Edelman da yazar oldu
Abone olABD Büyükelçisi Eric Edelman, 11 Eylül'ün 3. yıldönümünde duygularını Hürriyet Gazetesi'ne anlattı. Edelman, Türk okurlara bakın hangi duygularla seslendi.
Bu komplo teorileri Amerikan halkına hakarettir Bundan tam üç yıl
önce bugün, uygar dünyaya karşı girişilen beklenmedik bir saldırıya
tanık olduk. 11 Eylül saldırılarında Türkiye’nin de aralarında
olduğu 90’dan fazla ülkenin üç bini aşkın vatandaşı hayatını
kaybetti. O korkunç günün yıldönümünde, El Kaide üyesi
teröristlerin acımasız ve barbarca eylemleri sonucunda gelecekleri
ellerinden alınan, bugün bile eşleri, çocukları, arkadaşları,
komşularını kaybetmenin acısıyla boğuşmaya devam eden aileler ve
yakınları için dua ediyoruz. Aramızdan ayrılanların bıraktığı
anılar, bize ve tüm dünyadaki dostlarımıza zarar vermek isteyenlere
karşı her zamankinden daha dikkatli olma konusundaki
kararlılığımızı artırıyor. Amerikan halkı, terörizmin 11 Eylül 2001
ile birdenbire ortaya çıkmadığının farkındadır. Dünyadaki ulusların
çoğu, yıllar hatta on yıllar boyunca terör belasıyla uğraştı.
Hiçbir ülke, binlerce insanın canına mal olan ve sosyal-ekonomik
yapıyı altüst eden hazin bir miras bırakmış olan PKK terörünün
yaşandığı Türkiye kadar, terörizmin yıkıcı etkileri konusunda net
bir anlayışa sahip değildir. PKK’YA KARŞI MÜCADELE VERİYORUZ PKK
ile 20 yılı aşkın mücadelesinde Türkiye’nin ABD’den daha iyi bir
dostu olmadığını anımsamakta yarar var. Başkaları ‘PKK davasının’
meşruiyeti hakkında tartışırken, ABD olarak PKK’nın ne olduğu
konusunda hiçbir tereddüt yaşamadık ve acımasız bir terörist örgüt
olduğunu ifade ettik. En başından beri Türkiye’nin PKK’ya karşı
kendini savunma hakkını güçlü biçimde destekledik ve terörizmin,
siyasal ve kültürel hak arayışı gerekçesiyle mazur
gösterilebileceği anlayışını kesin olarak reddettik. PKK ve onun
devamı olan örgütleri terörist olarak tanımladık ve bu gruplara ABD
sınırları içerisinde propaganda yapma ve parasal kaynak yaratma
imkánı tanımadık. Diğer ülkeleri de böyle hareket etmeleri yolunda
teşvik ettik. PKK eylemlerinin önüne geçmek ve uluslararası alanda
örgütün gerçek yüzünün anlaşılmasına yönelik olarak -çoğu kamuoyuna
yansımasa bile- Türk müttefiklerimizle birlikte etkin biçimde
çalıştık. Başkan Bush, yeni Irak’ta teröristlere yer olmadığını ve
buna PKK’nın da dahil olduğunu ilan etti. Irak’taki PKK varlığına
karşı bir dizi diplomatik, siyasal ve istihbarat yöntemi kullanarak
teröristlerin etkisiz hale getirilmesi gayretlerimiz sürmektedir.
Bu çabalarımız devam edecektir ve bu konuda hiçbir seçeneği göz
ardı etmiyoruz. Son günlerde, Irak ve Rusya’daki terörist gruplar,
masum insanlara yönelik aşağılık ve insanlık dışı eylemleriyle
şeytani yüzlerini ortaya koydular. TÜRK BASININDAKİ İNANILMAZ
İMALAR Irak’ta El Kaide ile bağlantılı olan, bir kısmı El Kaide’nin
denetiminde faaliyet gösteren Ebu Musa El Zarkavi’nin yönettiği
terörist gruplar, Türk, Mısırlı, Amerikalı, Nepalli ve diğer başka
ülke vatandaşlarını kaçırdılar, onlarca kişiyi öldürdüler.
Öldürülenlerin tek ‘suçu’, orada bulunup Iraklıların hayatını
iyileştirmek için çalışmalarıydı. Rusya’da teröristler, Çeçen
milliyetçiliği adına iki Rus uçağını düşürdü, kalabalık bir metro
istasyonuna intihar bombacısı gönderdi ve bir okul dolusu çocukla
onların anne-babalarına saldırdı. Bu alçakça eylemler, aralarında
bir Türk çocuğunun da bulunduğu yüzlerce ölü ve sevdiklerini akıl
almaz şekilde kaybetmenin acısıyla yanan, hayatları karartılmış
binlerce insan bıraktı. İnanılmaz olan, Türk basınından bazılarının
bu saldırıların arkasında ABD’nin olduğunu ve bundan ‘çıkar
sağladığını’ ima etmesiydi. ABD ya da Amerikan halkı için hiçbir
şey, bu insafsız imalardan daha fazla bir hakaret teşkil edemez.
