Ecevitlerin kavgası Ergenekonda
Abone olEcevit'in Başbakanlığı dönemindeki sağlık durumuyla ilgili sır perdesi aralanmıyor. Tedavi sürecinin çift arasında da tartışma konusu olduğu ortaya çıktı.
Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit'in hasatlığıyla ilgili komplo
iddiaları Ergenekon davası kapsamına alındı
Araştırmalar sürerken Başkent hastanesinde yapılan tedaviyle ilgili
iddiaların Ecevit çifti arasında da tartışma yarattığı ortaya
çıktı.
Can Dündar'ın Ecevit çiftiyle yaptığı röportajın yayınlanmayan bir
bölümünde hastanedeki tedavi süreciyle ilgili tartışma yaşandı.
Rahşan Ecevit hastaneden Bülent Ecevit'e "7 ay yat" telkini geldiği
için tedavi sürecini kestiklerini söyledi. Dr. Zileli olduğu
söylenen bu kişinin telkinini ise Bülent Ecevit hatırlamadı.
Önemli bir unsur ise Ecevit çiftinin Başkent Hastanesindeki tedavi
sürecinin yanlış yapıldığıyla ilgili bir iddiayı kesinlikle kabul
etmemeleleri.
Ergenekon davasında tutuklu bulunan Başkent Üniversitesi Rektörü
Mehmet Haberal’ın avukatlarının mahkemeye delil olarak s unmak için
istedikleri bu kayıtlar bugün Milliyet'te yayınlandı. İşte o
kayıtlar:
BÜLENT BEY’İ KIZDIRAN YAZI
RIDVAN AKAR: Emin
Çölaşan’ın yazısı için yorumunuz nedir?
BÜLENT ECEVİT: Çok çirkin bir yazı idi tabii... Rahşan haklı olarak
tepkisini söyledi ve tabii üniversite hastaneden verilen, dışarı
sızdırılan birtakım şeyler, söylentiler, iddialar; o da ayrıca
çirkindi. Kimler yaptı, kimler yapmadı bilemiyorum tabii. Neyse
ama, biraz fazla bu konu üzerinde durduk.
CAN DÜNDAR: Şunun için durduk üzerinde: Yani gerçekten kamuoyunda
artık sizin başbakanlık yapamayacağınız yönünde bir inanç
oluşturulmaya çalışılıyordu.
RAHŞAN ECEVİT: Evet o inanç oluşturulmaya çalışılıyordu.
CAN DÜNDAR: Orada belli ki inisiyatif size geçti, bir şekilde
kamuoyunu kim oluşturuyorsa ona ‘Dur’ dediniz ve kalktınız. O
günden beri de hiç (tedavi) yaptırmadınız gördüğümüz üzere..
RAHŞAN ECEVİT: Evet...
RIDVAN AKAR: Yani bardağın taştığı bir yer mi vardı?
BÜLENT ECEVİT: Şimdi efendim, seçim geliyor, ben yatakta kalacağım;
bunu içime sindirmem mümkün değildi yani... Gerçekten yataklık
hasta olsaydım, çaresiz katlanırdım ama...
CAN DÜNDAR: Fakat bir yandan hepimizin yüreğini ağzına getiren bir
sahne yaşandı hastane önünde merdivenden inerken... Gerçekten bir
düşme tehlikesi atlattınız ve doktorlar ‘Çıkmamalıydı hastaneden’
dediler.
RAHŞAN ECEVİT: Evet ama o bu şeyle ilgili değildi. Belki iyi
göremedi filan... Yani herkes bir merdivende sendeleyebilir.
TARTIŞMANIN TAM METNİ
Rahşan, bu konuyu kapatalım lütfen!
Bülent! dedikodu yapayım ister misin?
RIDVAN AKAR: Hastalığınız süreci... Herhalde özel hayatınıza ilk
defa bu kadar doğrudan bir müdahale oldu ve bu kadar çok şey
yazıldı, çizildi. Sizin de çok üzüldüğünüzü biliyorum. Siz
hastaydınız. Bunu kamuoyunun değerlendiriş tarzı üzerine değişik
yazılar çıktı.
BÜLENT ECEVİT: Bu, kişiden kişiye değişiyordu. Medyadan çok
insafsızca, zalimce yaklaşanlar da vardı; daha anlayışlı
yaklaşanlar da vardı. Koalisyon ortaklarımız çok anlayışlı idi.
RAHŞAN ECEVİT (araya giriyor): Ama biraz da ‘Medya birisinin
elinde’ diyorlardı. Onun da yazdırdıkları vardı tabii... Özür
dileyerek...
BÜLENT ECEVİT (eşini uyarıyor): Rahşan!
RAHŞAN ECEVİT: Özür diledim. Özür diledim.
TARTIŞILAN HASTANE SEÇİMİ
CAN DÜNDAR: Nasıl
başladı hastalık Rahşan Hanım?
