E-muhtıranın gereği neden yapılmadı?
Abone olLevent Ersöz, video konferans yöntemiyle dün yapmaya başladığı 350 sayfalık savunmasını tamamladı.
İkinci “Ergenekon” davasının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, tedavi gördüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde video konferans yöntemiyle dün yapmaya başladığı 350 sayfalık savunmasını tamamladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Ersöz, Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk, Mustafa Balbay ve kendisinin Şener Eruygur'un makam odasında gizli toplantılar yaptıkları yönündeki iddialara değindi. Selçuk ve Balbay'ın, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un makamında yaptıkları hiçbir görüşmede bulunmadığını ifade eden Ersöz, Selçuk'u da karargahta hiç görmediğini, ne yüz yüze ne telefonla ne elektronik ortamlarda teması ve görüşmesi olmadığını söyledi.Ersöz, yine Mustafa Özbek ve Özbek'in eski başkanı olduğu Türk Metal Sendikası ile de hiçbir görüşmeleri olmadığını savundu.
ÖZKÖK'ÜN TANIK İFADESİ
Dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ün dosyada bulunan tanık ifadesine değinen Ersöz, Özkök ile yaptıkları görüşmeyi anlattı.
“O dönemde kendilerini de yanıltma gayreti içinde olan bazı kuruluşların jandarma aleyhine yaptıkları dezenformasyon vardı ve biz de kendisine bunu izah etmeye çalıştık” diyen Ersöz, “Hangi kuruluş, kime, hangi müşterisine yönlendirme yapıyor, TSK generallerini izlemek için kimin nerede karar aldığını, karar almadan dinlemeyi kimlerin yaptığını anlatmaya çalıştık. Özkök'ün, 'Sivil istihbarat birimleri beni dinleyebilir mi, bilgisayarıma girebilir mi?' şeklindeki sorularına cevap verdik” diye konuştu.
YAŞAR BÜYÜKANIT
Ağustos 2004'te, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevinden Bilecik 2. Jandarma Er Eğitim Tugay Komutanlığına atandığını, Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un da bu dönemde emekli olduğunu belirten Ersöz, Eruygur'un yerine atanan Orgeneral Fevzi Türkeri'nin çağırması üzerine komutanlığa gittiğini söyledi. Ersöz, komutanın, istihbarat başkanı olduğu dönemle ilgili olarak bazı söylentiler duyduğunu söylediğini ve birtakım sözde plan çalışmaları yapıp yapmadıklarını sorduğunu ifade ederek, emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında da herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığını sorduğunu kaydetti.
“27 NİSAN E-MUHTIRASININ GEREĞİ NEDEN YAPILMADI?”
Ersöz, Türkeri'ne, Büyükanıt'ın soy ağacı konusunda, Eminönü ile Kocaeli Kandıra'da, jandarma istihbaratından olduklarını söyleyen iki kişi tarafından araştırma yapıldığı duyumunun alındığını, konunun araştırılması üzerine, o kişilerin bir daha bölgeye gelmediklerini öğrendiklerini söylediğini dile getirdi. Savunmasında, 27 Nisan 2007'de Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan e-muhtıraya da değinen Ersöz, Büyükanıt'ın bunu kendisinin kaleme aldığını söylediğini hatırlattı. Ersöz, “Madem 27 Nisan e-muhtırası hukuk dışıydı, Hükümet neden gereğini yapmadı? Sahibi belli olan 27 Nisan e-muhtırasını neden yargılamıyorlar? 27 Nisan'ı, 28 Şubat'ı yargılayamıyorsunuz. Peki 12 Eylül darbesini niçin yargılayamıyorsunuz?” dedi. Levent Ersöz, yazılı olarak hazırladığı 350 sayfalık savunmasını okumasının ardından, hakkında birçok şey söylendiğini, asker babanın asker doğan çocuğu olarak başı dimdik, mahkemenin karşısında olduğunu dile getirdi.
“SIKINTILARIMA SON VERİN”
Bugüne kadar yaşadıklarına dayanmaya çalıştığını, ancak bir insanın üzerine bu kadar gelinmemesi gerektiğini ifade eden Ersöz, sözlerini şöyle tamamladı:
“Rusya'ya kaçtı gibi gösterilmemin gerçekle ilgisi yoktur. Örgütlerin öncelikli hedefi olan kişi olarak yurt içine normal yollardan giremezdim. Askeri hastaneye kendi kimliğimle girip tedavimi yaptıramazdım. Görev yaptığım istihbarat dairesinden tanımış olduğum kişilerin yardımıyla aileme teslim edilen kimlikle hastaneye müracaat ettim. O zaman bana 2 gün müsaade edilseydi, ameliyat olabilseydim, şimdi karşınızda yerimi almış olacaktım. Bu hastalığı maalesef hastanede edindim. 30'un üzerinde ameliyat geçirdim. Hasta yatağımda savunmamı hazırladım. Sonuna kadar Atatürk ilkeleri, Cumhuriyet ilkelerine sahip çıkacağım. Bu sıkıntılara bir son vermenizi, uygun gördüğünüz bir tedbir ile tahliyeme karar vermenizi istiyorum.” Duruşma yarın saat 09.00'a ertelendi.