Düzce depreminden ders almadık
Abone olYaklaşık 800 kişinin öldüğü 5 bin kişinin de yaralandığı Düzce depreminde, binaların büyük bölümü su yalıtımı olmadığı için yıkıldı. Ama biz o felaketten ders çıkaramadık..
Yaşanan felaketin üstünden 5 yıl geçmesine rağmen su yalıtımı
bilinci hala beklenen düzeye ulaşmadı. İZODER’in verdiği bilgiye
göre, İstanbul’daki binaların üçte ikisi su yalıtımı yapılmadığı
için korozyondan etkilenmiş durumda ve yıkılma riski her geçen gün
artıyor. Isı, Ses ve Su İzolasyoncuları Derneği’nin (İZODER) 12
Kasım depreminin yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamaya göre,
binaların ayakta kalmasını sağlayan betonun bünyesine giren su,
binalara, felaketlere yol açabilecek ölçüde büyük zarar veriyor. Su
yalıtımı olmayan yapılardaki betonun kimyasal niteliği bir süre
sonra bozuluyor, çatlayarak kapasitesi azalıyor ve taşıyıcılık
niteliğini yitiriyor. Betona sızan su, taşıyıcılık niteliği olan
demirin korozyonuna (paslanmasına) yol açıyor ve paslanan demir her
geçen yıl inceliyor. Betonun taşıyıcılığını sağlayan demirin
incelmesi, deprem yaşanmasa da Şubat ayında Konya’da çöken Zümrüt
Apartmanı örneğinde olduğu gibi binanın yıkılmasına neden
olabiliyor. İZODER açıklamasında “Bu açıdan bakıldığında ise
İstanbul maalesef bir felaket senaryosuna zemin hazırlıyor. Çünkü
İstanbul Büyükşehir Belediyesi hasar tespit komisyonu tarafından 55
bin 651 konut ve işyerinde yapılan kontrollerde incelenen binaların
üçte ikisinde nemin yol açtığı korozyon (paslanma) saptanmıştır. Bu
da ilk depremde bu binaların yıkılabileceği anlamına geliyor.
1999’daki depremler bize ders olmalı ve binalarımızın su yalıtımını
yaptırmalıyız. Devletin de bu konuya ciddi olarak el atması ve bir
politika belirlemesi gerekli.” görüşüne yer veriliyor. İZODER’in
açıklamasında, deprem ülkesi olan Türkiye’de bina güvenliğinin
önemi vurgulanıyor ve su yalıtımının bina güvenliğiyle direkt
bağlantılı olduğuna işaret edilerek, bütün yeni inşaatlarda su
yalıtımının zorunlu hale getirilmesi isteniyor. Açıklamada, su
yalıtımına temelden başlanması gerektiği belirtilerek inşaatın
başlangıcında yapılmayan su yalıtımının, sonradan ancak ekstra mali
külfetle ve sınırlı çözümlerle uygulanabildiği dile
getiriliyor.