Duygu Asena'ya destek yağıyor

Abone ol

Beyin tümörü teşhisiyle tedavi altına alınan ünlü yazar Duygu Asena'ya meslektaşlarından destek yağıyor. Hıncal Uluç ve Reha Muhtar bunlardan sadece ikisi

Beyin tümörü teşhisiyle tedavi altına alınan ünlü gazeteci-yazar Duygu Asena'ya meslektaşlarından moral desteği yağıyor. Asena'ya destek veren Reha Muhtar ve Hıncal Uluç bunlardan sadece ikisi.

Reha Muhtar, meslektaşı Duygu Asena'ya moral verdi. Muhtar diye seslendiği yazısında bir öykü anlattı. Muhtar'ın öyküsü anlamlı olduğu kadar düşündürücü de:

- Biliyorum, şu anda bütün dostların, sevdiklerin yanında...

Onların sevgileri ve kendi içindeki sarsılmaz iradeyle beynindeki tümörlerden kurtulacak, en sağlıklı halinle en sağlıklı yaşamaya devam edeceksin...

Senin bu mücadelende kendin ve dostların dışında bir büyük yardımcın daha olacak...

Onu istersen sana bir öyküyle anlatayım Sevgili Duygu:
"Adamın biri bir gece bir rüya görmüş... Upuzun bir kumsal boyunca yanında Tanrı ile yürüyormuş... Onlar yürürken de tam karşılarından gökyüzünden, bir film şeridi gibi adamın hayatından sahneler geçiyormuş...
Kumsal adamın hayat yolu imiş sanki... Adam kumsalda iki çift ayak izi kaldığına dikkat etmiş... Ayak izlerinin bir çifti kendine, diğeri ise Tanrı'ya aitmiş...

Hayatının son sahnesi de gökyüzünden geçtikten sonra, kumdaki ayak izlerine boydan boya bir daha bakmış...
Ve birden bir şey dikkatini çekmiş: Hayat yolunun pek çok bölümünde kumda sadece bir çift ayak izi görülüyormuş ve adam dehşet içinde fark etmiş ki, ayak izleri hayatının en kötü en acı anlarında teke iniyor...
En acı anlarında hayat yolunda yapayalnız yürüdüğünü fark etmek onu fena halde rahatsız etmiş...

Ve Tanrı'ya sormaya karar vermiş: "Tanrım... Eğer sana inanırsam, senin yolunda gidersem her zaman yanımda olacağını ve her zaman yanımda yürüyeceğini söylemiştin... Oysa hayat yoluma bakıyorum... En zorlu, en çetin ve en acılı anlarımda sadece bir çift ayak izi görüyorum kumda... Anlayamıyorum Tanrım anlayamıyorum... Hayatın kolay günlerinde yanımda yürüyorsun da sana en muhtaç olduğum anlarda beni niye terk ediyorsun?.."
Tanrı gülümseyerek cevap vermiş: "Ben seni çok sevdim ve hiç terk etmedim... Hayat yolundaki o zorlu sınav günlerinde, en acılı, en kötü anlarında kumda hep bir çift ayak izi gördün...

Çünkü o zaman ben, seni kucağımda taşıyordum!.."
Seni de kucağında taşıyor Duygu, seni de kucağında taşıyor...

Yazı: Reha Muhtar
Kaynak:


Duygu Asena'ya bir başka moral desteği ise Hıncal Uluç'tan geldi. Uluç, dediği yazısıyla arkadaşına büyük moral  verdi:

Haşmet aradı.. "Ağbi Duygu hastanede" diye.. Bre aman.. Daha iki gün önce Sunay Akın'ı beraber dinliyorduk Hisar'da.. Sunay da durmadan takılıyordu Duygu'ya.. Şen şakraktık hepimiz..

Ali'ye dert yanmış.. Kocatepe'ye.. "Galiba bunalımdayım" diye.. Kafasını bir türlü toparlayamıyormuş. Unutur olmuş..
Meğer iki tümör büyürmüş kafasının içinde ve beynin işte o iki merkezini sıkıştırırmış..

Şimdi tedavi başlamış, önce ilaç, sonra ışın..
Tedavi önemli, önemli de, daha önemlisi insanın kendisi..
Yenilmezsen, yenilmezsin..

Spor değil, yaşam felsefesi bu.. Duygu anahtar cümleyi etmiş bile.. "Evime çıkıyorum, hayatım aynen devam edecek.."
Hayatı aynen sürdürmek.. İşte "Yenilmeme"nin sırrı bu..
Hayatı aynen sürdürmeyi başarırsan, tıp yardım eder sana.. Yenersin.. Her şeyi yendiğin gibi..

Lance Armstrong bisikletçiydi.. Testis kanseri oldu. Tam seleye oturduğu yerden.. "Bir daha oturamazsın" dediler.. Oturdu.. Dahası iki çocuk sahibi oldu.. Ama hastalık da yamandı ha.. Beyne atladı önce.. Ameliyat.. Akciğere atladı sonra..
Gene ameliyat.. İlaçlar.. Işınlar..
Ve Lance Armstrong, kolumda sarı bileziği olan adam, dünya sporunda başka hiç kimsenin yapamadığı bir başarıya ulaştı.. İnsanın rakiplere, doğaya, hepsinden önemlisi kendisine karşı yarıştığı, en sabırlı, en iradeli, en hızlı, en güçlü, en dayanıklı, en zeki, en taktisyen, en takım oyuncusu olması gereken Fransa Turu'nu, tam altı kere ve arka arkaya kazanmayı başardı..

Zafer Fransa Turlarının birer birer boyun eğmesi değil, zafer, insanın, inancın ve baş eğmeme, yenilmeme iradesinin, yaşam sevincinin doruklara tırmanmasıydı..

Lance, dünya üzerindeki milyonla kanser hastasının, on milyonlarca hasta yakınının ışığı, meşalesi olmuştu. Milyonların gözünde ve beynindeki "Umutsuzluk" bitmiş, "Bitmedikçe bitmez.. Yenilmedikçe, yenilmezsin" yeni slogan olmuştu.

Lance "Hayatım aynen devam edecek" dediği için başarmıştı.
Duygu ayni sözleri söyledi.. "Hayatım aynen devam edecek. Yazılarıma dönüyorum.."

Duygu deyince aklıma, hep Opera Galasındaki boş koltuk gelir.. Bu ülkeye feminizmi getiren kadın, perdenin açılmasına beş dakika kala, sevgilisinden gelen "Seni özledim" telefonu üzerine fırlamış gitmişti..
Hem de nasıl azılı bir kadın hakları savunucusu olması pek çoklarını şaşırtmış, onun adının anlamından uzaklara düştüğünü sandırmıştı.
Oysa onun ne kadar duygu dolu olduğunu en iyi ben bilirim..
O boş koltuğu hiç unutmadım!..

Yazı: Hıncal Uluç
Kaynak:

Günün Önemli Haberleri