DYP'de kılıçlar çekildi!
Abone olÇiller'in iki eski kurmayı Soylu ve Ceylan uzun süren sessizliğini bozdu. Ceylan ve Soylu yaptıkları ortak basın açıklamasıyla Ağar'ı hedef aldı. İşte o açıklama:
Süleyman Soylu ile Ankara eski İl Başkanı Nevzat Ceylan, uzun
süren sessizliğini bugün bozdu. Ceylan ve Soylu, yaptıkları ortak
basın açıklamasıyla, Ağar'ı hedef aldı. İşte o açıklama: -DOĞRU YOL
PARTİSİ MİSYONUNDAN UZAKLAŞMIŞTIR. -MİSYONUNA UYMAYAN BİR ŞAPKA
GİYMİŞTİR. -200’E YAKIN İL BAŞKANI GÖREVDEN ALINMIŞTIR. -14-15
MAYISTA GERÇEKLEŞECEK KONGREDE DAĞ FARE DOĞURACAKTIR. -BU KONGRE 14
MAYIS RUHUNA YAKIŞMAMAKTADIR. Doğru Yol Partisi misyonu, 1946 da
Türkiye’yi çağdaşlaştırmak, kalkındırmak ve zenginleştirmek, halkın
demokrasisini geliştirmek adına devletin baskısına karşı kurulmuş
bir halk hareketidir. Bu misyon hiçbir zaman devletin ve sistemin
partisi olmamış, devletle kavgalı da olmamıştır. Bu misyon ;
toplumun bütün kesimlerini kucaklayan, bünyesinde hiçbir kesimin
yabancılık çekmediği ve dışlanmadığı, herkesin kendini ifade
edebildiği bir misyondur. Vatandaşımız, devletin ve sistemin
partilerine hiçbir zaman itibar etmemiş, sivil partileri kendine
daha yakın gördüğü için, o tür partilere teveccüh etmiştir. Doğru
Yol Partisi misyonundan uzaklaştıkça, halkta Doğru Yol Partisinden
uzaklaşmıştır. Kuruluşu, varlığı , oluşumu, sivil ve demokrat olan
partinin başına, iki buçuk yıl önce devlet, hem de derin devlet
şapkası taşıyan Mehmet AĞAR’ın gelmesiyle, Doğru Yol Partisi’ne
misyonuna uymayan bir şapka giydirilmiştir. Sayın AĞAR’ın şahsıyla
hiçbir meselemiz olmamıştır. Mesele, geldiği yer ve halk üzerinde
bıraktığı izlenim ve halkın algılamasıdır. Sayın AĞAR’ın genel
başkanlığa seçildiğinden bu yana geçen iki buçuk yıl boyunca
kendilerine fırsat vermek için, siyaset edebine uygun anlayışla hiç
eleştirilmemiş ve hatta susulmuştur. Ama iki buçuk yıl göstermiştir
ki; bu sürede ne muhalefet görevi yapılabilmiş, ne hükümetin
uyguladığı politikalara alternatif oluşturulabilmiştir. Ülkemizi
ilgilendiren önemli konularda dahi , net bir tavır, siyasal zemini
belirgin doğru çizgi ortaya konulmamıştır. Sayın AĞAR ve yönetimi
hiçbir dönemde görülmeyecek ölçüde partide il ve ilçe
teşkilatlarını seçimsiz değiştirmiş ve parti ; eski il ve
başkanları ile yönetimlerinin mezarlığına dönüşmüştür. Birlik ve
beraberlik sağlamaya yönelik hiçbir adım atılmamıştır. Kongrede
“seçimle gelen, seçimle gidecek, hiçbir teşkilat görevden
alınmayacak” sözüne rağmen ; bazı illerde il başkanları 7 defa
değiştirilerek (Mersin 7, İstanbul 4, Bursa 4) 200’e yakın il
başkanı , 1000 den fazla ilçe başkanı 30000 den fazla yönetim
kurulu üyesi görevden alınmıştır. Partinin demokratik
platformlarını işletmeyen tek sesli, taşıma adamlı, renksiz,
çizgisiz, zorlama yönetim üslubuyla, parti tarihinde görülmeyen
kadrolaşma oynamalarıyla baskıcı anlayış sergilenmektedir. Bir
önceki kongrede söylenen 2003 Nisan- Mayıs ayında demokratik
katılımcı tüzük için ”tüzük kongresi” taahhüdü, maalesef 3 takvim
yılı geçmesine rağmen buzun üzerine yazılan yazı misali uçmuştur.