RAHŞAN ECEVİT: Yani hastadır; herkes hasta olur. O da normal,
herkes gibi hasta oldu. Ama hasta olduğu anda bindirdiler.
CAN DÜNDAR: Bu hastane ve doktor tercihi sonradan çok tartışıldı. O
hastaneye ve o doktora nasıl karar verdiniz?
BÜLENT ECEVİT: Şimdi efendim bir kere hastaneden bir şikâyetim yok.
Birtakım spekülasyonlar çıktı, onlar da en azından abartıldı. Genel
Merkez’in hemen yanı başındadır biliyorsunuz Başkent Üniversitesi
Hastanesi... Genellikle bir ivedi sorunumuz olduğu vakit ona
başvururuz veya partililer oraya başvururlar. Benim de öyle ani bir
şey bastırdı.
'7 AY YATSA SİYASİ HAYATI BİTERDİ'
RAHŞAN
ECEVİT: Şimdi orada merak edilen konu, Ecevit’e yanlış tedavi mi
yaptılar? Hayır! Ecevit’e orada yanlış tedavi yapmadılar. Sadece
orada bazı kimseler Bülent’e çok aylara yayılan bir dinlenme
gereksinimi telkin ettiler. Bu demek oluyordu ki en aşağı böyle 7-8
ay dümdüz yatacak.
BÜLENT ECEVİT: O kadar büyük bir şey değil.
RAHŞAN ECEVİT: Öyle... Öyle dediler.
BÜLENT ECEVİT: Dediler...
RAHŞAN ECEVİT: Dediler... dur şimdi işte söylüyorum... Dediler...
Ve bu da demek oluyordu ki, bir partinin genel başkanı 7 ay yatacak
ise onun siyasi hayatı biter.
BÜLENT ECEVİT: 7 ay sürecek gibi bir şey söylenmedi bana.
RAHŞAN ECEVİT: Söylendi Bülent...
BÜLENT ECEVİT: Hayır söylemediler. Aksine işte ‘Şu tarihten 11 gün
sonra gel, durumuna yeniden bakalım. İyi gidiyor, iyileşiyorsun. O
durum nasıl, 11 gün sonra yeniden gel...’
RAHŞAN ECEVİT: Hayır öyle olmadı o... Bir kere daha muayene etmek
istediler; o ayrı... Ama onun dışında bu şekilde bir telkin yapıldı
ve biz de bu telkine ayak uydur-madık.
'DEDİKODU YAPAYIM İSTEMEZSİN'
BÜLENT ECEVİT:
Hayır bana o şekilde ‘7-8 ay yatakta kalacaksın’ denmedi.
RAHŞAN ECEVİT: Tabi sen onu işte... Neyse...
BÜLENT ECEVİT: Ve dediğim gibi işte, ‘Şu tarihte yeniden
gel...’
RAHŞAN ECEVİT: ‘Yeniden gel’ dendi evet.
BÜLENT ECEVİT: ‘Durumuna bakalım’ dedi ve genellikle durumumun
hızla iyileşmekte olduğunu söyledi. Onun dışında öyle 7 ay, 8 ay
gibi bir şey söz konusu olmadı.
RAHŞAN ECEVİT: Evet söylendi ve öyle söylendiği için biz çok
bunaldık.
BÜLENT ECEVİT: Kim söyledi?
RAHŞAN ECEVİT: İşte şimdi burada dedikodu yapayım ister misin?
İstemezsin tabii...
BÜLENT ECEVİT: Rahşan, bu konuyu kapatalım.
RAHŞAN ECEVİT: Kapatalım Bülent... Ben de kapatıyorum. Ama sana
böyle bir telkinde bulundular.
BÜLENT ECEVİT: Kim bulundu?
RAHŞAN ECEVİT: Söylemek istemiyorum şimdi...
BÜLENT BEY'İN KIZDIĞI AN
BÜLENT ECEVİT: Ama
şimdi Rahşan... ‘İyi gidiyor’ dendi; o yürümeye, rahat
yürümeye...
RAHŞAN ECEVİT: Tamam işte, ‘Sen iyisin’ dendi; ‘İyi gidiyor’
dendi.
BÜLENT ECEVİT: Tamam...
RAHŞAN ECEVİT: Ama ‘Böyle bir şey de yap’ dendi.
RIDVAN AKAR: Doktor değil miydi onu söyleyen?
BÜLENT ECEVİT: Hayır, öyle 7 ay-8 ay denmedi.
RAHŞAN ECEVİT: Dendi Bülent ve biz onun üzerine vazgeçtik.
BÜLENT ECEVİT: Hayır onun üzerine vazgeçmedik.
RAHŞAN ECEVİT: Ve sen yataktan kalktın ve harekete geçtin. Bu biraz
‘Cumhurbaşkanı kitabı kime fırlattı’ tartışmasına benzedi,
neyse...
BÜLENT ECEVİT (kızarak) : Rahşan lütfen... lütfen....
