Eceviti korkutan tek şey vardı
Abone olRahşan hanım Bülent Ecevit'in hayatındaki en büyük aşktı. Ölümden bile korkmazken bir tek..
Kimsenin onları anlamadığı, yalnız kaldıkları yıllarda da,
zirvede olup etraflarının "kalabalık" olduğu zaman da, iki kişilik
dünyalarına bir başkası hiç giremedi. Tercihlerini hep yalnızlıktan
yana kullandılar. Rahşan Hanım, Bülent Ecevit için hayatta
vazgeçemediği şeylerin başında geldi hep. Ecevit, bu derin sevgiyi
"Ölümden korkmuyorum, Rahşan'dan ayrılmaktan korkuyorum."
sözleriyle anlatırken, Rahşan Ecevit, aralarındaki güçlü bağı şöyle
dile getiriyordu: "Bizi anlamıyorlar. Bülent benim oğlum, eşim ve
babam. Ben de onun kızı, eşi ve annesiyim. Bunu kavrayamayanlar,
bizim ilgimizi, dostluğumuzu, elbette anlayamazlar..." Onun da
Rahşan Hanım'ın da romantik hayalleri vardı, küçük bir kasabada
küçük bir evleri olacaktı. Rahşan resim yapacak, o şiir yazacaktı.
Sevgiyi de elele büyüteceklerdi… Ama buna çok da fırsatları olmadı.
Evliliğin ilk yılları maddi sıkıntı içinde geçiyordu. Bülent
Ecevit'in çalışmak için gittiği Londra'da zaman zaman kaldıkları
odanın kirasını bile vermekte zorlandılar. Taksitle güç bela
aldıkları Britannica Ansiklopedisi'ni satmak zorunda kaldılar.
Ardından da saatlerini sattılar. Sonra da nikah yüzüklerini...
Ellerine biraz para geçince yeniden yüzük alabildiler. 12 Eylül
darbesi sonrası da zordu. Cezaevi günlerinde birbirlerine
yazdıkları mektuplar, bir döneme ışık tutuyordu. Ecevit, birinde,
"Seni çok seviyorum, çok özlüyorum. Rahşan'ım! Yaşamla en güçlü
bağım sensin." diyordu. Bir başkasında ise, "Haydi benim Rahşan.
Toparla kendini! Seni dün gördüğüm hale geleceksen dünyayı
kurtarmak benim işime gelmez. Beceremem de zaten." 2001'de başlayan
hastalık sürecinden ruhunu teslim ettiği ana kadar Rahşan Hanım hep
başucundaydı.
Ölümümü Allah'a bırakın
5 Temmuz 2001 sabahı Türkiye, Bülent Ecevit'in öldüğünü
konuşuyordu. Başbakanlık'ın telefonları susmuyordu. Halk,
Başbakan'ın ölüp ölmediğini soruyordu. Haber bir anda bütün ülkeye
yayılmıştı. Birkaç saat geçtiği halde Ecevit ortalıkta
görünmüyordu. Ölüm haberi kesin ifadelerle yalanlanıyor; ancak
olumsuz haberden etkilenen borsa hızla düşüyordu. Saat 15.00
dolaylarında bir TV kanalının canlı yayınına katıldı. Bir anlamda,
"ölmedim" demek için. Bununla ilgili olarak verdiği bir röportajda,
"Yıllardan beri bazı çevreler, beni, ölümün eşiğindeymiş gibi
göstermekten özel bir zevk alıyorlar. Bunu Allah'a bıraksalar daha
iyi olur. Sağlığım çok şükür yerinde." diyordu.
Kaynak:www.zaman.com.tr