğundan daha belirleyici. Bu yüzden hükümetin
ABD ile ilişkilerin önemini kamuoyuna anlatma sorumluluğu var.
Bizim de.
STATÜKO DEĞİŞECEK
* İlişkileri düzeltmek için ne gerektiğini anlattınız ama sorunun
ne olduğunu hala söylemediniz. İkili ilişkilerde iniş çıkış, büyük
ölçüde Irak ve kamuoyunun savaşla ilgili kaygıları ya da yanlış
bilgileri nedeniyle gelişti. Ama taktiklerimiz farklı olsa da
Irak'ta bile stratejik hedeflerimiz çok farklı değil. Stratejik
hedef siyaseten, toprak bütünlüğü, doğal kaynakların tüm Irak
halkının himayesinde olması ve kendini yönetebilen bir Irak. O yöne
doğru gidiyoruz zaten. Ancak bir başka konu var ki; o da Başkan
Bush'un "Özgürlükte İleri Strateji' dediği Büyük Ortadoğu ve
Afrika'da özgürlüklerin geliştirilmesi süreci. Bu süreç ilerledikçe
bölgede istikrarsızlık ve değişim olabilir. Türkiye de doğal olarak
bundan kaygı duyabilir. Çeşitli konferanslar düzenlemek, Büyük
Ortadoğu ve Afrika'da birlikte çalışmaya devam etmek, gelecekte
oluşabilecek gerilimleri azaltabilir. Başkan'ın siyaseti meyve
almaya ve bölgeyi değiştirmeye başlayınca bakış açılarımızda
farklılıklar belirebilir. Bu yüzden birlikte çalışmalıyız.
BOMBALAR SÜRECEKTİ
* Yani bölgedeki statükonun sizin açınızdan "istenmeyen" bir durum
olduğunu, bu yüzden de "sürdürülemez" olduğunu söyleyebilir miyiz?
11 Eylül sonrasında ABD hükümeti kendi içinde bu olayların neden
olduğunu çok düşündü. Buna eş zamanlı olarak BM bünyesindeki
UNDP'de (Kalkınma Fonu) bir grup Arap entelektüel tarafından
hazırlanan "Arap İnsani Gelişim Raporu" yayınlandı. Yer yer ABD
politikasını eleştirseler de bölge için tespitleri Başkan Bush'un
görüşlerinden çok uzak değildi. Yani yüksek işsizlik, demografik
dengesizlik, çökmüş eğitim sistemi, otoriter hükümet, şeffaflık
noksanlığı, özgürlük, bilgi ve cinsiyet eşitsizliği var. İşte tüm
bunlar, El-Kaide saldırılarında olduğu gibi bir radikalleşmeye
neden oluyor. Başkan düşündü ki, bir şeyler yapılmazsa sonsuza
kadar Madrid'te istasyon, İstanbul'da sinagog, New York'ta bina
uçurmaya devam edeceklerdi. Bu, bölge patolojilerinin uzun vadede
statükoyu sürdürülemez hale getirdiği Arap dünyasının da
görüşü.
ÖZKÖK'E MİNNETTARIM
* Ancak Türk yetkililer bu değişim projesine çok sıcak bakmıyor.
Evet yüzeyde bir kuşkuculuk var. İnsanlar haklı olarak "50 yıldır
neredeydiniz?" diyor. Ama bunun ötesine geçmeniz gerekiyor. Örneğin
Orgeneral Hilmi Özkök, birkaç hafta önce Harp Akademileri'nde
yaptığı konuşmada, bölgenin kendi kendini yönetebilen
demokrasilerden oluşmasının Türkiye'nin yararına olduğunu söyledi.
Bir çok Türk yetkili de bu görüşte... Tabii yöntem farklılıklarımız
olabilir. Dışişleri Bakanı Rice'ın dediği gibi bir kuşak sonra
bugünkü statükonun yerine farklı bir istikrar yakalayabiliriz.
* Özkök'ün sözlerini Ortadoğu Projesi'ne destek olarak mı
yorumladınız? Ben Sayın Özkök'ün ciddi bir teklifi ciddi biçimde
ele aldığını ve bunun için kendisine minnettar olduğumu söylüyorum.
Şüpheciliği yenmeliyiz. Bazıları Irak'ta amacımızın petrol ya da
büyük İsrail yaratmak olduğunu iddia ediyor. Böyle olsaydı,
Amerika'da benzinci pompasında bu kadar ödüyor olmazdı. Ya da Dr.
Rice Filistin devletinin kuruluşu için Filistinli liderlerle
birarada olmazdı. Unutmayın Bush, bağımsız bir Filistin devletini
destekleyen ilk ABD başkanıydı.
Haber : Aslı Aydıntas
Kaynak :