Amerikan halkı, terörist saldırıların hedefi ve kurbanı olarak,
aynen Türkler gibi, terörizme karşı global mücadeleye tamamen
bağlıdır. ABD’nin bu saldırılardan kazandığı hiçbir şey yoktur,
kaybettikleri ise çok fazladır. BU YAYINLAR, DİKKATİ BAŞKA YERE
ÇEKİYOR Demokrasiye yeni kavuşmuş bir Irak’a düzen ve refah getirme
çabalarımız, bu ülkede insanları rehin alan ve masum işçileri
öldürenlerin tehdidi altındadır. Kuzey Osetya’dakine benzer
acımasız saldırılar, Kafkasya’da daha fazla istikrara dayanan
Amerikan çıkarlarının tamamen aleyhindedir. Bu iğrenç eylemlerde
Amerikan ortaklığı olduğunu destekleyici en ufak bir delilden
yoksun bu iddialar, bunu yazan gazetelerin saygınlığını zedelediği
gibi, dikkati asıl suçlulardan, yani teröristlerden başka taraflara
çekmektedir. Eğer terörizmi yenilgiye uğratacaksak, teröristlerin
eylemlerini sis perdeleriyle çevreleyerek ya da yanlış
yönlendirilmiş komplo teorileri arkasına gizlenerek sorumluluktan
kaçmalarına izin vermemeliyiz. Elbette basının ABD hakkında gülünç
ve zarar verici iddialara yer vermesine ilk kez rastlamıyoruz.
Örneğin, Amerikalı yetkililerin Kuzey Irak’ta PKK ile görüştüğü
yolundaki bir haber bugün bile hatırlardadır. Bu haberde, PKK üyesi
olduğu ileri sürülen kişilerle konuşan kimliği belirsiz beyzbol
şapkalı bir adamın fotoğrafı dışında iddiayı destekleyen hiçbir
delil ortaya konamamıştı. Daha yakınlarda çıkan haberlerde, Amerika
Birleşik Devletleri’nin Kıbrıs ya da Türkiye’nin Karadeniz
sahillerinde askeri üsler kurmak istediği iddia ediliyordu. Bir
başka haberde ise, ‘tektonik silahlar’ kullanarak 1999’da
Türkiye’nin batısında yaşanan trajik depreme sebep olmakla
suçlanıyorduk. Bu saçma iddialar Amerikan niyetlerini bilinçli
olarak çarpıtmakta ve ABD’nin gücünü abartmaktadır. ŞU GERÇEĞİ
GÖRELİM: ONLAR TERÖRİST Hiç yanılgıya düşmeyelim; bu haberler, ABD
hakkında Türkiye’de olumsuz görüş yaratmak ve Türk-Amerikan
ilişkilerine zarar vermeyi amaçlamaktadır. Türkiye’de veya ABD’de,
ABD politikalarının basın tarafından eleştirilmesi, özgür ve
demokratik bir topluma özgü açık tartışmanın sağlıklı tarafıdır. Bu
tür tartışmaları memnunlukla karşılarız. Ama temelsiz varsayımlar
ve açıkça yanlış yönlendirici olan imalar, özgür basın açısından
yakışıksız bir durumdur ve demokrasinin gerektirdiği şeffaflık
aleyhinde çalışır. Şu çok açık ve basit gerçeği görmek gerekir:
İnsanları rehin alanlar, masum işçilerin kafasını kesenler, okul
çocuklarını öldürenler ve uçakları havaya uçuranlar,
teröristlerdir. Hiçbir tarihsel acı ya da siyasal amaç, eylemlerini
mazur gösteremez. Teröristler, Türklerin, Amerikalıların ve dünya
üzerindeki diğer insanların ezici çoğunlukla paylaştığı özgürlük,
demokrasi, ilerleme ve çocuklarımız için daha müreffeh bir gelecek
değerlerine ve hedeflerine tamamen karşıdırlar. Onların
acımasızlığı karşısında dehşete düşüyoruz; ama 11 Eylül’ün bu
üçüncü yıldönümünde asla sinmiş veya cesaretimizi yitirmiş değiliz.
Çünkü biliyoruz ki, onları bir arada durarak yeneceğiz.