Ebola için kim, ne yaptı?
Abone olEbola virüsünün Batı Afrika'da binlerce kişinin ölümüne yol açıp diğer ülkeleri de tehdit eder hale gelmesiyle ABD'den Hollanda'ya, AB'den Dünya Bankası'na birçok kurum ve ülke harekete geçti. Yine de çabaların yetersiz olabileceği uyarıları yapılıyor.
Batı Afrika'da ortaya çıkan ebola salgının boyutları giderek artarken, Avrupa ülkeleri hastalık karşısında çaresiz. Havaalanı kontrolleri ve virüs taşıyanlar için hastanelerde özel yataklar ayırmak dışında etkili bir önlem alınamıyor.
Uzmanlara göre asıl tehdit Afrika kökenli hastalar değil, hasta olduğundan habersiz dünyanın diğer bölgelerinden Avrupa'ya seyahat edenler.
Avrupa liderleri, hastalığın Afrika'da izole edilip yenilmesi
için İngiltere Başbakanı David Cameron'un önerisiyle 1 milyar
euroluk bir kaynak yaratılmasını ele alacak.
Ebola salgını nedeniyle ölümler giderek artıyor. Resmi açıklamalara göre virüs 8 bin 997 kişiye bulaştı. 4 bin 500 kişi ebola nedeniyle yaşamını yitirdi.
Hastalığın görüldüğü bölgelerden dönenler sayesinde yayılmaması için bir çok ülke önlemler alıyor.
İngiltere, Fransa ve Çek Cumhuriyeti başta olmak üzere birçok ülke Avrupa'ya giriş yapan yolcuların ateşini ölçüyor.
Birçok ülke de hastanelerde ebola virüsü kapmış hastalar için özel yataklar ayırıyor.
Örneğin Türkiye'de ebola için 36 ilde 45 hasteninin düzenlendiği belirtiliyor.
Hollanda'da Amsterdam'daki hastanelerde 5, Utrecht'te 4, Groningen'de 3, Maastricht, Nijmegen, Leiden ve Rotterdam'da 2'şer yatak ayrıldı.
Diğer Batı ülkelerinde de benzer durum söz konusu. Ancak, olası yoğun hasta akışı durumunda bunun yeterli olmayacağı düşünülüyor.
Sorun sadece yatak sayısı ile de sınırlı değil.
Batı Afrika dışından gelen tehdit
Hollanda'daki Groningen Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Bölümü Başkanı Alexander Friedrich, bir başka soruna dikkati çekiyor.
Frederich'e göre Batı Afrika'dan gelecek hastalar için alınan önlemler çok iyi. Ancak asıl tehlike, diğer ülkerden gelenler.
Frederich, ABD'nin Dallas kentinde ebola virüsü kapan iki hemşirenin uçak yolculuğu yaptığını anımsatıyor ve "Batı Afrika tamam ama Madrid'den, Texas'dan gelen hastalara hazırlıklı değiliz. Hastalık, 'ben burdayım' demediği için belirlenmesi zor" diyor.
Uzmanlara göre en önemli önlem, ebola virüsünün salgının ortaya çıktığı bölgelerde kontrol altına alınıp, kaynağının kurutulması.
Ancak Sınır Tanımayan Hekimler Örgütü, hastalığın Batı Afrika'da yok edilmesi için Batı'nın yeterince çaba harcamadığını savunuyor.
'Her ülke sorumluluk almalı'
İngiltere Başbakanı David Cameron'un, ebolayla mücadele için 1 milyar euroluk kaynak ayrılması önerisi bu nedenle önem taşıyor.
Bu kaynak, 2 bin sağlık çalışanı ile çok sayıda yardım ekibinin Batı Afrika'ya gönderilmesi için kullanılacak.
Cameron'un bu hafta Brüksel'de AB'nin gündemine taşıyacağı öneriye ilk destek Hollanda'dan geldi. Dış Ticaret ve Kalkınma Bakanı Lilianne Ploumen, her ülkenin ebola konusunda sorumluluk alması gerektiğini söylüyor.
İngiltere Başbakanı'nın AB sınırları içinde havaalanı ve limanlardaki kontrollere ilişkin düzenli ve hızlı bilgi paylaşımı önerisi de destekleniyor.
