Economist'ten olay yaratan TSK yorumu
Abone olDonanma Komutanı Nusret Güner'in istifası ve Erdoğan'ın yargıya çıkışı yabancı basının gündeminde.
“NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip; Irak, İran ve
Suriye’ye komşuluk eden; Ege, Karadeniz ve Akdeniz ile çevrili olan
fakat donanmasına komuta edecek kimsesi bulunmayan bir ülke hayal
edin.”
Economist dergisinin yeni sayısında yer alan haberlerden biri,
Türkiye’nin bu tarifiyle başlıyor.
"Erdoğan ve generalleri” başlıklı haberde,
onlarca üst rütbeli subay ve general tutuklanırken, Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin gücünün zayıfladığı irdeleniyor. BBC Türkçe Servisi
Economist dergisinin haberine yer verdi.
Haberin alt başlığı ise şöyle: "Bir zamanlar her şeye
muktedir olan Türk Silahlı Kuvvetleri, aciz durumda değilse,
sindirildi."
Yedi ay sonra Deniz Kuvvetleri’nin başına geçmesi beklenen Donanma
Komutanı Koramiral Nusret Güner’in istifa ettiğini hatırlatan
Economist, diğer amirallerin yarıdan fazlasının hapiste olduğuna
dikkat çekiyor.
İstifa eden amiralin, genç yaştaki kızının mağdur sıfatıyla parçası
olduğu ‘casusluk çetesi’ davasında yargılanan 75
deniz subayının masum olduğuna ilişkin “duygulu bir
konuşma” yaptığı da haberdeki ayrıntılar arasında.
ERDOĞAN DA ŞİKAYETÇİ
Ergenekon ve Balyoz davaları kapsamında, eski Genelkurmay Başkanı
İlker Başbuğ dahil olmak üzere, her beş generalden birinin tutuklu
olduğu belirtilen haberde şöyle deniliyor:
“Bunun Türk demokrasisi için bir zafer olması beklenir. Fakat
yargılamalar, delillere çeşni katıldığına ve başka bazı
tutarsızlıklara ilişkin iddialarla karşılaşıyor. Eylül 2012’de
Balyoz darbe planı suçlaması nedeniyle uzun hapis cezasına
çarptırılan 250 sanığın aileleri davayı BM İnsan Hakları Konseyi’ne
götürmeye hazırlanıyor. Kanıtlar üzerinde oynandığında ısrar
ediyorlar. Bağımsız adli tıp uzmanları iddialarını destekliyor.
Vaclav Havel ve Desmond Tutu gibi bilgeler için çalışmış olan ve
Washington DC’de yaşayan avukat Jared Genser, Balyoz davası
sanıkları için çalışmayı kabul ettiğini çünkü masumiyetlerine ve
onlara karşı sunulan kanıtların ‘bariz biçimde düzmece’ olduğuna
‘kesinlikle inandığını’ söylüyor.”
GÜLEN HAREKETİNİN KARŞI HAMLESİ Mİ?
Economist, söz konusu davalarla ilgili olarak gözlerin ABD’de
yaşayan dini lider Fethullah Gülen’e çevrildiğini yazıyor. Dergi,
Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinin arkasına sığınan Gülen
hareketinin, 1990’ların sonunda peşlerine düşen generallere polis
ve yargı içindeki uzantıları aracılığıyla karşılık verdiği
iddiasını aktarıyor.
Gelinen noktada, Başbakan Erdoğan’ın da 400 civarında emekli ve
görevli subayın tutuklu olmasından şikayet ettiği belirtilen
haberde, PKK ile çatışmaların sürdüğünü ve Suriye’deki çatışmaların
sınırı aşma tehlikesi bulunduğunu hatırlatıyor.
Mevcut Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in, hükümete sadık olduğu
iddiası ise Uludere’de 34 sivilin öldürüldüğü olayla ilgili olarak
hiçbir subayın ceza almamasıyla ve Pennsylvania Üniversitesi’nden
Profesör Henri Barkey’in şu sözleriyle destekleniyor:
“Erdoğan orduyu ‘bizim çocuklar’ olarak
görüyor.”
2007 VE 2008'E DAİR İDDİALAR
Economist, diğer yandan da, generallerin darbe girişiminde
bulunduğu iddialarının yabana atılamayacağını ifade ediyor.
2007'de eşinin başı kapalı olan Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı
olmasını engellemeye çalışan generallerin, 2008'de iktidar
partisinin "şeriatı yürürlüğe koymaya çalıştığı"
iddiasıyla kapatılmasını kışkırttığı anlatılıyor haberde.
Ayrıca, Avukat Orhan Kemal Cengiz'in, "çok sayıda generali
hapse göndermeye yetecek kadar darbe girişimi delili
olduğu" yönündeki sözleri aktarılıyor.
Haberde, Milli Güvenlik Kurulu’nun rolünün sembolik hale
getirilmesi, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması gibi
düzenlemelerle ordunun siyaset üzerindeki rolünün azaltılmasına
karşın, geçmiş yıllardaki kanlı darbelerin ve darbe girişimlerinin
araştırılmaya devam edildiği belirtiliyor.
Geçen 10 yılda 934 askerin intihar ettiği iddiasını da aktaran
Economist, "askerlerin ailelerinin bu ölümlerin sebebini öğrenmek
istediğini" vurguluyor.