Edebiyat tarihine geçecek sahtekârlık
Abone olYayın ve edebiyat dünyası eşi görülmemiş bir skandala sahne oldu.
Yayın ve edebiyat dünyası eşi görülmemiş bir skandala sahne
oldu. Nazan Bekiroğlu'nun "" adlı kitabını kendi adıyla yayımlayan
Şenol Koray Sakınmaz, 'Kitabımı çaldılar.' diyerek Bekiroğlu ve
yayımcısı Timaş Yayınevi aleyhinde dava açtı.
Yayın ve edebiyat dünyası bugünlerde eşi görülmemiş bir
skandalla çalkalanıyor. Bu kez skandalın adı korsan ya da intihal
değil, kopya kitap. Şenol Koray Sakınmaz adlı bir kişi, günümüzün
usta yazarlarından Nazan Bekiroğlu'nun 2000 yılında yayımladığı ve
bugüne kadar 27 baskı yapan Yusuf ile Züleyha adlı
kitabını 2006 yılında 'Züleyha' ismiyle ve kendi
imzasıyla yayımlamış. Sakınmaz'ın kurduğu Akademi Kültür ve Sanat
Yayıncılık'tan çıkan kitabın künyesinde Akademi ve Minik Serçe
yayınevlerinden bugüne kadar beş baskıda 50 bin adet basıldığı
yazıyor.
Skandalı geçtiğimiz günlerde yayıncısı Timaş'a gelen bir ihbar
üzerine öğrenen Nazan Bekiroğlu, tam anlamıyla bir şok yaşadı.
Olayı araştıran Timaş Yayınları'nın avukatları, Şenol Koray
Sakınmaz'la görüştü. Bu görüşmede Sakınmaz, avukata 'nasıl böyle
bir hata işlediğini anlamadığını, helalleşmek istediğini ve kul
hakkına tecavüzden çok korktuğunu' söyleyerek konunun sulh yoluyla
çözülmesini istedi.
Ancak bu görüşmenin ardından Sakınmaz, 'kendi kitabını
çaldıklarını' iddia ederek Timaş Yayınları ve Nazan Bekiroğlu
aleyhine dava açtı. Bu dava ile Timaş yetkilileri ve Bekiroğlu
ikinci bir şok yaşadı. Timaş Yayınları da açılan davaya karşı
davayla karşılık verdi. Şenol Koray Sakınmaz açtığı davada Yusuf
ile Züleyha'yı 1999 yılında yayıma hazırladığını ve Bakırköy 13.
Noterliği'nden tasdik ettirerek yayınevlerine gönderdiğini iddia
ediyor. Fakat iddia ettiği gibi eserin noterden tasdikli bir sureti
dava dosyasında bulunmuyor.
Sakınmaz'ın sabıkası kabarık
Yayın dünyasını yakından takip edenler Şenol Koray Sakınmaz ismine
yabancı değil. Sakınmaz yine bir ilke imza atmış ve gazetelere
tiyatro oyuncusu Şahnaz Çakıralp'in kendi bastığı Çıplak Ayakla
Yürümek adlı kitabıyla ilgili olarak 'satmayan kitap' ilanı
vermişti. Çakıralp de kitap basıldıktan sonra Sakınmaz'ın kendisine
ödemede bulunmadığını, yapacağı suç duyurusundan haberdar olup
böyle bir yola başvurduğunu söylemişti. Aynı yayınevinden çıkan
'Kedi Yürüyüşü' adlı kitabın yazarı Derya Aydın da 'Kedi
Yürüyüşü'nün üzerindeki bandrollerin başka bir kitap için
alındığını öğrenmiş; bu durumu ortaya çıkarmasının ardından tehdit
aldığını söyleyen yazar da Sakınmaz hakkında savcılığa suç
duyurusunda bulunmuştu.
Öte yandan Şenol Koray Sakınmaz'ın http://senolkoray.com adresli
internet sitesindeki biyografisi de çelişkili ifadelerle dolu.
Sakınmaz biyografisinde TED Koleji'nde eğitim gördüğünü ve İstanbul
ve Boğaziçi üniversitelerinde öğretim üyeliği görevinde bulunduğunu
iddia ediyor. TED Koleji böyle bir öğrencinin kayıtlarında yer
almadığını söylüyor. YÖK kayıtlarında da Şenol Koray Sakınmaz
adında bir doçent mevcut değil. Sakınmaz ayrıca Türkiye Yayıncılar
Birliği (TYB) üyesi olduğunu iddia ediyor. TYB yetkilileri de böyle
bir üyenin kayıtlarında bulunmadığını söylüyor. Bu iddiaları sormak
için aradığımız Akademi Kültür Sanat Yayıncılık'ın telefonları
cevap vermedi. Ayrıca kitapların üzerinde yer alan internet sitesi
de aktif değil. Kopya kitabın üzerinde adı yazan Alfa Kitap da bu
dağıtımı gerçekleştirmediklerini ifade ediyor.
'Yayıncılık alanında denetim sıklaştırılmalı'
Timaş Yayınları Genel Yayın Editörü Emine Eroğlu, bu olayda
irdelenmesi gereken önemli meseleler olduğunu söylüyor. Eroğlu'na
göre Türkiye'de yayınevi kurmak çok kolay. Birçok kişinin yayınevi
kurup insanları mağdur edip ortadan kaybolabildiğine dikkat çeken
Eroğlu, "Bir adam çalışan kadrosu bile olmadan bir yayınevi
kuruyor, bir kitabı hırsızlama alıp basabiliyor." diyor. Nazan
Bekiroğlu'nun böyle bir olayla muhatap olmaktan çok rahatsız
olduğunu dile getiren Eroğlu, "Türkiye'de davaların uzun sürmesi ve
çamur atıldığında izinin kalması tehlikesi bile onu incitiyor."
ifadelerini kullanıyor. Eroğlu, yayınevleri ve bandrol konusunda
gerekli düzenlemeler yapılmadığı takdirde Reşat Nuri Güntekin veya
Oğuz Atay gibi ünlü isimlerin romanlarının bile başka bir kişinin
adıyla yayımlanma ihtimali olduğuna dikkat çekiyor. Uzun yıllardır
yayıncılık dünyasının içinde olan Eroğlu, böyle bir olayı ilk kez
yaşadığını ifade ediyor.