Ecevit ve Fetullah Gülen arasındaki tuhaf ilişki!
Abone olEski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, 1998 yılında dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz'la yaptığı "Bülent Ecevit-Fetullah Gülen" konuşmasını anlattı. Peki Bülent Ecevit ile Fetullah Gülen arasında neler yaşanmıştı? İşte 1998 MGK'sında yaşanan Gülen olayı...
Eski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, görev yaptığı
dönemde devlet içindeki Fetullahçı Terör Örgütü kadrolarına yönelik
bir çalışma yapmak istediğini ancak karşı çıkıldığını
açıkladı.
Saral bu çalışma için izin almak amacıyla 1998 yılı Eylül ayında
dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile görüştüğünü ancak Yılmaz'ın
kendisine "Sakın ha! Ecevit bu Cemaat'e meftûndur,
böyle bir çalışma yaptığınızı duyarsa hükümeti yıkar"
dediğini söyledi.
*meftûn kelimesi; gönül vermiş, tutkun anlamına geliyor.
"FETHULLAH GÜLEN VE IŞIK TARİKATI"
Bu görüşmenin gerçekleştiği dönemde Mesut Yılmaz'ın Başbakan,
Ecevit'in Başbakan Yardımcısı olduğu ANASOL-D hükümeti görevdeydi.
25 Kasım 1998'de bu koalisyon hükümeti istifa etti. Saral,
hükümetin istifasının ardından 1999 yılında, kendisine yakın polis
müdürleriyle birlikte o dönem Gülen Cemaati (Fetullahçı Terör
Örgütü) olarak anılan cemaat hakkında bir rapor hazırladı.
"Fethullah Gülen ve Işık Tarikatı" adlı raporda
Cevdet Saral dışında, hâlihazırda Zonguldak Emniyet Müdürü olan
Osman AK ve Emniyet Başmüfettişleri Zafer Aktaş ile Ersal Dalman'ın
imzaları bulunuyor.
"KUŞKU UYANDIRICI TAVIRLARINA TANIK
OLMAMIŞTIM"
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit, inançlara saygılı laiklik
anlayışını savunuyordu. Fetullah Gülen'le görüşmüş, bu
görüşmelerden sonra Gülen'le ilgili izlenimlerini şu sözlerle
anlatmıştı:
"Açıklamalarında laiklikle ters düşmemeye özen
göstermişti, çağdışı bir akım temsil etmiş olabileceğiizlenimi
vermemişti. Kuşku uyandırıcı tavırlarına tanık
olmamıştım."
ECEVİT MGK'DA GÜLEN'İ SAVUNDU
Mart 1998 yılında yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında
dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'ten Fetullah Gülen ile
ilgili gündemi sarsan bir çıkış gelmişti.
MGK'da, Gülen'in orduya sızma girişiminden ve çeşitli faaliyetlerinden rahatsızlık duyduklarını söyleyen komutanlara Başbakan Yardımcısı Ecevit karşı çıkmıştı.
Ecevit, ‘‘Siz, Gülen'in geçmişinden yola çıkarak bu kanıya varıyorsunuz. Kendisini tanısanız bunları söylemezdiniz. İnsanlar değişip gelişebilir’’ demişti.
1998 MGK: GÜLEN'İN TSK'YA SIZMA GİRİŞİMİ
Dönemin MGK'sına sunulan raporda ve Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan verilerden yararlanan o dönemin komutanları, Gülen'in birçok ülkede okullar açtığını, sermayesinin uluslararası boyuta ulaştığını, cemaate ait vakıflarda kendi görüşleri doğrultusunda öğrenci yetiştirdiklerini söylemiş, Gülen'in özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızma girişimlerinden duydukları kaygıları belirterek Gülen'in polis içinde büyük bir hakimiyet kazandığını bazı verilerle ortaya koyduğunu söylemişlerdi.
KOMUTANLAR UYARMIŞTI
Komutanların bu görüşleri toplantıda tartışma yaratmıştı.
Ecevit, komutanların Gülen ile ilgili söylediği sözlere
katılmadığını belirtmişti.
Ecevit, Gülen'le dostluğunun bulunduğunu söyleyerek, kendisini
rejim için bir tehlike olarak görmediğini vurgulamış,
‘‘Siz Fethullah Gülen'in geçmişinden yola çıkarak bu
kanılara varıyorsunuz. İnsanlar değişip,
gelişebilir’’ diyerek, komutanların görüşlerine karşı
çıkmıştı.
Ancak komutanlar, Ecevit'in düşüncelerine destek vermeyip, Gülen'in rejim için ilerde tehlike oluşturacağı ısrarından geri adım atmamışlardı.
1998 MGK'sında Başbakan Mesut Yılmaz da Ecevit'e yakın görüşler dile getirmiş, Gülen'e dönük sert ifadelere karşı çıkıp, aynı üslupla bu görüşleri eleştirmişti.
GÜLEN: ECEVİT'TEN ŞEFAATÇİ OLACAĞIM
Mart 1999 yılında Gülen'e açılan bir soruşturma sonrası Bülent Ecevit, Gülen'i aramış ve şöyle demişti:
“Sağlığınız çok önemli... Sizinle ilgili böyle bir soruşturma olsa haberimiz olurdu... Lütfen tedavinizi aksatmayın ve Amerika’ya gidin...” (Ecevit'in bu konuşmasının Gülen'in ABD'ye gitmesinde en etkili nedenlerden biri olduğu biliniyor)
Gülen 2007 yılında Amerika’da kaldığı evdeki bir öğlen yemeğinde Bülent Ecevit hakkında ise şunları söylemişti:
“Ecevit hayatı boyunca oruç tutmadı. Namaz kılmadı ama inancı sağlamdı. Sosyal demokrat bir zeminde doğdu ve İsmet İnönü’ye ortanın solu dedirtti. Okullara çok sahip çıktı. İşin büyüklüğünü sezmişti. Önüne bir dosya getirildiğinde elinin tersiyle itti. Eğer ahirette Allah bana şefaat etme imkanı verirse, bunu ilk önce Ecevit için kullanırım.”