AB'nin, ebola konusunda yeni kaynak arayışı öncesi, hastalıkla mücadele konusunda alınan önlemlere ilişkin tablo şöyle:
İngiltere:
İngiliz hükümeti kısa bir süre önce Sirra Leone'ye 750 asker daha göndereceğini açıkladı. Bu askerler, bölgede bulunan 150 askere destek olacak.
İngiliz Donanması'na ait bir hastene gemisi 250 personeli ve 3 helikopteriyle Batı Afrika'ya gönderildi.
İngiliz Kraliyeti, ebola ile mücadele için 125 milyon sterlin, yani yaklaşık 157 milyon euro harcadı. Bunun yanısıra bölgedeki uluslararası yardım kuruluşlarına tıbbi uzman ve askerlerle destek veriyor.
Hollanda:
Ebolayla mücadele için 30,8 milyon euro bütçe ayrıldı. Bu paranın 5 milyonu UNICEF'e 5 milyonu Dünya Sağlık Örgütü'ne verilecek.
Sınır Tanımayan Hekimler ve Kızılhaç da bu bütçeden desteklenecek.
Mücadele çalışmalarına destek amacıyla 11 ambulans hazırlandı. Koruyucu kıyafet, eldiven ve maske yarıdımı yapılması görüşülüyor.
Almanya:
Ebola mücadelesini desteklemek için 17 milyon euro ayırdı. Mobil hastenalere uatak desteği veriyor. Aynı zamanda sağlık konusunda daha fazla malzeme ve personel desteği konusunda yerel halkı eğitiyor.
Alman hükümetinin çağrısı üzerine ebola mücadelesine katılmak için 5 bin gönüllü başvurdu.
Fransa:
Bütçeden 70 milyon euro kaynak ayrıldı.
Bu paranın yarısı Eski Fransız sömürgeleri Gine ve Fildişi Sahilleri'nde tıbbi malzeme ve koruyucu önlemler için harcanıyor.
Geri kalanı da diğer Batı Avrupa ülkelerindeki laboratuarları güçlendirmek için uluslararası kuruluşlara aktarıldı.
ABD:
Beyaz Saray, ebola ile mücadele için şu ana kadar 350 milyon dolar harcadı. Bu paranın 111 milyon doları insani yardıma gitti.
Bölgeye 350 asker gönderdi. Eskiden ABD'de köle olarak çalışanların dönerek kurduğu Liberya'ya 3 bin 200 asker daha gönderilecek.
ABD'de 2 bin 200 gönüllü bölgeye gitmek için başvurdu. Ölenleri gömmek için Liberya'da 50 ekip oluşturuldu.
Bölgede 100 yataklı 17 merkez kuruldu. Her hafta 500 sağlık çalışanı eğitiliyor.
Avrupa Birliği:
Ekim ayı başında Batı Afrika ile hava köprüsü kurarak yardım malzemelerinin daha kolay ulaştırılması kararı alındı.
Mart ayından bu yana düzenli olarak insani ve kalkınma yardımı yapıldı. 500 milyon euroluk bir bütçe oluşturuldu.
Yardım için bölgede bulunanlara hastalık bulaşması durumunda, hızla tahliye edilemleri için 3 milyon euro ayrıldı. Bu hafta İngiltere Başbakanı Cameron'un 1 milyar euroluk bütçe önerisi ele alınacak.
Dünya Bankası:
Gine, Sierra Leone ve Liberya için 400 milyon dolar ayırdı.
Dünya Bankası'na göre eğer ebola yayılmaya devam ederse, hastalığın ekonomiye verdiği zarar 2015 yılı sonuna kadar 32,6 milyar dolara ulaşabilir.
BM İnsani Yadım Koordinatörü Valerie Ambos, çok büyük bir insani krizden söz ediyor. Dünya Bankası'na göre ise, bölgede sağlık sektörüne yeterince yatırım yapılsaydı, ekonomik zarar engellenebilirdi.
IMF:
Örgüt, kısa süre önce ebolaya karşı mücadeleye finansal destek vereceğini açıkladı.
En ağır etkilenen 3 ülkeye acil borç verilecek. IMF Başkanı Christine Lagarde, "Ebolayı izole etmemiz gerekir, ebola mağduru ülkeleri değil" diyor. Bu nedenle, üyelerinin daha gazla yardım çağrısında bulunmalarını memnunlukla karşıladıklarını söylüyor.