25 Ocak'ta uğradığı silahlı saldırı sonucu avukat eşi Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nu kaybeden ünlü sunucu Ece Erken günler sonra, annesi Nurhan Sepici ve Serkan Uçar ile evliliğinden dünyaya gelen oğlu Eymen ile birlikte görüntülendi. Eşinin ölümü nedeniyle zor günler geçiren ünlü sunucu ekrana dönüp dönmeyeceği hakkında konuştu.Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nun ani vefatıyla yıkılan ve zor günler geçiren Ece Erken, oğlu ve annesiyle birlikte alışveriş merkezi çıkışı aracını beklerken görüntülendi.Geçtiğimiz yaz Çeşme'de sürpriz bir nikahla hayatını birleştirdiği ve henüz 7 aylık evliyken silahlı saldırı sonucu kaybettiği 42 yaşındaki iki çocuk babası Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun öldürülmesiyle dünyası başına yıkılan Ece Erken günler sonra ortaya çıktı.Ünlü sunucu önceki gün oğlu Eymen ve annesi Nurhan Serpici ile birlikte Vadistanbul’da görüntülendi. Alışveriş merkezinde yemek yiyen aile, daha sonra ise alışveriş yaptı.Alışveriş merkezinin çıkışında aracının getirilmesini beklerken görüntülenen Ece Erken, kendisine yöneltilen “Yeniden ekranlara dönmeyi düşünüyor musunuz?” sorusuna cevap verdi. Ece Erken (43) ile uzun süredir aşk yaşayan avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu, Haziran 2021'de Çeşme'de nikâh masasına oturmuştu. Sürpriz bir kararla evlenen ikili güzel haberi, 'Herkese selam. Biz evlendik. Mutluluğumuzu sizinle paylaşmak istedik. Başta ailemize, sonra dostlarımıza, sevenlere, yanımızda olan herkese teşekkür ederiz” mesajıyla sosyal medya üzerinden duyurmuştu.Ece Erken 25 Ocak'ta uğradığı Silahlı Saldırı sonucunu hayatını kaybeden eşi Şafak Mahmuyazıcıoğlu'nun 40'ında duygularını dile getirmişti: Ölmeyecek kadar yaralıyım!Eşi ile yazışmalarının bir bölümünü paylaşan Erken, şu ifadeleri kullandı: 15-01-22 yazışmamız Dubai'ye yanıma geldiği sabah... Ve bugün canım Şafak'ımın 40'ı! Sabahsız geceler, her günün tekrarı, sadece aynı acıyı yaşayanların anlayacağı 40 gün... Ölmeyecek kadar yaralıyım, Allah'ım kimseye yaşatmasın. Eşimi toprağa verdiğim gün nasılsam öyleyim, bakımsız! Ne giydiğim, nasıl göründüğümün önemi olmadığı sadece eşime dua edeceğim bir gün, nefesi o kadarmış benim güzel yüzlümün, hiç hak etmediği şekilde kaybettim ve onu çok sevdiğim için biliyorum ki büyük bir sınavdayım. Allah bana 'kaldıramayacağımdan fazla yük yüklemez' diye inanıp yoluma öyle devam ediyorum. Oğlumla her zamankinden daha fazla ilgileniyorum, birçok eşini, yakınını kaybedenle görüşüyorum, mesajlaşıyorum, onlarla güçleniyorum, iyileşiyorum... Hepsine buradan teşekkür ederim. Her insan bazen dökülür, lakin mevsimi gelince Allah yeniden toparlar, toparlayacağım inşAllah. Şafak oğlumun baba yokluğunu giderirken; benim içinde eşten, sevgiliden öte, ailemdi, merhametli, vicdanlı, mükemmel bir baba, iyi bir evlat ve fedakâr bir eşti hala yaptığı yardım ve iyilikleri duyup Onunla gurur duyuyorum.Sosyal medyada ilk günden beri tehditler almama rağmen, katillerin peşine düştüm, hadisler paylaşıp kendimi teselli edip iyi insanlardan Yasin okuyup, hatim indirmeleri gibi eşimin ruhunun huzuru için paylaşımlarda bulundum. Eşimin o güzel yüzünü yayınladım, yasımı sessiz yaşamadım ve asla pişman değilim. Eşim de olsa aynısını yapardı. Katillerin peşini bırakmazdı. Babaannesi "Fayyeme" olan aşkını yazdım diye annesini sevmediğim yazılmış. Şafak çok sıkı dalga geçerdi yazılan, çizilenle, bana da arada 'takıyorum' diye hep kızardı ama ben insanlar ne deri bırakıp, yorum okumayalı tam 40 gün oldu. Yine de açıklayayım kötü düşünen kim varsa bütün ailesi bilir ki en özeliydi babaannesi ve annesi Hacer teyze eşimin vefat ettiği 6. gün arayıp "oğlunu mutlu ettiğimi, ailede küs olanları barıştırdığımı' söyledi ve 'Allah senden razı olsun' dedi. Eşimi defnettikten sonra cenazeye geç gelen, gelmeyen, yapılan veya yapılmayan paylaşımlara bile tepki gösterip takipten çıktığım yakınları ve yakınlarım oldu. Herkesin kendi hayatı, yakınlığı, haddim değildi ama yaptım ve pişman değilim. Benim eşim doğal yollarla ölmedi ki yasımı sessiz sedasız yaşayayım.Bir yandan ben yasımı tutarken öldüğünün daha ikinci günü arayan "şirketin yüzde 25'i senin borcun bu kadar", "şoförün kullandığı aracı ver", "tespihlerini ver", "o gece taktığı saati kızına vereceğiz" diyenler ama ne yaptığını bilmediğim, 'içini önce kiralarız' diye dayayıp döşediğimiz bir evin daha ikinci günü beyaz eşyasından mobilyalara kadar alanlar etrafımdaydı daha 4 Ocak Salı günü saat 11'de Yeşilköy karakolunda polise suçsuz yere eşimin ifadesini aldıranlar mutlu musunuz? Ben yasımı tutarken, katilleri paylaşırken şirkete ait mal varlığını 'Şafak sağken vekalet vermiş' diye başkasının üstüne yapanlar bir yana, 'sermaye artırımına gideceğim, mirası kabul edince bana para öde' diyenler. Rahmetlinin minibüsünü ver(ki ben de yok)diyen mekan desem. Bitmedi... Eşimi kaybettiğim gün evet, daha vefat ettiği gün "2015 yılından alacaklıyız, paramızı mirasçılar ödesin" diyen öldüğü 27:01:2022 sabahı dava açan, utanmayan yapı şirketi ki 'gerçekten alacağın vardı açmadın açmadın da niye öldüğü gün açtın mirastan alırım' diye mi düşündün? Ne yedisi ne 40'ı, öldüğü sabah dava açmak nedir? Daha neler göreceğim bilmiyorum ama ben de yasal süreler olduğu ve ilgilenmek istemediğim için konuları avukatıma devrettim ve artık ayağa kalkıp, eşimin beni tanıdığı, sevdiği güçlü kadın, iyi bir anne olmaya devam etmek istiyorum. Yetiştirmem gereken evladım var.