Ecevit ya da Sezer istifa etmeliydi
Abone olÖzkan'ın ilk değindiği konu, meşhur Anayasa kitapçığı fırlatma olayıydı. Özkan'a göre olay bir siyasi kriz değildi.
Özkan, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Milli Güvenelik
Kurulu toplantısında dönemin Başbakan Bülent Ecevit'e Anayasa
kitapçığı fırlatılması olayının, zaten yaşanacak olan krizi
tetiklediğini ve hızlandırdığını söyledi. Olayın yanlış olduğunu
ifade eden Özkan, kriz sonrasında krizin gerektirdiği şartlardan
herhangi birinin gerçekleşmediğini ifade etti. Özkan, kriz
sonrasında ya Başbakan Ecevit'in istifa etmesi, ya kendisinin
görevden alınması ya da Cumhurbaşkanı'nın görevinden ayrılması
gerektiğini ifade ettiği açıklamalarında, Başbakan'ın sonrasında
yaptığı açıklamanın ise o dönemin hükümetinin ortak görüşü olduğunu
kaydetti. Alınan bilgilere göre, Özkan, öncelikle Şubat ve Kasım
krizleri üzerinde durdu. Milletvekillerinin bu yöndeki soruları
üzerine bazı değrelendirmelerde bulunan Özkan, Türkiye'de bu tip
krizlerin çıkmasında bankacılık sisteminde son dönemlerde yapılan
düzenlemeler olduğunu ifade etti. Bankacılık sistemini eleştiren
Özkan, 1993 yılında bankacılık sisteminde yapılan düzenlemelerin
zaman içinde bu krizleri doğurduğunu ifade etti. Özkan, bu
düzenlemelerle banka sahiplerinin sorumluluğunu kaldırılması
off-shore bankacılığına izin verilmesi, daha önce var olan bazı
düzenlemelerin kaldırılmasının krizlerde etkili olduğunu ve bankaya
sahip olmanın kolaylaştırılmasıyla mevduat güvencesiyle ortaya
çıkan aşırı rekabetin bu tür krizlerde etkili olduğunu belirtti.
Özkan, bu çarpık yapılaşmanın yıllar boyu bünyesinde bir likidite
açığını beraberinde getirdiğini, bu likitide sorununun da hassas
dönemlerde krize sebep olduğunu anlattı. Özkan, 1999 yılında ilk
çıkardıkları kanunun Bankalar Kanunu olduğunu da söyleyerek,
düzenlemeler noktasında eksiklikler olmasından dolayı ikinci bir
yasa çıkardıklarına dikkat çekti ve bankacılık sistemine bağlı
olarak devletin borçlanma politikasındaki yanlışlıkların da krizi
doğurduğunu ifade etti. Özkan, ''Bu kriz ertelenebilir miydi,
olmayabilir miydi? Kurumlar üzerine düşeni yapmış mıdır?''
sorusuna, kendisinin bu konuda uzman olmadığını, ancak o dönem
ilgili bürokratların kendilerine verdikleri bilgiler doğrultusunda
Merkez Bankası'nın piyasalardaki bu likidite krizini çözmüş olması
durumunda krizin bu denli şiddetli olmayacağını, bürokratların
kendilerine aktardıklarını söylediklerini ifade etti. Özkan,
bunlara bağlantılı olarak cevaben, ''Hayır biz bu noktada ne
gerekliyse onu yaptık. Yasal düzenleme noktasında da Bankalar
Kanunu çıkar çıkmaz da kanunun çıktığı gecesi de 5 bankaya el
koyduk'' dedi. Özkan, açıklamalarında, kriz öncesi dalgalı kura
geçilmesi planlarının yapıldığını ancak programın sürdürülmesi,
halkın buna tepki göstermemesi açısından IMF'nin bu noktada ikna
edildiğini, ancak kriz sonrasında dalgalı kura geçildiğini, bunu
bir zorunluluk olarak ortaya çıktığını ifade etti. Özkan, Türkbank
olayı ile ilgili sorulara da cevap verdi. Kendisinin olaylardan ve
süreçten ayrı olarak kendisine bazı bilgiler ulaştığını, ihaleyi
kazanan kişiye bu bankanın devredilmesinin yanlış olacağının ortaya
çıktığını, bu konuda gerekli kişilerin bilgilendirildiğini ve
Türkbank ihalesinin, kasetler ortaya çıkmadan iptalinin gündeme
geldiğini açıkladı. Kaset olayının gündeme gelmesiyle yaptıkları bu
çalışmanın boşa çıktığını ifade eden Özkan, kaset olayı çıkmamış
olsa bile Türkbank ihalesinin iptal edileceğini söyledi. Özkan, bu
arada kendisine kaynanasıyla ilgili soru soran komisyon üyeleriyle
de tartıştı.