RAHŞAN ECEVİT: Tamam. İşte, peki bu kadar söyledim. Fazla da bir
şey söylemedim.
BÜLENT ECEVİT: Daha ne söyleyeceksin?
'ARAMIZI AÇACAKSINIZ'
CAN DÜNDAR: Tabii basına
yansıyan kısmı, bunun bir komplo olduğu ve hastanenin de bir
şekilde bu işe karıştığı... Yani bilerek ya da bilmeyerek, haber
sızdırarak Ecevit’i iktidardan devirme hedefinin hastalıkla
birleştiği gibi bir izlenim kamuoyuna yansıdı.
RAHŞAN ECEVİT: Tamam, siz bunu bana bakarak söylüyorsunuz, ama
aramızı açacaksınız onun için...
CAN DÜNDAR: Katiyen öyle bir niyetimiz yok. Siz örnek aldığımız bir
çiftsiniz bizim...
RIDVAN AKAR: Peki efendim kaburganızda kırık ve bunun 12 gün sonra
tespit edilmiş olması gibi bir şey söz konusu muydu?
RAHŞAN ECEVİT: Şimdi o bir ara bir düştüydü. Düşünce gerçekten
kaburgası kırılmış, ama biz öyle bir şeyi fark etmedik. Daha sonra,
zaman içinde çıktı onun ağrısı... Ağrısı çıkınca o an gittik,
röntgen çekildi ki, kırılmışmış. ‘Kaburga kemikleri kendi kendine
iyi olur’ dediler ve hakikaten kendi kendine iyi oldu, bitti.
'YANLIŞ YORUMLANIR DİYE GİTMEDİM'
BÜLENT
ECEVİT: Hayır benim ayrılışımın nedenini biliyorsun. O
gazetecilerin... yine beni yanlış yakalayacaklar... Sonra evin
önünde...
RAHŞAN ECEVİT: Hayır, sen hastaneye yine gitmedin; o ayrı, o
ayrı... Ama bunu bize söylediler. Biz de onu yapmadık ve onun
üzerine zaten ‘Ecevit hastaneyi bıraktı, iyi oldu’ dediler.
CAN DÜNDAR: Yani ‘yatması gerekiyor’ derken, kalkmasını siz mi
söylediniz?
RAHŞAN ECEVİT: Evet, evet kalktı ve ayakta kaldı.
CAN DÜNDAR: Halbuki kamuoyu...
RAHŞAN ECEVİT: Yani orada yanlış bir tutum vardı.
RIDVAN AKAR: Grup toplantısına gittiniz galiba değil mi?
BÜLENT ECEVİT: Evet.
RAHŞAN ECEVİT: Oradan MGK’ya gittin galiba değil mi? Evet oradan da
MGK’ya gittin.
CAN DÜNDAR: Yani doktorların sözünü dinlemediniz aslında?
RAHŞAN ECEVİT: Evet evet...
CAN DÜNDAR: O noktada ne oldu da siz vazgeçtiniz telkinden?
BÜLENT ECEVİT: Hayır efendim onlar, doktorlar 11 gün sonra mı ne,
evde, ‘İyi, çok iyi gidiyor. 11 gün sonra gel. Yeniden muayene
edelim, durumuna bakalım’ dediler. Ben onu göze almadım. Çünkü
gazeteciler dışarıda sabah akşam bekliyorlardı. Oradakiler dürüst
davranıyordu. Fakat o medyanın daha yetkili kesimi veya yazar-çizer
kesimi, kim bilir yine neler diyecekler, nasıl ters
yorumlayacaklar, her şey sağlığım bakımından düzelmişken yeniden
birtakım yanlış yargılar yayılacak, diye gitmemeye karar
verdim.
'DR. ZİLELİ SÖYLEDİ'
CAN DÜNDAR: Yanlış tedavi
uygulandığı iddiası?
RAHŞAN ECEVİT: Hayır, orada hiçbir yanlış tedavi uygulanmadı.
CAN DÜNDAR: Tüm hastalık sürecinde yani hiç?..
RAHŞAN ECEVİT: Hayır, hiçbir yanlış tedavi uygulanmadı. Zaten
hiçbir doktor onu yapamaz.
CAN DÜNDAR: Belki bilerek değildir, ama hani ihmal...
RAHŞAN ECEVİT: Hayır, hayır hiç öyle bir şey olmadı. Sadece dediğim
gibi... ona da izin yok... ‘7 aylık telkin hikâyesi’...
Neyse...
BÜLENT ECEVİT: İlk defa duyuyorum bu 7 aylık telkini...
RAHŞAN ECEVİT: Ama Bülent, öyle söyledi.
BÜLENT ECEVİT: Kim söyledi?
RAHŞAN ECEVİT: Zileli öyle söyledi... Öyle söyledi Bülent ve
üstünde çok durdu onun ve o kadar üstünde durdu ki biz bunaldık ve
ayağa kalktık.