Economist: Türkiye yalpalıyor
Abone olErdoğan'ın Türkiye hakkında bu günlerde endişelenecek çok şey olduğunu bilmesi gerekiyor.
1 Nisan tarihli Economist dergisinde Türkiye hakkındaki bir
değerlendirme yazısında, Türkiye'nin yalpalamaya başladığı, 'ılımlı
İslamcı' olarak nitelenen başbakanın giderek artan şekilde
pervasızlaşan siyasi taktiklerinden kendisini takdir edenlerin bile
endişe etmeye başladıkları dile getiriliyor.
Türkiye'yle ilgili yazı 1 Nisan tarihli sayıda yer aldı
Economist dergisine göre, Arap Birliği zirvesi için Sudan'a
gitmeden önce, Merkez Bankası başkanının atanması tartışmalarına
ilişkin olarak 'Ortada endişelenecek birşey göremiyorum' diyen
Başbakan Erdoğan'ın "bütün kayıtsızlığına rağmen", Türkiye hakkında
bu günlerde endişelenecek çok şey olduğunu bilmesi gerekiyor.
Economist, endişe edilmesi gereken konuları da şöyle sıralıyor:
"Ekonomiye ilişkin alarm zilleri çalıyor. Avrupa Birliği ile
ilişkiler Kıbrıs yüzünden soğumuş durumda. Ayrılıkçı Kürt şiddeti
yükselmeye başlarken, bazı generaller kılıçlarını şakırdatmaya
başladı."
"Özetle, Tayyip Erdoğan'ın üç yaşındaki hükümeti tarafından
getirilen, bundan önce benzeri görülmemiş düzeydeki mali ve siyasi
istikrar şimdi sallantıda görünüyor ve birçok kişi bundan,
başbakanın ne yöne evrileceği belli olmayan tavırlarını
suçluyor."
Economist dergisi Erdoğan'ın bu belirsiz tavırlarına örnek olarak,
IMF'ye karşı olduğunu ifade eden Adnan Büyükdeniz'i Merkez Bankası
başkanlığına atamasını ve bu atamanın yarattığı tartışmaları
gösteriyor.
Merkez Bankası tartışmalarının IMF'nin Türkiye'yi sert dille
eleştirmesiyle aynı zamana rastladığına işaret eden Economist, IMF
yöneticisi Rodrigo de Rato'nun endişelerini aktarıyor:
"Rodrigo de Rato, tekstil ihracatçılarının ödediği katma değer
vergisini azaltma ve kamu sektörü ücretlerini arttırma kararının,
Türkiye'nin piyasalardaki saygınlığını tehlikeye düşürdüğünü
söyledi. İki önlem de, IMF ile sağlanan 10 milyar dolarlık kredi
anlaşmasının koşullarını çiğniyor."
"Rodrigo de Rato ayrıca, istikrarlı büyümeye ve enflasyonun
azaltılmasına rağmen, yüksek kamu borcu nedeniyle Türkiye
ekonomisinin hâlâ kırılgan olduğunu da belirtti. De Rato buna,
yüksek cari hesap açığını da ekleyebilirdi."
'AB heyecanı kayboldu'
Economist dergisi, Avrupa Birliği cephesinde de hükümetin reformcu
heyecanının büyük bir bölümünü kaybettiğini söylüyor ve Kıbrıs'a
limanları açma konusunda yaşanan çözümsüzlüğü aktarıyor.
Avrupa Birliği'nin, Türkiye'nin üyeliğini engellemek için Kıbrıs
sorununun arkasına gizlendiği görüşünü birçok Türk'ün paylaştığına
değinen Economist dergisi, Avrupa Birliği'ne duyulan
düşkırıklığının kamuoyu yoklamalarına yansıdığını ve üyeliğe
verilen desteğin düştüğünü vurguluyor.
Fakat Economist, Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Birliği ile bağları
yeniden sağlamlaştırmak yerine, son sıralarda Arap ve Afrikalı
liderlerle ilişkilerini güçlendirmeye daha fazla önem verdiğine
dikkat çekerek, Hamas'ın liderlerinden Halid Meşal'in Türkiye'de
ağırlanmasını, radikal Şii lider Muktada El-Sadr'ın da Türkiye'ye
davet edilmesini eleştiriyor.
Oy taktiği
Economist, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, yeni dikkatsiz
politikalarının, önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimler öncesinde
oy kazanmaya yönelik bir taktik olduğu görüşünde ve Başbakan'ın bu
politikaların risklerini iyi tartması tavsiyesinde bulunuyor:
"Hükümetinin inkâr edilemeyecek başarısının ardında büyük oranda,
IMF programına sadık kalması ve Türkiye'nin AB hedeflerini
kucaklaması yatıyordu. IMF'yle ya da AB'yle kopmaya neden olacak
herhangi bir karışıklık Türk ordusunun kaybettiği siyasi zemini
yeniden kazanmasına yol açabilir."
Ecocomist'in yazısı şu yorumla son buluyor:
"Birçok Batılı hayranlarının düşündüğü gibi, Erdoğan hâlâ
Türkiye'yi gerçek bir demokrasiye çok daha yakın kılabilir. Ama
kendisinden önceki birçok liderin izlediği yola girip, popülist bir
başarısızlık örneği de olabilir. Belki de onunla ilgili en iyi şey
- 2004 yılında zinayı suç kapsamına alma girişiminde görüldüğü gibi
- her an fikirlerini değiştirebilecek olması."