Millete verilen demokrat parti yönetimi anlayışı sözü yerine
getirilmemiştir. Bu kongre hazırlanırken bile gazete ilanları ile
duyurulan gündem başka bir acizliğin ifadesi olmuştur. Tedbirli
yapılan delegasyondan dahi korkan bir anlayışın elbette ki
Türkiye’mizin önünde büyük meseleleri kongre gündeminde istişare
ettirmeye, parti tabanının sağ duyusu ve yaratıcılığına fırsat
tanımaya da ihtiyacı olmazdı. O zihniyet Türkiye deki sosyal doku
farklılıklarını türkü söyleyerek, ekonomik durgunluk ve işsizlik
sorununu, her sokağa bekçi formülü ile çözebilmeyi mucize olarak
sunmaktadır. Partiyi kapalı devre yönetenler, ülkeyi de kapalı
devre yönetmek isteyeceklerdir. Bu anlayış az olsun benim olsun
anlayışıdır. Yakın siyasi tarihte başarısızlık örnekleri sık
rastlanan bir yaklaşımdır. Bu nedenledir ki, merkez ve merkez sağda
ki arayış yoğunluğuna rağmen DYP’yi kapalı devre gören milletimiz,
kendi devresine, kendi gündemine almamaktadır. 14-15 Mayıs
tarihinde gerçekleşecek Büyük Kongrede DAĞ FARE DOĞURACAKTIR. Geçen
iki buçuk yıldan ve kongreye yaklaşılan bu son günlerden
anlaşılmaktadır ki, kongre topluma heyecan vermeyecek, ALTERNATİF
olabileceğini gösteremeyecek, umut veren yeni projeler
üretemeyecektir. BU KONGRE 14 MAYIS RUHUNA YAKIŞMAMAKTADIR. Başta
AĞAR olmak üzere, 2002 Genel Seçimlerinde partiyi baraj altında
bırakmak için her türlü faaliyetlerde bulunanların ve 28 şubat
figüranlarının da (gazetelere yansıyan ve yalanlanmayan bilgiler
ışığında) içinde olduğu, halka umut vermeyen bir Genel İdare Kurulu
oluşturulacaktır. Bu duruşuyla, görülen odur ki yegane düşünce
barajın yarım puan üzerinde bir hedefe odaklanmak ve bununla
yetinmektir. DYP’yi iktidar hedefinden uzak tutmaktır. Zaten Genel
Başkan’ın sergilediği politikalarla, iktidar olmak istemediği
anlaşılmaktadır. Böylelikle partinin baraj sorununun devam edeceği
anlaşılmaktadır. İki buçuk yıllık suskunluğumuzu Doğru Yol
Partisinin kongresi öncesi yanlış bir yolda olduğunu görerek
bozduk. Her ne kadar dile getirdiklerimizin DYP’yi idare eden
merkez yönetiminin görüşlerini değiştireceğini umut etmesek de, tüm
Türkiye’yi kucaklamış arkadaşlarımızın ortak kanaatine uygun olarak
iyimser bir anlayış ile hem ülke kamuoyu hem parti kamuoyu ile
paylaşmak istedik. Bizim derdimiz Türkiye’nin derdidir. Bizim
aradığımız Türkiye’nin aradığı dünyada itibar ve saygınlık yurt da
refah ve zenginliktir. Çözümün uzakta değil demokratik siyaset
anlayışında olduğu düşüncesi ile.. Saygılarımızla,