Ecevitler'in gizli kalmış sırları
Abone olHalka ve Olaylara Tercüman'ın yazarı Metin Işık, 'Yumruksuz Sol' isimli kitabın ayrıntılarını okurlarıyla paylaştı. Kitapta, Ecevitler'le ilgili pekçok sır nokta var.
Metin Işık'ın referans olarak verdiği kitaptan yaptığı
alıntılar, Ecevit'ler hakkında bugüne dek duymadıklarımızı
anlatıyor. Işık, o ayrıntıları bakın nasıl anlatıyor: Ercan
Yavuz'un Yumruksuz Sol DSP kitabında anlattıklarından sonra bir kez
daha gördüm ki, merkez sol kadrolarını 'öğütmekte' çok ama çok
becerikli. Hiç ama hiç kırmak istemem ama özellikle Ecevit ailesi.
12 Eylül öncesi CHP kadrolarını 'hizipçilikle' suçlayan Ecevit
çifti, DSP'nin kuruluşundan iktidarı arasında geçen 12-13 yıllık
sürede yüzlerce kurmayının 'siyasi apoletlerini' söktü. Nuri
Korkmaz, Selçuk Akıncı, Erdal Kesebir, Fikret Ertan, Süleyman
Koyuncugil, Şükrü Babacan, İsmet Turhangil, Ömer Kuşhan, Necdet
Karababa gibi isimler 80'li, 90'lı yıllarda saf dışı kaldı.
Ardından da diğerleri. Son aforozu Arayış'tan beri Ecevit'lerin
yanında duran Şükrü Sina Gürel ve ekibi yaşadı. Rekor 11 yıl ile
Hüsamettin Özkan'a ait. Süleyman Demirel kendisiyle birlikte
Zincirbozan ve Hamzakoy yolundaki 'dava arkadaşları' ile Çankaya
Köşkü'ne kadar koştu. Rahmetli Turgut Özal 1970'li yıllarda
bürokraside, 1983'de siyasette kendisini taşıyanları yıllarca
sırtında taşıdı. Alparslan Türkeş de 1944'den başlayan
arkadaşlıklarının çoğunu vefatına kadar sürdürdü. Üç partisi
kapatılan Necmettin Erbakan asgari fireyle yürüdü. Değiştiğini
deklare eden, Tayyip Erdoğan bile birçok yeni siyaset arkadaşı
edinmesine rağmen yıllardır birlikte yürüdüğü arkadaşlarının da
yolunu açtı. İsterseniz Ercan Yavuz'un Yumruksuz Sol DSP kitabına
geri dönelim. Siyasette zaman zaman acımasızlaşan Ecevit çifitinin
aslında çok duygusal olduğu da biliniyor. Rahşan Hanım kendi
deyimiyle bir yandan 'annemin cenazesinde bile ağlamadım' diyecek
kadar duygularını kontrol edebiliyor. Özel hayatında ise çok
sevecen bir insan oluyor. Ama bir yazı var ki, Rahşan Hanım
yaşadığı sürece unutacağa pek benzemiyor. Gazetecilerin
duayenlerinden Emin Çölaşan bir gün Başbakan Bülent Ecevit'in
'tırnaklarının uzadığını ve kötü bakıldığını' yazdı. Samimi
üzüntülerini dile getirdi. Rahşan Ecevit yazının üstüne kapanarak
hıçkıra hıçkıra ağladı. Göz yaşları gazete sayfasını ıslattı. Bir
gün Rahşan Ecevit aniden rahatsızlandı. Sürekli öksürüyordu. Özel
bir hastanede kendisine 'akciğer kanseri' teşhisi konuldu. Rahşan
Hanım yakın çevresine 'beni o yazı kanser etti' diye Emin Çölaşan'ı
boş yere suçladı. Kontrol için GATA'ya gidildi. Çelik korseyle
seçim otobüsüne asansörle çıkan ve 10 il gezen Bülent Ecevit eşini
yalnız bırakmadı, refaket etti. Doktorlar Rahşan Hanım'a, 'kanser
değil, tüberküloz' teşhisi koyunca ağlama sırası Bülent Ecevit'e
geldi. Koskoca Başbakan, 'benden bir şey sakladığınızı biliyordum'
diyor, bir yandan da hıçkırarak ağlıyordu. Çölaşan bir canlı
yayında özür diledi. İş tatlıya bağlandı. Yazı: Metin Işık Kaynak:
Halka ve Olaylara Tercüman